|
Yeni bir dönem başlamalı

Türkiye bugün yerel yönetimlerin seçimi için sandık başında. Geçen yılın ikinci yarısından itibaren içte gelişen olaylar dış politikaya olan ilgiyi azalttı ve tüm dikkatleri iç siyasete yöneltti. Oysa bu zaman içinde başta Orta Doğu ve Kırım olmak üzere dünyada birçok değişiklik meydana geldi. Bu değişiklikler kısa sürelerle gündemimizde yer aldı. En uzun süre gündemimizde yer alan olay ise Mısır"da halkın seçtiği iktidara yönelik yapılan askeri darbe oldu.

Mısır darbesi Orta Doğu"da oluşmuş ittifakları deşifre etti. Yıllardır dost ve düşman davranışlar içinde olan ülkelerin aslında hiçte öyle olmadıkları görüldü. Müslüman halklar, Arap yönetimlerin en büyük düşmanının hep Siyonist İsrail rejimi olduğunu düşünüyorlardı. Müslüman halkların böyle düşünmesi son derece doğaldı. Siyonist İsrail Devletinin kuruluşu ve Filistin topraklarını işgali iki tane Arap-İsrail savaşına neden olmuştu. Bugün bırakın halkları birçok entelektüel de aynı düşünüyor.

Afganistan"ın ve Irak"ın işgali, İsrail"in Filistin-Lübnan Saldırıları, Arap Baharı olarak adlandırılan kitle hareketleri, Suriye iç savaşı, Libya-Mısır darbesi… bize İslam Dünyasının nasıl bir bloklaşma içinde olduğunu göstermeye yetti. Stratejik gibi görülen birçok dayanışma aslında sadece taktiksel ve birbirini dengeleme düşüncesi üzerine kurulu olduğu anlaşıldı.

Bu bağlamda Suriye iç savaşı ve Mısır darbesi gerçeklerin herkes tarafından yalın bir biçimde anlaşılmasına neden olmuştur. Orta Doğu"da yeni gelişmeler yaşanıyor. İran, iç ve dış siyasette uluslararası sistemle barışmanın ortaya çıkarttığı sorunları aşmakla uğraşıyor.

İran"ın uluslararası sistemle barışma girişimi Orta Doğu dengelerini etkilemeye başladı. ABD-Sudi Arabistan ilişkileri gerildi ve en kötü dönemine girdi.

ABD Başkanı Barack Obama Rusya"nın Kırım"a ilhakından sonra Avrupa"ya ziyaretinin ardından Sudi Arabistan"a gitti ve sorunlu olan ilişkileri düzeltmeye çalışıyor. Uzun bir zamandan beridir Sudi Arabistan Afganistan, Pakistan"dan başlayarak Fas"a kadar olan Orta Doğu coğrafyasında ki siyasetlerde belirleyici olmaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde bunun etkilerini yakinen göreceğiz.

Bu yıl 2014 I. Dünya Savaşı"nın 100. yılıdır. 1914"den 2014"e tam 100 yıl. Türkiye içine kapanmış durumda ve bugünden başlamak üzere 2015"e kadar üç seçim yaşayacak. Gündem iç siyaset tartışmalarıyla şekilleneceğe benziyor. Bu zaman dilimi içinde merkezinde yer aldığımız coğrafyada ilginç gelişmelerin yaşanılması kaçınılmaz.

Türkiye bu gelişmelere ne kadar müdahil olacak veya olabilecek mi? Bu sorunun cevabı yerel seçim sonuçlarına ve sonrasında gündemin nasıl oluşacağına bağlıdır. Mevcut gündem bu şekilde devam ederse varlık ve bütünlükle ilgili kaygılı bir süreç başlayabilir. Bundan dolayıdır ki seçim sonrasında ayrıştırıcı siyaset dilinin bütünleştirmeye yönelmesi gerekir. Bu kısır döngüden çıkıp, sabırla, adaletle, kin ve öç alma duygusuna alan bırakmadan, kırmadan, dökmeden ortaya çıkan tahribatın telafi edilmesi gerekir. Başka Türkiye yok; yaralarımızı birlikte saracağız, bu gerilimli ortamdan el ele çıkacağız.

Sorunların birinci derecede çözüm alanı siyasettir. Siyasetin yeniden çözüm olma umudunu oluşturmak ve siyasete olan güveni tazelemek gerekir.

Yeni Türkiye"nin ilk adımları güçlü atılmalı ve yeni bir dönem başlamalı.

10 yıl önce
default-profile-img
Yeni bir dönem başlamalı
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..