|
Zorluğun yanında kolaylık vardır…*

Zorlu bir süreçten geçiyor merkezinde yer aldığımız coğrafya. Her gelişme dünyayı etkiliyor.

Artık hiçbir sorun ilgili ülkenin iç sorunu değil. Siyasi bir ilginiz olmasa da en azından ekonomik olarak ilgilendiriyor.

Örneklemek gerekirse Kuzey Afrika"daki gelişmeler Afrika"yı siyasi ve ekonomik olarak etkilediği kadar ABD, Rusya, Çin, Japonya ve AB"ni etkiliyor; en az onlar kadar Türkiye"yi de.

Aynı medeniyetin ve coğrafyanın bir parçası olması dolayısıyla Türkiye"yi sadece etkilemiyor ilgilendiriyor da. Mısır, Filistin, Yemen, Irak ve Suriye"deki gelişmeler de.

2010"dan itibaren yaşanan olaylara baktığımızda İslam Dünyasında, siyasi bakış açılarının yanı sıra mezhebi farklılıklarda da derinleşen bir ayrışma yaşanıyor. Filistin, Irak ve Suriye sorununa her ülke, içinde yer aldığı iklim ve ittifakların perspektifinde, çözüm üretmeye veya çözümlere destek olmaya çalışıyor.

İslam Dünyasında mezhebi duyarlılığın ön plana çıkartılması ister istemez her gelişmeyi öncelikle bu süzgeçten geçiriyor.

Pakistan, Irak, Lübnan ve Suriye"de ortaya çıkan etnik ve mezhebi çatışmalar bölge ülkelerinin iç istikrarını tehdit ediyor. Bir ülke diğerinin içindeki etnik ve mezhep bağlılarını dost, karşısında yer alanları düşman ilan edebiliyor. Bu durum destekçi ülkeler içinde de ayrışmalara veya en azından tedirginliğe neden olabiliyor.

İslam dünyasının içine düştüğü bu halden çıkması gerekiyor. Bunun için kararlı, etnik ve mezhebi farklılıkları önceliği haline dönüştürmemiş bir liderliğe ihtiyaç var.

İslam dünyasında stratejik konumu, tarihsel duruşu, siyasi birikimi ve batılı ittifaklar içinde yer alması itibariyle Türkiye tüm dini, mezhebi ve etnik farklılıkların birarada yaşama kültürüne sahip en önemli ülkesidir.

Buradan yola çıkarak Türkiye"nin İslam Dünyası"nda bozulan istikrarın yeniden kurulması için üzerine düşen sorumlulukları var.

Bu sorumluluğunu yerine getirebilmesi için "birey hak ve özgürlüğünü, din ve vicdan hürriyetini" önceleyen sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır.

Hazırlanacak anayasa toplumun tüm kesimlerini kuşatmalı. Bu anayasa kendi sorunlarımızı çözeceği gibi; İslam Dünyası"nın içinde bulunduğu sorunları da çözecektir.

Yaşanan gelişmelere baktığımızda bunun ne kadar büyük ehemmiyet ifade ettiğini görmekteyiz.

Batı dünyasındaki kitle protestoları asla bir rejim sorununa dönüşmüyor. Oysa ülkemizde yapılan gösteriler darbe fırsatına veya rejim sorununa dönüşüyor. 1990"lı yıllarda ki talepler genelde rejim sorunu olarak görülmüş, süreçler ve postmodern darbeler yaşanmıştı. Bugün olanlar ise milli iradeye karşı bir kalkışma ve darbeye zemin hazırlamak olarak ele alınıyor.

Bu ülkenin darbe veya rejim değişikliği sendromunu atlatabilmesinin en önemli teminatı sivil bir anayasadır.

Siyasi partiler, kendi çıkarları doğrultusunda bir dayatma içine girmeden; ülke insanının tümüne etnik, dini ve mezhebi farklılığına bakmaksızın eşit yurttaş kabul edecek bir anlayışla anayasa tasarlamalılar.

Bunun için parlamentoda bulunan bütün partiler ön yargılardan arınarak ellerini taşın altına koyup ortak bir akıl etrafında buluşmalı.

Kürt sorununun çözümü ve Gezi Parkı olayları siyasetin ortak akıl etrafında toplanarak birlikte sivil bir anayasa yapmasını mecbur kılmaktadır.

Gençler hızlı bir şekilde farklılıklarını çatışma kültüründen anlama kültürüne dönüştürüyorlar. Siyasetin de bunu yapması, ayrıştırmadan çok, bütünleştirici bir dil inşa etmesi gerekir.

Resmi ideoloji ekseninde oluşmuş dayatmalarının ve yasakçı anlayışların devri kapanmıştır.

Yaşadıklarımız bize göstermiştir ki; Türkiye"nin kendi ve İslam dünyasının sorunlarını çözmesinin tek yolu "sivil anayasadan" geçmektedir.

Hiç kimse rahmetli Hasan Mutlucan"ın sesiyle uyanıp güne başlamayı talep etmemekte.

Rahmetli Hasan Mutlucan"ı kendi irademizle dinleriz, amma: dinleme mecburiyetine de canımız pahasına karşı koyarız.

Görür ve düşünürsek İnşirah sûresinde müjdelendiği gibi: "Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır."*

11 yıl önce
Zorluğun yanında kolaylık vardır…*
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu