|
Başımıza şimdi de Safra çıktı

İçişleri bakanı Sadettin Tantan beni fıtık edecek. Önce ''Tapınak şövalyeleri'' dedi, sonra ''nüfuz casusları'' terimiyle karşımıza çıktı; şimdi de, Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) tarafından düzenlenen toplantıda bir isim (Edmond Safra), bir de cadde adı (Gümüşsuyu Caddesi) zikretti...

Bakanın cümleleri şu: "Gümüşsuyu Caddesi''nde Türk para hareketini yönlendiren kişinin kim olduğunu eğer öğrenebilme şansınız olsaydı, yolsuzlukla mücadelenin boyutlarını daha iyi anlayabilirdiniz. Mücadelenin öyle ufak bir mücadele olduğunu düşünürseniz yanılgıya düşürseniz. İsimleri vermiyorum, arşivlerde var. O vatandaşımızın kim olduğuna, buradan niçin kaçtığına bakıldığında, Marsilya''da ölen Edmond Safra ilişkilerini araştırdığınızda bir takım gerçekler ortaya çıkar."

Alın, buradan yakın...

Hürriyet''in internet sitesine girip arama motoruna ''Gümüşsuyu'' diye yazınca bir sürü haberle karşılaştım. Gümüşsuyu Caddesi üzerinde oturan epey ünlü kişi, icrâ-yı faaliyet gösteren çok sayıda şirket var. Ünlülerden biri, bir siyasi parti genel başkanının o cadde üzerinde bulunan 1931 yapımı bir binada yıllardır oturan annesi. (8 Eylül 1999). Genel başkanın el öpmek üzere bayram ziyaretine annesine gittiği haberinin (19 Ocak 1999) başlığı şu: "Zekâtları bile servet."

Gümüşsuyu Caddesi ile irtibatı kurulabilen bir diğer ünlü de hükümetin güçlü koltuklarından birinde oturan bir politikacının dayısı. Tekstil sektöründeki dayı da, bu konuları bilen Güler Kömürcü''ye göre, Gümüşsuyu''nu mekân tutmuş...

Ancak, Tantan, şifreli cümlesinde "Adam" dediği için saygıdeğer valideyi, "Kaçtı" dediği için de dayıbeyi kast etmiş olamaz... O halde, şifrenin çözümünü Edmond Safra irtibatından çıkarmamız gerek...

Lübnan asıllı bankacı Edmond Safra dünyanın en zengin 200 işadamından biriydi. 3 Aralık 1999 tarihinde, Monako''da, çok sıkı güvenlik tedbirleriyle korunan bir binanın en üst katındaki kaleye dönüştürülmüş dairesinde çıkan bir yangın sırasında dumandan boğularak hayatını kaybetti. O günlerde çıkan bir haberi okuyalım: "The Sunday Times Gazetesi''ne açıklama yapan ve Safra''yı yakından tanıyan İngiliz bir işadamı Safra ailesinin milyarder bankacının kara para olayını soruşturan Amerikan kuruluşlarıyla işbirliği yapmaması için Mafya tarafından öldürüldüğüne inandıklarını bildirdi. Söz konusu kişi, ''Aile, bankaya işbirliği yapmaması için birilerinin mesaj göndermeye karar verdiğine inanıyor. Bu durumda bankanın tepesindeki adamı öldürmekten daha iyi bir yol var mıdır?'' dedi."

Zengin işadamının Monako''daki çok iyi korunan dairesinde bir yerlere mesaj vermek üzere öldürülmesi ile, yine aynı sıralarda, İstanbul''daki çok iyi korunan Sabancı Center binasının 25. katında işlenen ve muhtemelen yine ''mesaj'' vermeyi amaçlayan Özdemir Sabancı cinayeti arasında mukayese kuracak değilim. Öyle mukayeseler, bazılarının aklına, şartlı refleks gibi, hemen, "Komplo" sözcüğünü düşürüyor da ondan...

İngiliz gazetesi, haberinde, "Bu işi Rus Mafyası yaptı" demeye getirmiş; oradan hareketle, şimdilerde tartıştığımız bazı konularla eşzamanlı bu olayı Türkiye ile de irtibatlandırmak mümkün, ama bağları nasıl kuracağız?

Son ayında hayatını kaybettiği 1999 yılı, ''zenginlerin bankacısı'' olarak bilinen Edmond Safra için, ''kara bir yıl'' oldu. Durduk yerde para kazanmasıyla ünlü Safra''nın bankası Republic National Bank of New York''un altın borsasında kuşkulu alım-satımlara karıştığı duyuldu. Ardından, Rusya''daki kriz dikkatleri yeniden Safra üzerinde yoğunlaştırdı. Rus bankaları ve özel kişilerden çok yüksek miktarda paranın Safra''nın bankasına yöneldiği fark edildi. Panama''nın halen ABD''de hapis yatan diktatörü Noriega''nın uyuşturucu paraları için Safra''nın bankasını tercih ettiği öğrenildi. Kolombiya''nın uyuşturucu kartelleriyle de içli-dışlıydı Republic National Bank. İran-Kontra skandalı sırasında silâh karşılığı para taşıyan jetin sahibi de Safra''ydı.

Safra, Yahudi dâvâları konusunda cömertliğiyle tanınan bir bankacı. Kudüs''teki Hebrew Üniversitesi''nde adıyla anılan bir bölüm var. Dünyanın pek çok yerinde, özellikle ABD, Fransa ve İsrail''de, babasının adını taşıyan eserler bulunuyor. En son New York Yeshiva Üniversitesi ile Harvard''ta Jacob E. Safra Yahudilik Araştırmaları Merkezi açıldı.

Safra gibi birinin ''güvenlik'' endişesi duyması normal. Cinayetle yakından ilgilenen Amerikalı polisiye roman yazarı Dominick Dunne, Vanity Fair dergisinde (aralık 2000) şunları yazdı: "1998 ve 1999''da Rus mafyasının kara para aklama operasyonlarıyla ilgili olarak FBI ile işbirliğine girmeden önce bile güvenliği konusunda titizleniyordu. Güvenlik için her yıl milyonlarca dolar sarf ediyordu. Evleri bir koruma ordusu tarafından kuşatılıyordu. Monako''daki evde herbiri Mossad tarafından eğitilmiş 11 koruma vardı." Bir başka kaynaktan, koruma şefinin adının Shmule Cohen olduğunu öğreniyoruz. Dunne''ün dikkatini, Safra''nın hayatını kaybettiği gece, koruma ordusunun bir başka yere gönderilmiş olması çekmiş. Şu soruyu sormadan edemiyor: "Safra''nın korumaları o gece neden patronun olduğu dairede değillerdi?"

Acaba Sadettin Tantan Edmond Safra''nın randevu defterini gördü mü? Eylül 1999''un ilk haftasında New York''taki ofisinde kimlerle görüştüğünü merak ediyorum da...

23 yıl önce
Başımıza şimdi de Safra çıktı
Koç Üniversitesi açıldı
İki Türkiye
Kara dinlilerle milletin savaşı
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor