''Büyük gazeteye büyük yazar'' diye kucakladı yeni köşecisini Hürriyet... Bu durumda, gazetede aynı cinsten iki ''büyük yazar'' var demektir. Eski ''büyük yazar'' okurunu ''karnını kaşıyan adam'' diye tanımlamıştı, yeni ''büyük yazar'' ise okura ''bidon kafa'' sıfatını uygun görmüş...
Bu kadar... Hani geçenlerde Amerika''da yalandan hoşlanan okurlara hitap eden bir sansasyon gazetesinin dükkânı kapadığı duyurulmuştu; sonu benzemesin, Hürriyet de, ''kendi okuruna sürekli hakaret eden gazete'' olarak medya tarihinde yerini aldı.
Manevi güce sahip oldukları iddiasıyla Hindu rahibelerin ayaklarını yıkayabilenler, bu yıl az yağış alındığı için dolmayan barajlara hayatiyet kazandırma iyi niyetiyle yapılan yağmur duasını küçümsemekte yarışıyorlar. Medyada ne kadar kötü yazılar çıkıyor, inanamazsınız...
Evet, ''yağmur duası'' bazılarının sandığı gibi İslâm''a özel bir uygulama değil, Hz. İbrahim''den gelen diğer semavi dinlerde de var.
"Tarihimiz boyunca ne zaman zorluklarla karşılaşsalar, Alabamalılar, rahmet ve bereketini esirgememesi için Allah''a yakardılar. Şu anda yaşanan kuraklık, hiç kuşkusuz, çiftçilerimiz ve eyaletimizin her tarafındaki cemaatler için zorluk zamanıdır. Bu sebeple, ben, Alabama Valisi Bob Riley, Alabamalı hemşerilerimi her gün yağmur duası etmeye çağırıyor ve bunun için de 30 Haziran ile 7 Temmuz 2007 arasını ''yağmur duası günleri'' olarak ilân ediyorum."
Amerika''da yaşayanlar bilirler, yağış azalır ve kuraklık tehlikesi ufukta belirirse, kiliseler, cemaatlerini yağmur duasına çağırır; konuyla ilgili gazete haberlerinde kullanılan fotoğraflar bizde yapılan yağmur duasının fotoğraflarından hiç farklı değildir.
Kore''nin kuzeyi ve güneyinde baş gösteren kuraklık için dünyanın her tarafında yaşayan Koreliler, bu yıl, yedi ve 40 gün olarak iki devre halinde yağmur duası yapmaya dâvet edildiler.
Yalnız Müslümanlar ve Hıristiyanlar mı, ya Museviler? Museviler de yağmur duasına çıkıyorlar mı?
Musevilerde üstelik ''yağmur orucu'' da var. Beklendiği halde mevsim başında yağmur yağmazsa üç gün tutulurmuş oruç; yağmur daha da gecikirse üç hafta üst üste üçer gün... Kuraklığın sürmesi durumunda oruç tutulan günlerin sayısı da artarmış... Kent meydanında halk toplanır, cemaatin en yaşlısı okurmuş duayı. Oruçluyken yağmur başlarsa şükür duaları edilirmiş...
Aktardığım bu bilgilerden ne anladınız? ''Yağmur duası'' zorda kalan insanoğlunun acziyetini itiraf etmesidir ve bereketsizliği de kendi yanlışlarına bağlamasıdır. Sadece bizde değil, diğer bütün dinî geleneklerde de... Duaya rağmen yağmur yağmayabilir, ama insanoğlu bunu yine kendi eksikliğine verir...
Peki ya insan tepesine vurulduğunda ''donk donk'' sesi çıkaran ''bidon kafalı''lardan veya ''karnını kaşıyan'' sorunlara karşı duyarsız tiplerden ise?
Onları nerede bulacağınızı biliyorsunuz...