|
Bidon sesi

''Büyük gazeteye büyük yazar'' diye kucakladı yeni köşecisini Hürriyet... Bu durumda, gazetede aynı cinsten iki ''büyük yazar'' var demektir. Eski ''büyük yazar'' okurunu ''karnını kaşıyan adam'' diye tanımlamıştı, yeni ''büyük yazar'' ise okura ''bidon kafa'' sıfatını uygun görmüş...

"Reina''da sular kesik mi sanıyorsun, a benim bidon kafalım?" dedikten ve "Şimdi iyi dinle" uyarısından sonra Hürriyet okuruna yeni bir jimnastik türü öneriyor.
: "Yap elini yumruk. / Şeytan kulağına kurşun der gibi vur bakayım kafana iki defa... / Ne duydun? / ''Donk donk'' di mi? / * / Sen önce onu doldur. / Su kolay."

Bu kadar... Hani geçenlerde Amerika''da yalandan hoşlanan okurlara hitap eden bir sansasyon gazetesinin dükkânı kapadığı duyurulmuştu; sonu benzemesin, Hürriyet de, ''kendi okuruna sürekli hakaret eden gazete'' olarak medya tarihinde yerini aldı.

''Su'' takıntısı bazılarını ''yağmur duası'' ile alay etmeye kadar vardırıyor. Önceki gün, Akşam''dan Mehveş Evin, o tiplerin düşüncelerini "Nasılsa ''susuzluk da Allah''tan geliyor'' diye yan yat, kuraklık baş gösterince duaya çık, oh ne güzel... Bu çağda, bu nasıl gerilik!" diye özetledikten sonra, sosyetede yaygın bazı ''manevi cihazlanma'' uygulamalarına sözü getirip "Peki reiki, meditasyon, pozitif enerji mübahsa, yağmur duasına çıkılmasının ne sakıncası var?" diye haklı bir soru
...

Manevi güce sahip oldukları iddiasıyla Hindu rahibelerin ayaklarını yıkayabilenler, bu yıl az yağış alındığı için dolmayan barajlara hayatiyet kazandırma iyi niyetiyle yapılan yağmur duasını küçümsemekte yarışıyorlar. Medyada ne kadar kötü yazılar çıkıyor, inanamazsınız...

Dün ülkemizdeki Katoliklerin pazar âyininde Ankara''da yaşanan kuraklık için ''yağmur duası'' ettiklerine dair bir
çıktı Milliyet''te. Vatikan''ın Ankara Büyükelçisi Monsenyör Antonio Lucibello ile Katolik rahip Felix Körner''in yönettiği ''dua'' âyinine diplomatların da aralarında yer aldığı Ankara''daki Katolik cemaati iştirak etmiş...

Evet, ''yağmur duası'' bazılarının sandığı gibi İslâm''a özel bir uygulama değil, Hz. İbrahim''den gelen diğer semavi dinlerde de var.

Şimdi size şaşıracağınız bir
sunuyorum. Metni kaleme alan ABD''deki Alabama eyaletinin valisi Bob Riley. Metnin yayım tarihi 28 Haziran 2007. Bizzat kaleme aldığı resmi açıklamayla, Vali Riley, bütün Alabamalıları, hem bulundukları yerlerde tek başına hem de ibadethanelere giderek cemaat halinde ''yağmur duası'' yapmaya dâvet ediyor.

"Tarihimiz boyunca ne zaman zorluklarla karşılaşsalar, Alabamalılar, rahmet ve bereketini esirgememesi için Allah''a yakardılar. Şu anda yaşanan kuraklık, hiç kuşkusuz, çiftçilerimiz ve eyaletimizin her tarafındaki cemaatler için zorluk zamanıdır. Bu sebeple, ben, Alabama Valisi Bob Riley, Alabamalı hemşerilerimi her gün yağmur duası etmeye çağırıyor ve bunun için de 30 Haziran ile 7 Temmuz 2007 arasını ''yağmur duası günleri'' olarak ilân ediyorum."

Amerika''da yaşayanlar bilirler, yağış azalır ve kuraklık tehlikesi ufukta belirirse, kiliseler, cemaatlerini yağmur duasına çağırır; konuyla ilgili gazete haberlerinde kullanılan fotoğraflar bizde yapılan yağmur duasının fotoğraflarından hiç farklı değildir.

Kore''nin kuzeyi ve güneyinde baş gösteren kuraklık için dünyanın her tarafında yaşayan Koreliler, bu yıl, yedi ve 40 gün olarak iki devre halinde yağmur duası yapmaya dâvet edildiler.

Yalnız Müslümanlar ve Hıristiyanlar mı, ya Museviler? Museviler de yağmur duasına çıkıyorlar mı?

Hem de nasıl... "İbrahimî gelenekten önce, putatapıcılar, putlarının kuraklık biçiminde kendini gösteren öfkesini yatıştırmak için insan kurban ederlerdi"
Yahudi Ansiklopedisi ve ekliyor: "Yahudiler kuraklığa yağmur duasıyla mukabele ettiler." Yağmur duasına Museviler ''geshem'' dermiş.

Musevilerde üstelik ''yağmur orucu'' da var. Beklendiği halde mevsim başında yağmur yağmazsa üç gün tutulurmuş oruç; yağmur daha da gecikirse üç hafta üst üste üçer gün... Kuraklığın sürmesi durumunda oruç tutulan günlerin sayısı da artarmış... Kent meydanında halk toplanır, cemaatin en yaşlısı okurmuş duayı. Oruçluyken yağmur başlarsa şükür duaları edilirmiş...

Aktardığım bu bilgilerden ne anladınız? ''Yağmur duası'' zorda kalan insanoğlunun acziyetini itiraf etmesidir ve bereketsizliği de kendi yanlışlarına bağlamasıdır. Sadece bizde değil, diğer bütün dinî geleneklerde de... Duaya rağmen yağmur yağmayabilir, ama insanoğlu bunu yine kendi eksikliğine verir...

Peki ya insan tepesine vurulduğunda ''donk donk'' sesi çıkaran ''bidon kafalı''lardan veya ''karnını kaşıyan'' sorunlara karşı duyarsız tiplerden ise?

Onları nerede bulacağınızı biliyorsunuz...

il y a 17 ans
Bidon sesi
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi