|
Bir garip vak"a

Demek şimdi de ''Yeter söz milletin'' tırpan yedi. Gecenin bir vakti, Etik Konseyi toplayıp "Bu yazıyı çıkartalım mı?" diye sormuş olmalılar

Yeni binyılın ilk gününde, Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, ''Günün sözü'' olarak bir özdeyişe yer vermiş: "Eğer kafanıza bir meşe palamudu düşerse, bunun tüm bir gökyüzünün çöküşü olmadığını bilirsiniz. Franklin Delano Roosevelt''in sözlerini hatırlayın: Korkunun dışında korkacak hiçbir şeyimiz yok."

Bu sözleri nakleden kişi, hele Bâbıâli''de ''Doğrucu Davut'' kimliğiyle tanınan, "Yeter söz milletin" sütun başlığıyla herkese meydan okuyan Yalçın Bayer olursa dikkate alırım. Böyle durumlarda hep yaptığım gibi, yazının bütününü elektronik arşivime mal etmek için Hürriyet''in o günkü sayfasına girdim ve hayatımın büyük sürprizlerinden biriyle daha karşılaştım.

Yok, sandığınız gibi değil, yukarıda alıntıladığım ''Günün sözü'' 1 Ocak 2000 tarihli ''Hürriyetim''de (Hürriyet, İnternet versiyonunun adını ''Hürriyetim'' koymuş) aynen duruyordu; ancak hemen üstündeki yazıya bir haller olmuştu. Hürriyetim''de "40 milyon dolarlık tanıtım ihalesi kime veriliyor" haberi manşet iken, matbu gazetede farklı bir yazı bulunuyor...

Hürriyet sözkonusu olunca ''sansür'' sözcüğünü ihtiyatla kullanmak gerekiyor. Hürriyet''in bağlı olduğu Doğan Medya Grubu''nun, sahibi, vekili, gazete yönetmenleri ve kıdemli yazarlarından oluşan bir ''Etik Konseyi'' var. Bu Konsey ilân edilmiş ilkelerine aykırı bulduğu yazı ve haberlere gazetede yer vermemeye yetkili. "Yazılarıma sansür uygulayan gazetede kalırsam şerefsizim" iddiasının sahibi Emin Çölaşan''ın başına geleni bütün Türkiye duydu.

Demek şimdi de ''Yeter söz milletin'' tırpan yedi. Gecenin bir vakti, Etik Konseyi toplayıp "Bu yazıyı çıkartalım mı?" diye sormuş olmalılar. Yılbaşı gecesini her biri değişik yerlerde geçirdiğini sandığım kurulun üyeleri üşenmemiş toplanmışlarsa hepsini ayrı ayrı tebrik ederim...

Gazeteden çıkartılan yazıyı dikkatle okudum ve ne yalan söyleyeyim ''sansüre değer'' bir yanını bulamadım. Konu Mesut Yılmaz''ı doğrudan ilgilendirmiyordu bir kere; ayrıca orman veya enerji bakanlıklarıyla da ilgili değildi. Demek ki, turizm bakanlığı da, Doğan Medya Grubu Etik Komisyonu tarafından ''off-limits'' hale getirilmiş...

''Sansürlenen'' yazıda ne olduğunu sizler de merak ediyorsunuzdur, eminim. Benim önemini pek fark edemediğim olayı belki bu işlerden anlayanlar açıklarlar da öğrenirim diye özetleyeyim: Turizm bakanı pek bir çalışkanmış. Bakan Erkan Mumcu ve yanındaki Ispartalı ekibi o kadar meşgulmüşler ki, diğer bakanlıkların bütçe görüşmelerini tâkip edememişler... Bakan müsteşarıyla bir odaya kapanıp ''ülke tanıtımı'' konusunu görüşüyormuş...

Türkiye''nin tanıtımı önemli bir proje; başlangıç bütçesi 40 milyon dolar, ama gerçek maliyetin bunun çok üstünde olacağını tahmin için müneccim olmak gerekmiyor. Açılan ihaleye 30 kadar reklâm firması katılmış, bunlardan üçü son elemeye kalmış. Aralarından birine talih kuşu konacak üç firma şunlar: Young & Rabicam, DDF(A) ve Güzel Sanatlar...

Olayın gerisini sansürlenen "Yeter söz milletin" sütunundan okuyalım: "Ardından ortaya atılan çeşitli iddialar, söylentiler, kıskançlıklar ihaleyi tam bir skandala dönüştürmüş durumda. Erkan Mumcu''nun ihaleyi, yakın arkadaşı Serdar Erener''in ortağı olduğu Young & Rabicam''a vermek istediği konuşuluyor. Sertab Erener''in kardeşi olan Serdar Erener ihaleyi alamazsa, 18 Nisan seçimlerinde Adnan Polat''ın tanıtımını yapan DDF(A)''cılarla ortak olacağı, bu arada Güzel Sanatlar''ın sahibi Ünver Oral''ın çıkarılan söylentiler karşısında büyük tepki gösterdiği İstanbul reklâm piyasasında yankılanıyor. Sıralama her gün değiştiği için ihalenin sonuçlarının açıklanması da gecikiyormuş."

Reklâm piyasasını iyi bildiğimi iddia edemem, ama ihalenin başlangıç rakamı olan 40 milyon doların bu sektör için iyi bir miktar olduğunu benim aklım bile keser. "Türkiye''nin tanıtımını yapan firma" olarak tanınmak, bu özelliğini portföyünde duyurmak az şey mi?

Serdar Erener''in başında bulunduğu firmanın adı ''Reklamevi'' değil miydi eskiden? Reklamevi''nin geçmişte devlet ihaleleri konusunda bir sıkıntısı olmamış mıydı? Amerikan Young & Rubicam (Y&R) ile birleşmiş ve kendine beyaz sayfa açmış demek Reklamevi...

İnternet garip bir mecra; bir soruya cevap ararken neyle karşılaşacağını bilemiyorsun. Ben de, "Kimdir Young & Rubicam?" sorusuna Reklamevi ekseninde cevap bulmaya çalışırken, Internet''te karşıma hiç ummadığım bir belge çıkıverdi.

Y&R firması, Jamaica''da, Abrahams adlı biri bakanken, turizm bakanlığının açtığı ''ülke tanıtımı'' ihalesine katılmış. Birileri Y&R yöneticilerine yaklaşıp "İhaleyi almak istiyorsanız, bakan Abrahams''ı görmek zorundasınız" demişler. Y&R da bir milyon dolar ödemiş ve ihaleyi kazanmış...

Meğer, firmadan rüşvet alanlarla bakan arasında bir ilişki yokmuş. Yıllar sonra, Y&R ile ilgili açılan bir başka dâvâda "1980''lerin başında Jamaica''da verilen rüşvet" olayı gündeme gelince Abrahams''ın adı da ''rüşvetçi bakan'' olarak geçmiş. Bunun üzerine, Jamaicalı bakan Y&R aleyhine dâvâ açmış... Amerikan Danıştayı''nın kararı şu İnternet adresinde görülebilir: (http://law.touro.edu/2ndcircuit/march96/94-78020.html)

Bu kadar şey öğrendim ama, Yalçın Bayer''in yazısının neden sansürlediğini yine de anlayabilmiş değilim.

24 yıl önce
Bir garip vak"a
Kara dinlilerle milletin savaşı
Enseyi karartmak yok
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!