|
Dedeler ve torunları

Tevfik Fikret''in, "Yüklen getir ne varsa biraz meskenet-fiken" mısralarıyla Batı''ya gönderdiği oğlu Haluk''un Amerika''ya yerleşip adını değiştirdiğini, Protestan papazı olduğunu biliyoruz. Acaba Haluk''un çocukları oldu mu, olduysa aralarından şâirler çıktı mı?

Bu soruyu aklıma düşüren, şu günlerde İngiliz medyasının takdirle sözünü ettiği bir gazeteci oldu. İngiliz muhafazakârlarının itibarlı haftalık gazetesi ''The Spectator''da genel yayın yönetmeni değişti; Fred Johnson gitti yerine Boris Johnson geldi. Haberleri okurken bir ayrıntı dikkatimi çekiverdi: Çiçeği burnunda yönetmen Boris Johnson hiç yabancımız değil; bir dönemin öndegelen gazetecilerinden, İstiklâl Savaşı''na karşı çıkan, İzmit''te linç ettirilerek öldürülen Ali Kemal''in torunu oluyor...

Ali Kemal siyasete de yakın ilgi duyan bir gazeteciydi. Çankırı''dan İstanbul''a göç etmiş bir ailenin çocuğuydu; ticaretle iştigal eden ailesi iyi yetişmesini sağlamıştı. Bir çok önemli başkentte büyükelçi olarak görev yapmış, dışişleri bakanlığı genel sekreterliği (müsteşarlık) makamında bulunmuş oğlu Zeki Kuneralp, ''Sadece Diplomat'' adlı anılarında (1981), babasının milliyetperverliğine ve ilericiliğine delil olarak aralarında geçen bir mükâlemeyi aktarır.

"Sene 1922 idi" diyor Zeki Kuneralp ve ekliyor: "O yazı yine Büyükdere''de geçiriyorduk. Büyük Taarruz başlamıştı. Babamla beraber aynı odada idik. Ben İstanbul''da Fransızca olarak çıkan bir gazeteyi okuyordum. Gazete cepheden gelen son haberleri yazıyor ve harita üzerinde Türk kuvvetlerinin ilerleyişini gösteriyordu. Heyecanla gazeteyi babama doğru uzattım ve ''Papa, le grecs son battus'' (Baba, Yunanlılar dayak yedi) diye bağırdım. O da sevinç dolu bir sesle, ''Mais oui, mon petit, ils sont battus # plate couture'' (Evet yavrum, hem de temiz bir sopa yediler) dedi. İhanetle itham edilen bir adam böyle bir tepki gösterebilir mi idi? Gerici olduğu söylenen bir adam kendi evlâdının bir ecnebi mürebbiye tarafından yetiştirilmesine müsaade eder mi idi, oğlu ile Fransızca konuşur mu idi?" (s. 16)

Zeki Kuneralp, Londra''da büyükelçilik yaptığı halde İngiltere''de yaşayan kardeşlerinden bahis açmıyor anılarında. Ali Kemal''in bir İngiliz kızıyla yaptığı ilk evliliğinden iki çocuğu olduğunu Osman Özsoy''un Kazım Karabekir''in ''İstiklal Harbimiz'' adlı eserinden (s. 105) aktardığı şu satırlarından öğreniyoruz: "Ali Kemal annesinin ölümüyle içine düştüğü manevi boşluğu doldurmak amacıyla, İngiliz olan ilk karısından doğma Selma ve Osman adlı çocuklarını epey aradan sonra tekrar görmek istemiş, onları İstanbul''a getirmeye veya en azından bir kez olsun görmeye yeltenmiş, ama dönemin siyasi koşullarından olacak ki, çok istediği halde bu emeline ulaşmaya fırsat bulamamıştır." (Gazetecinin infazı, s. 33).

Boris Johnson Ali Kemal''in torunu. Daily Telegraph (DT, 31 Temmuz 1999) gazetesinde yer alan bir değerlendirmede şu bilgiler var: "Boris kendisi de yazar ve çevreci olan büyük Stanley Johnson''un oğludur. Büyükbabası, Osman Ali olan adını, İngiltere''ye gelir gelmez Winfred Johnson olarak değiştirmişti. Osman Ali''nin babası Ali Kemal son Osmanlı sultanının ilk bakanıydı." Değinmeyi kaleme alan Auberon Waugh, Boris Johnson''un atanmasını, "Türkler böyle söylerdi" dedikten sonra Türkçe bir cümleyle karşılıyor: "Merhaba Boris Bey..."

Demek ki, genler torunu da etkiliyor. Döneminin en renkli kalemlerinden biri olduğuna kuşku bulunmayan Ali Kemal''in İngiltere''de yaşayan ahfâdı da önemli yazarlar olmuşlar. Torun Boris Johnson, İngiltere''nin en itibarlı dergisi ''The Spectator''un yönetmenliğine atanacak gazetecilik başarısı göstermiş... Siyasetle de ilgiliymiş, Muhafazakâr Parti''den adaylığını koymuş, ama seçilememiş...

Henüz 35 yaşında Boris Johnson, ama hem çok iyi eğitim aldığı (Eton Koleji''nde ve Oxford Üniversitesi''nde okumuş), hem de gazetecilikte hep ön safta (önce Times''da, 23 yaşındayken geçtiği Daily Telegraph''ta beş yıl Brüksel muhabirliğinin ardından yazarlığa yükselerek) bulunduğu için kalitesini belli etmiş... Atanması üzerine yazı yazanların hemen hepsi, bir punduna getirip "Garip tarafları vardır" deseler de kendisini övmekten geri durmuyorlar... Sık sık çağrıldığı televizyon ekranlarında ilginç görüşler açıklarmış... Bir yazı üzerinde çalışırken, "Of, aman" gibi sesler çıkarıp "Neden ben bu kadar aptalım?" diye kendi kendine söylenirmiş... "Çoğu kişi aslında soytarıdır, entel görünür; Boris ise müthiş bir entellektüeldir, ama soytarılığa vurur" diyorlar... 60 bin civarında satan itibarlı dergiden sonraki görevinin Daily Telgraph yöneticiliği olacağına da herkes emin görünüyor...

Geçen hafta bir grup öndegelen gazeteciyle beraberken, incitici sözlerle sürekli birbirimize takıldığımızı fark ettim; oysa Boris Johnson hakkında yazanların hepsi hayranlık ifade etmeden geçememişler. Ne diyelim, darısı bizim başımıza...

Ali Kemal''in torunları İngiltere''de ortaya çıktı. Namık Kemal''in oğlu Ali Ekrem Bolayır''ın kızlarından Selma Ekrem''in, geçenlerde yayımlanan ''Peçeye isyan'' adlı kitabından (Anahtar Kitaplar, 1998), uzun yıllar ABD''de yaşayıp öldüğünü öğrendik.

"Tevfik Fikret''in ABD''ye giden oğlu Haluk''un ahfâdı varsa ne oldular, aralarından şâirler çıktı mı?" merakımı mazur görün artık...

25 yıl önce
Dedeler ve torunları
Çin’in Batı; Türkiye’nin Doğu açılımı
O an: Dil tutuluyor, gönlün bağı çözülüyor
Herkesin sevdiği âlim: Ali Fuad Başgil
Siyahî tepki Biden’ı korkutuyor!
CHP için zor zamanlar