|
Yüzde 70"i yasağa karşı: "Halk"a kapatma davası açalım!

MHP, son dönemde Türkiye''deki “demokratik defansın” liberosu gibi… 22 Temmuz''un akabinde Çankaya oylamasına girmek suretiyle siyaset mekanizmasının üzerindeki “367 Kilidi”ni kaldıran MHP; bu defa da türban yasağı konusunda AKP''ye yeşil ışık yakarak çok kıymetli bir demokrasi adımı attı…

MHP lideri Devlet Bahçeli, Milliyet''e “Türbanlı kamu görevlisi olmaz ama türban sorunu üniversitelerde kesinlikle çözülmelidir” diyerek net bir tavır ortaya koydu:

MHP''nin kararlı duruşunu işaretlemiş oldu…

HHH

Neticede, TBMM''de temsil edilen birinci ve üçüncü parti, türban yasağının kaldırılması için bir şekilde işbirliğine gidiyor!

“Cumhuriyet Halk Seçmesin Partisi” ise yasağın kaldırılma ihtimaline bile öfkeli…

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu gelişmeler üzerine “AKP''ye kapatma imasında bulunan” sert bir açıklama yaptı…

Darbe lideri paşalardan az hallice bir “bildiri”ydi, bu!

Madem öyle: “Türban yasağının kalkmasını istiyorlar” diye AK Parti ve MHP''yi pata küte kapatalım; geriye sadece “Cumhuriyet Halk Fırkası” kalsın!

“Tek parti rejimi”ni “Onuncu Yıl Marşı” eşliğinde yeniden ihdas edelim; bu “demokrasi fıkrası”nın adını da Şair Eşref''ten ilhamla “Yine başa döndük” koyalım!

***

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı''nın “demokratik işleyişe hareket çeken” açıklaması, TBMM''nin çalışmalarına ipotek koymaya yönelik laikçi bir çıkış…

TBMM üzerindeki denetim yetkisi Anayasa Mahkemesi''nde: Gel gelelim, Yargıtay Başsavcısı “Statüko”nun hala egemen olduğunu düşünerek Meclis''teki iki partiye “muhtıra” verirmişçesine kapatma imasında bulunuyor…

Anayasa''da değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeler belli: AKP ve MHP, bunların dışında “türban”la ilgili bir düzenleme istiyor. Sırf bu konuda bir düzenleme peşindeler diye iki partinin kapatılabileceğinden söz edebilmek en hafif tabirle “kanun dışı” bir tavırdır...

Western filmlerinde bile böyle silah çekilmez!

Anayasa Mahkemesi ve Danıştay''ın (geçmişteki) türban aleyhindeki kararları da yasa dışıydı/hukuka aykırıydı!

Türkiye''deki türban yasağının temelinde ne var?

Sözkonusu mahkeme kararlarının gerekçelerinden yasaların üzerinde bir norm üretilmesi sonucunda fiiliyata dökülmüştür, bu yasak!

Yürürlükteki bir kanun –yani kılık kıyafete serbesti getiren 2547 sayılı kanun– Anayasa Mahkemesi''nin türban aleyhindeki yorumuyla tepelenmişti…

Bu kanun hükmünü Anayasa Mahkemesi iptal etmedi, Anayasa''ya uygun buldu! Ancak, Anayasa Mahkemesi''nin 1991''de yaptığı bir yorumla (ki bu “Gizli İktidar”ın etkisiyle gerçekleştirilen siyasi bir karardı) türban yasağı hayata geçirildi…

Hal böyle iken…

Türban yasağını kaldırmaya yönelik çabalara “aba altından kapatma göstermek” demokratik siyasetin yasal inşaat alanına “hukuk adı altında faşizan bir buldozer” davet etmektir…

Türbanın serbest olması, kesinlikle laikliğe aykırı değildir: Tersine böyle bir özgürlük talebi laikliğin evrensel esaslarına uygundur.

***

Yargıtay Başsavcısı''nın “Türbana serbestlik halkı çatışmaya götürür” iddiası ile Danıştay''ın “Yasak kalkarsa toplumsal barış zedelenir” savı tümüyle geçersizdir…

Bugüne kadar yapılan sayısız ankette halkın büyük çoğunluğunun türbana özgürlük istediği ortaya çıktı: Bu anketlerdeki oran asla yüzde 70''in altına düşmedi…

AKP ve MHP''nin 22 Temmuz''daki oyları da yüzde 61''i bulmuştur…

Söz konusu oranlar “toplumsal uzlaşma”nın ta kendisidir…

Türkiye''nin sosyal tabanından yansıyan bu demokratik gerçek; Yargıtay ve Danıştay''ın “korku illüzyonuna” dayalı “yasakçılığına” ve de “Meclis üzerinde iktidar kurma” siyasetlerine en iyi cevaptır.

16 yıl önce
Yüzde 70"i yasağa karşı: "Halk"a kapatma davası açalım!
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!