|
ABD-İran gizli görüşmesinde ne konuşuldu?

Bazı önemli gelişmeler İran
Cumhurbaşkanı Reisi’nin
düşen helikopterinin kaldırdığı toz bulutu içinde kayboldu. Helikopter düşmeden tam bir hafta önce,
Umman’da gerçekleşen gizli buluşmadan bahsediyorum. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk,
burada İranlı yetkililerle bir araya geldi. Görüşme gizli olduğu için bize söylenenle ya da
bilmemizi istedikleri kadarıyla
yetineceğiz. Ancak bazı soru işaretlerimiz var. Şüphelerimizi de dile getireceğiz.
Söylenen şu:
ABD yönetimi Ortadoğu’daki krizin bölgesel bir savaşa dönüşmesini engellemeye
çalışıyor. Bu yüzden İran’la temas kuruyor.
Bu temasa 7 Ekim’in hemen ardından zaten başladılar.
Önce aracılar (Çin) üzerinden konuştular. Bu trafikte ABD İran’a “Hizbullah’ı dizginle, gerilime müdahil olacaksan bu kontrollü olsun” mesajı verdi (Başka bir teklifle daha gittiler. Ona az sonra değineceğiz.)
İran da sürece Lübnan değil Yemen üzerinden müdahil oldu.
Mesafe uzak olunca müdahalenin etkisi de cılız kaldı.
Kontrollüydü. Mış gibi yapıldı. Amaç iç ve bölge kamuoyuna “Bir şeyler yapıyorum” mesajı verebilmekti. Anlaşılabilir bir durum.
Daha sonraki süreçte Amerikalı ve İranlı yetkililer
ilk Umman toplantısını ocak ayında yaptılar.
İsrail’in Şam’da İranlı komutanları vurması üzerine patlak veren füze gerilimi sırasında da doğrudan temas kuruldu. Hem ABD’nin hem de İran’ın pozisyonu
gerilimin kontrolden
çıkmaması üzerineydi. Böylece Hizbullah Hamas’ı hayal kırıklığına uğratan bir tutumla çatışmadan uzak durdu. Ne var ki bu politika İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a dönük saldırılarını engellemedi.
ABD’nin İran’ı iletişim kurarak kontrol etme arayışı İsrail’in asıl hedefini bilmesinden kaynaklanıyor. İsrail,
İran unsurlarını doğrudan hedef alarak Tahran’ı krizin içine
çekmeye, gerilimi bölgesel savaşa dönüştürmeye çalışıyor. İsrail’in
Suriye ve Lübnan’ın güneyinde tampon bölge oluşturma kararı 2019 tarihlidir.
Tel Aviv yönetimi 7 Ekim saldırısını fırsata çevirerek bu planı hayata geçirmeye çalışıyor. Yani bu
kurgusu
çok önceden
yapılmış bir tezgahtır.
ABD de bu tezgahın parçasıdır.

TAVŞANA KAÇ TAZIYA TUT POLİTİKASI
Washington ikili oynuyor.
Netanyahu’ya baskı yapıyor. Diğer yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı hakkında çıkaracağı tutuklama kararını engellemeye çalışıyor. İsrail’e “İnsani yardımlara izin ver” diyor. Bir yandan da Refah sınır kapısının kapatılmasına göz yumuyor. “Savaş bölgeye yayılmasın” diyor. Ama İsrail adına İran’la pazarlık yapıyor.
ABD’nin “Savaş bölgeye yayılmasın” diye İran’a sunduğu bir teklif de şudur:
Hizbullah’ı Litani nehrinin kuzeyine
çek, İsrail
sınırından uzaklaştır
. Bu seyri destekleyen başka gelişmeler de yaşanıyor. İsrail basınına geçtiğimiz hafta yansıdı: Netanyahu ile kavga eden İsrail güvenlik birimleri
“Hamas’ı yenme ve Hizbullah’ı sınırdan uzaklaştırarak savaşı sona erdirme”
yanlısı olduklarını açık etti. İsrail
Genelkurmay Başkanı
1 Mayıs’ta “Kuzeye (Lübnan’a) saldırı hazırlığı yapıyoruz” dedi. Reisi’nin helikopter kazasında hayatını kaybettiği gün İsrail ordusu Lübnan’ın güneyinde düzenlediği saldırıda Hizbullah’ın saha komutanlarından birini öldürdüğünü duyurdu.
Ortada büyük bir pazarlık dönüyor.
Milis gücü ve ideolojik etkisi bölgede bir hayli yaygın olan İran, çembere alınarak etkisi kırılıyor. İsrail’in kuzeyde bir tampon bölge oluşturmasına zemin hazırlanıyor. Buraya kadar tamam. Peki, dahası yok mu?

MASADA PKK MI VAR?
Şunu unutmayalım: İran tarafıyla gizli görüşmeye katılan
Brett McGurk, ABD yönetiminde terör
örgütü
PKK’nın hamiliğini
üstlenen
kişidir
. Bafel Talabani ile yakın dosttur.
Terör
örgütünün
Suriye ve Irak’ın kuzeyini birleştirme çabasının hem akıl hocası hem de destekçisidir.
SDG’nin isim babasıdır. Suriye’deki terör kamplarını ziyaret etmiş, üst düzey teröristlerle fotoğraf vermiştir. Terör örgütüyle
rasyonel gerekçelerle açıklanamayan bir bağı
vardır.
Bir parantez açalım: ABD’nin bölgeden çıkmak istediğini, bu kapsamda
PKK konusunu Türkiye ile konuşma isteğinde olduğunu
daha önce yazmıştık. ABD Dışişleri ve CIA’nın bölgeden çıkmayı ve dikkati Çin’e vermeyi desteklediğini, ancak CENTCOM’un mevcut politikanın devamını istediğini vurgulamıştık. En azından Ankara’daki kaynaklar tasnifi bu şekilde yapıyordu. Özetle ABD’nin olmadığı bir Suriye’de PKK’nın geleceğinin ne olacağı tartışılıyordu.
Brett McGurk’ün
ABD-terör
örgütü
PKK ilişkisinin sürmesi için
bugüne kadar bir hayli çabaladığı biliniyor. O halde ilgili kişinin CENTCOM’la aynı çizgide durduğu söylenebilir. McGurk İran’la Hizbullah pazarlığı yaptıysa, diplomasinin ve alışverişin doğası gereği karşılığında bazı dosyaları masaya koyması gerekir.
Türkiye’nin Irak’la Kalkınma Yolu’nu konuştuğu bir süreçte McGurk
İranlılara
PKK bahsini açmış mıdır?
Açtıysa ne önermiştir? Konu hangi çerçevede konuşulmuştur? Ankara’nın hassasiyetle takip etmesi gerekir.
#İran
#ABD
#Politika
#Yahya Bostan
24 gün önce
ABD-İran gizli görüşmesinde ne konuşuldu?
Mülteci kamplarındaki sanatçılar-1
İki bayram hatırası
Konut fiyatlarında düşüş beklentisinin anlamı var mı?
Asgari ücretin sabit kalması birilerini üzerken birilerini de sevindirecek
Kurban ve ötesi