|
“Kadın beste yapamaz” diyen İngiliz bağnaz !

“Kadın besteci yoktur, bugüne kadar olmamıştır ve bugünden sonra da asla olmayacaktır” diyen adam, bir Müslüman fıkıh âlimi değil, yanlış anlaşılmasın. Bu sözü söyleyen şahıs, yirminci yüzyılın ünlü orkestra şeflerinden Sir Thomas Beecham''ın ta kendisidir. Kadınların da müzik yeteneğine sahip olabileceğine, hatta beste bile yapabileceğine ihtimal vermeyen ve kadınların beste yapma hakkı bile olmadığını savunan bu bağnaz müzik adamı, bir Müslüman değil, Hıristiyan bir İngiliz''di. Ve her şeyden önemlisi bir müzisyendi. Ancak, onun zihnini kadınlara karşı bu denli körelten şeyin ne olduğunu insan merak etmiyor değil. Ama MS yaklaşık sekizinci yüzyılda Aziz Gregorius''un da kadınlara karşı benzer şeyler söylediğini, kadının ve enstrumanın içinde şeytan olduğunu söyleyerek yasaklaması, meselenin Sir Thomas Beecham ile başlamadığını ve çok eskilere dayandığını yeterince ortaya koymaktadır. Ancak kilise ve Aziz Gregorius''a rağmen, daha ileriki yıllarda, onbir ve onikinci yüzyılda (1098-1179) yaşamış, Alman kökenli Hildegarde adlı bir kadın besteciden söz edebiliriz.

Kadının da bir sanat eseri ortaya koyma hakkı olmadığını düşünen, sanatsal üretkenliği sadece erkeklere yakıştıran Sir Thomas''ın söylediklerini dinibütün bir Müslüman söyleseydi, herhalde tarihe geçerdi ! Ama Sir Beecham''ın adını belli müzik çevreleri dışında sanırım pek bilen yoktur. Bu, meselenin bir yanı. Diğer yanı ise, kadınların da erkekler kadar güzel, hatta erkeklerden de daha güzel besteler yapabileceği gerçeğidir ki bizim klasik mûsikîmizde bunun pekçok örneği vardır. Kadın besteci deyince ilk akla gelenlerden bir tanesi, hiç şüphesiz Dilhayat Kalfa''dır. Hatta Dilhayat Kalfa''nın bırakın beste yapmayı, makam terkîb ettiği de rivayet edilmektedir. Daha sonraki yıllarda, ondokuz ve yirminci yüzyıllarda mûsikîmizde kadın besteci sayısı daha da artmıştır. Leyla Hanım (Saz)''dan başlayarak, günümüze kadar birçok kadın besteci adı saymak mümkündür ve eserleri, tartışmasız çok güzel eserlerdir… hatta bazı erkek bestecilerin eserlerinden daha güzeldir.

Aslında tarih boyunca pekçok kadın besteci varolmuştur. Sayın İlhan Mimaroğlu''nun “Müzik Tarihi” adlı kitabında verdiği bilgiye göre bir “Kadın Besteciler” ansiklopedisi bile vardır. Bu ansiklopedi, MÖ 2500 yılından başlayıp günümüze kadar hemen hemen bütün kadın bestecilerin özgeçmişlerini ve eserlerini ihtiva ediyormuş. 72 ülkeden 6200 kadın bestecinin varlığından söz ediliyor bu ansiklopedide ve 4000''den fazlasının yirminci yüzyılda yaşadığı belirtiliyor. Türk mûsikîsindeki kadın besteciler üzerine Sayın Turhan Taşan tarafından yapılmış hacimli bir çalışma olduğunu da pek iyi biliyorum.

Paris''teki Güzel Sanatlar Akademisi tarafından verilen “Pix de Rome”u (Roma Ödülü''nü), Lili Boulanger ile Nadia Boulanger dışında 23 kadın besteci daha kazanmış. Amerikan Pulitzer Ödülü''nü de geçmiş yıllarda kazanan kişinin Ellen Taafe Zwilich adlı bir kadın besteci olduğundan söz ediliyor. Bu arada, Joan Tower''ı da unutmamak gerekiyor.

Geçmiş yıllardaki en önemli kadın bestecilerden bir tanesi Cécile Chaminade''dir. Chaminade, 1857-1944 yılları arasında yaşamıştır ve etkili piyasa parçalarıyla bilinmektedir. Bu arada ünlü besteci Robert Schumann''ın karısı Clara Wieck Schumann da, en önemli kadın bestecilerden biridir. Onun piyano konçertosu ve piyano için yazdığı birçok eseri, önemlidir. Felix Mendelssohn''un ablası Fanny Mendelssohn Hensel, bestecilik konusunda kardeşi Felix kadar yetenekli ve başarılıydı.

Özetleyecek olursak, gerek Türk ve gerekse Batı müziğinde daha pekçok kadın besteci saymak mümkündür. Ama Schindler, operaları ve Kadın Marşı ile Ethel Smyth, Elisabeth Lutyens, Thea Musgrave, Ruth Crawford Seeger, Pauline Oliveros, Carlotta Ferrari, Amy Beach ve Sorrel Doris Hays gibi kadın besteciler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılda yaşamış ve isimleri ilk akla gelen kadın bestecilerdir. Batı müziğinde (bu tür ayrımları gönülsüz kullandığımı tekrar belirtmeliyim) çok sayıda kadın bestecinin varlığını kabul etmek gerekiyor. Bütün bunlara rağmen Sir Thomas Beecham ne diye bu gerçeği inkâr ederek, kadınların besteci olamayacağına dair ileri-geri konuşmuştur bilinmez. Fakat Sir Thomas Beecham''ın şahsında şunu da gördük ki, orkestra şefi de olsa, bağnaz bağnazdır. Onun bu sözleri, kadınların da besteci olabilecekleri hatta oldukları gerçeğini değiştirmiş ve bundan sonra da değiştirecek midir ? Tabii ki hayır !

Müzik yeteneği, bir enstrumanı çok iyi çalmak, beste yapmak, Doğu''da da Batı''da da Yaradan''ın sadece erkeklere verdiği bir kabiliyet olmamalı diye düşünüyor insan. Sir Thomas Beecham bir yana, sayısız örnek olmasına rağmen bu gerçeği bugün bile göremeyen ve kadınların bu alandaki çabalarını, Allah vergisi kabiliyetlerini görmek istemeyen birçok insan var.

13 yıl önce
“Kadın beste yapamaz” diyen İngiliz bağnaz !
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri