|
Nöro pazarlama ile her türlü marka "din"leştirilir

Markayı kalıcı hale getirmenin ilk şartı markayı dinsel özelliklerle donatmak.

Her bir marka insan beyninde markayı çağrıştıran ikonlara sahip.

Marka algılanmasında ses-görüntü ve sinerji bileşimi çok önemli.

Ses ve görüntü birleşimi duygusal çağrışımlara yol açıyor.

Markaların algısını artırın.

Her bir parçaya ait renk, grafik gibi ip uçları tek başına markayı hatırlatsın.

McDonalds, Coca Cola ve Apple vb gibi.

*

Pazarlamanın yeni hocalarından Lindstrom; nöro pazarlama olarak tanımladığı sunumu perakendecilere yol haritası olacak.

3 yılı aşkın bir sürede tamamlanan araştırmanın sonuçları, küresel ekonomide yeni dönemin pazarlama yöntemleri hakkında ipuçlarıyla dolu.

Araştırmanın sahibi Lindsrom, aynı zamanda dinlerle markaların benzerlikleri üzerine araştırma yapıyormuş.

Korku, kutsal hikayeler, hisler, aidiyet, gizlilik gibi dinlerin içinde yer alan özellikleri inceliyor.

İnsan psikolojisini ana damarından yakalamış; dinlerin özelliklerini iyi inceleyin ve o özellikleri markanızda kullanın diyor adam.

Yani "Markaları dinleştirin" demek istiyor.

Markanızın ilgi çekici bir hikayesi olsun.

Müşteride markaya karşı sorumluluk, vazife, aidiyet, korku oluşturun.

Uygun bir müzikle, renkle, görüntüyle markayı özelleştirin.

Neden?

Çok satmak, çok para kazanmak ve kalıcı olmak için.

*

İstanbul''da başlayan Perakende Günleri 2010 Zirvesi''nin ana konuşmacısı pazarlama dahisi olarak lanse edilen Martin Lindstrom''du.

Buy.oloji (Satın Almaya Dair Bildiğimiz Her Şey Neden Yanlış) kitabının yazarı geçen yıl Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 isminden biri seçilmiş.

Danimarkalı Martin Lindstrom 40 yaşında ama 12 yaşında kendi reklam ajansını kurmuş.

5 kitabı 40 dile çevrildi ve 60 ülkede satışa sunuldu.

Yılın 300 günü konferans veriyor.

*

"Sizin müşterileriniz çok hızlı, kimse sizi bekleyemez. Her saniye onları düşünmelisiniz. Sadece ''iki alana bir bedava'' gibi fiyat odaklı olmayın. Unutmayın mağazanın içinde saat yönünde ilerleyen müşteriler yüzde 70 daha çok harcıyor. Bizim yeşil senaryo dediğimiz yolu uygulamalısınız. Onlara dokunmalısınız. Yani tüketicilerin duygularına hitap etmeli, eğlenceli olmalısınız. Yoksa insanlar neden sizin mağazalarınıza gelmek istesin ki gider internetten alışveriş eder."

Perakendecilere ''yeni nesil tüketicilere ulaşma yollarını'' anlatan Lindstrom''un önerileri böyle.

*

Perakendecilere önerileri üç ana başlıkta topluyor;

1-Hijyen: Herkes hem dokunarak satın almak hem de temiz olsun istiyor. Türkiye''de insanların yüzde 92''si raflardaki dergilerin ikincisini alıyor. Çünkü ilkinin okunup kirlendiğini düşünüyor. Aynı şekilde rafta kalmış son ürünü de kötüdür diye almak istemiyor.

2-Ses: Markanızın sesi, dokusu, şekli ritüeli olmalı. Pixar ekibi tarafından çekilen Wall-e adlı çizgi filmde kullanılan ses Apple''ın açılış sesi. O anda kimse bunu farketmez ama Wall-e''yi sevdiği için dolaylı olarak markanın sesini duyunca benimser.

3-Renk: Renk, markayı anlatmalı. Mesela Mc Donalds reklamlarında logo ve isim pek kullanmaz ama turuncu rengi gördüğünüzde Mc Donalds akla gelir. Kırmızı bir marka rengidir ve hep sigarayı çağrıştır. Eğer rengi bir ton açarsanız hiçbir şey ifade etmez.

*

Pazarlama yöntemleri insanoğlu''nun zihinsel dünyasının derinlerine kadar inmiş.

Lindstrom''un tesbitlerine devam edeceğiz.

İlim servetten üstündür; çünkü serveti sen korursun, ilimse seni korur. Hz.Ali
14 yıl önce
Nöro pazarlama ile her türlü marka "din"leştirilir
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî