|
Onlar ve biz

Tuğlaları üst üste koymak tekrar değil tesistir, hedefe adım adım gitmektir, elinden geleni sabırla yapmaktır yani geleceği inşa etmektir.

Dünyanın merhamet sahibi yüzlerinin aylardır cadde ve meydanlardaki eylemleri, sözleri, çığlıkları, boykotları karşılıksız kalmayacak.

Tıpkı tuğlaları tek tek üst üste koymak gibi.

İnsanlık tarihi, dünyayı güzelleştirmeye çalışanlarla, her türlü çıkar ve menfaatleri için dünyayı yaşanmaz hale getirenler arasındaki sessiz mücadeleden başka bir şey değil.

Ha bir de seyirciler var.

Onlar her zaman çoğunluktalar.

**

Cevaplarını bildiğimiz ama işimize gelmediği, vicdanları rahatsız ettiği için zihnimize sokmak istemediğimiz sorular çok.

Geçtiğimiz dokuz yılda 36 ABD eyaleti, kişilerin ve şirketlerin iş sözleşmelerinin bir parçası olarak İsrail’i boykot edemeyeceklerini öngören yasalar çıkardı.

Bu yasalar, kamu kuruluşlarının İsrail’i boykot eden şirketlerle çalışmasını veya onlara yatırım yapmasını yasaklıyor.

Biz devlet ve kamu kurumları olarak ne yapıyoruz?

**

İrlandalılar, Gazze savaşını protesto etmek ve boykotu desteklemek için İsrail ürünlerini mağazalardan kaldırırken bizimkiler bu ürünleri mağazaların en önüne indirimli etiketleriyle satışa sunuyor.

Biz müşteri olarak ne yapıyoruz?

**

İspanya’nın başkenti Madrid’de, 180’den fazla Katolik ve Evanjelik derneğin çağrısıyla Gazze’deki saldırılarını sürdüren İsrail protesto edildi.

Biz yüzlerce kamu ve özel dernek ve sivil toplum kuruluşları olarak ne yapıyoruz?

**

Alman aktivistler, Hillary Clinton’ın Berlin’deki “Barış İçin Sinema” konferansındaki konuşmasını “Soykırımın sinemasını izliyoruz.

Sen bir savaş suçlususun.

Sen bir ikiyüzlüsün” cümleleriyle 7 kez keserek protesto etti.

Biz gönüllüler olarak ne yapıyoruz?

**

BM İnsan Haklarından Sorumlu Eski Genel Sekreter Yardımcısı Andrew Gilmour, BBC’de açıkladı; “İsrail’in en az 20.000 kadın ve çocuğu öldürmesi, Ruanda soykırımından bu yana en yüksek askeri cinayettir.”

Biz insan haklarından sorumlu eski ve yeni yetkilileri olarak ne yapıyoruz?

**

İsrailli-İngiliz tarihçi Avi Shlaim, Siyonizmin insanlık ve Filistinliler için zararlarını anlattı; “Bir Yahudi olarak Filistin davasını desteklemenin ve onun adına sesimi yükseltmenin ahlaki bir görev olduğunu hissediyorum.”

Aynı meslekten ota b.. her konuda ahkam kesmeyi bilen bizim meşhur tarihçilerimiz arasında sesini yükseltmenin ahlaki bir görev olduğunu hisseden kaç kişi vardır?

**

Küresel Eylem Günü’nde 100 fazla şehirle birlikte Londra da her zamanki gibi yüzbinlerle sokakta idi ve eyleme katılan gazeteci Myriam Francois Cerrah dünya halklarına şöyle seslendi; “Unutmayın ki, biz Filistin’i özgürleştirdiğimizi düşünüyor olsak da, bizi özgürleştiren her zaman Filistin’dir.

Şu ana kadar 659’un üzerinde sağlık çalışanı öldürüldü, 110 doktor kayıp. Tüm büyük şirketleri saf dışı bırakacak şekilde boykota devam etmeliyiz.”

Bizim memlekette, “Çocukları öldür arkandayız” diyen küresel şirketleri saf dışı bırakmayı hedef edinen kaç gazeteci vardır?

**

İngiliz modacı Katharine Hamnett, “Gazze’deki soykırıma ortağız” diyerek ‘İmparatorluk Nişanı’nı çöpe atmasının sebebini şöyle açıkladı; “Gazze›deki soykırımda oynadığımız rol nedeniyle İngiliz olmaktan iğreniyorum”.

Bizim modacılar bu konuda ne düşünüyordur acaba?

**

İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 2 bin polis Filistin’e destek yürüyüşüne katıldı.

İngiltere işgalci İsrail’in cinayetlerinin en sinsi ortağı.

Ve böyle bir devletin polisi olarak değil, İsrail karşıtı eylem yapmak.

Ve İngiltere’nin böyle bir eyleme sessiz kalması.

Bizim polis camiasının böyle bir eylem yapmak akıllarına gelir mi acaba?

**

İtalyan
sanatçı Eduardo Castaldo, Napoli sokaklarını tüm dünyadan gelen turistlerin görebilmesi için Filistin’e destek mesajlarıyla dolduruyor.
Bizim sanatçı taifesi neyle meşgul acaba?

**

Medine’de McDonald’s
kuyruğunda bekleyen Müslümanları şöyle uyarıyordu Amerikalı Müslüman biri: “Buradan yemek yiyerek Siyonizm’e destek veriyorsunuz. Sizi aldatmalarına izin vermeyin, yemeğinizi yerel restoranlarda yiyin.”
Kaçımızda var bu hassasiyet.

**

Sustuğumuz her gün daha da vahşileşiyorlar.

Tüm sıkıntı güçlülerin sessizliği.

Devletlerin suskunluğu.

Şirketlerin umursamazlığı.

Seyirci olmaya alışmamız ve alıştırılmamız.
Çocuk katillerinin güç aldıkları tek şey bu.
“Ekmeği çok özledim, beyaz olanını”
diyordu Gazzeli kız çocuğu.
#Gazze
#İsrail
#boykot
2 ay önce
Onlar ve biz
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet