Sarayda kızların yetiştirildiği Harem ile erkeklerin yetiştirildiği Enderun etkin olmadan önce ülkeler arası siyasi ve ticari ilişkileri geliştirmek için yabancı ülkelerin krallarıyla akraba olma modası vardı.
Ancak tarihe altın çağ olarak geçen
döneminde
eş alma dönemine geçildi.
yetişen önemli askeri ve devlet adamlarının damat yapılması geleneği başladı
***
Osmanlı, sistemi oturtmak ve devleti sağlam ellere teslim etmek için
Küçük yaşlarda devşirilen kızları Harem'de, erkekleri Enderun mektebinde yetiştirip bunlardan birbirlerine uygun olanları evlenmeye teşvik etmiş.
Sonra da onların
göre devlet idaresinde yer almalarını sağlamış.
Şimdi başlığı görüp Osmanlı'ya çakma fırsatı eline geçtiğini zannedenler hayal kırıklığına uğrayacak.
Böyle bir şey yok tabii ki.
***
Çoban Mustafa Paşa aslen Bosnalı.
Fatih Sultan Mehmet döneminde çobanlık yaparken keşfedilmiş, Saray'da Enderun mektebine alınmış. Yeniçeri Ocağı'nda yetişmiş.
Sırasıyla, “
” görevi yapmış.
Yavuz Sultan Selim ondaki kabiliyeti fark edince kızıyla evlendirip kendine damat yaptıktan sonra vezirliği ona teslim etmiş.
, vezirlik basamağına kadar yükselen ancak çobanlığından da utanmayarak onu lakap olarak kullanan Enderun mektebi mezunu bir adama vermiş.
Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın da veziri.
Belgrad Seferine katılıyor, donanmanın başında Rodos Seferi'ne çıkıyor.
Mısır ve Rodos valiliği yapıyor.
II. vezirlik görevini sürdürürken
İstanbul'da vefat ediyor.
Kendi adına
inşa ettirdiği işçiliği ve
gibi alimlerin yetiştiği en büyük vakıf eseri
içinde yer alan türbesine gömülüyor.
Zamanla Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin etrafı evlerle doldukça şimdiki
doğuyor.
***
Osmanlı,
bir sistem kurmuştu.
O yüzden bu kadar uzun sürdü.
Sonra neden bozuldu?
Sonra iki koyunu güdemeyen yani çoban bile olamayanlar devlet idaresine hakim olmaya başlayınca Osmanlı çöktü.
Devletler de insanlar gibidir;
döneminden sonra ölürler.
***
Bunları neden anlattık.
Cuma günü başlayan ve bugün sona erecek olan 4
159 akademisyen, 125 tebliğ sundu.
7 ülke ve 93 üniversiteden akademisyenlerin yer aldığı sempozyuma bu yıl 50 profesör, 16 doçent, 57 doktor akademisyen katıldı.
Her yıl bir tarihi şahsiyete adanan sempozyum bu yıl
ismiyle yapıldı.
Sempozyumda ilginç tebliğler vardı.
Mesela Doç. Dr. Zekai Mete, 17. yüzyılın başında
ile mahkemeye nasıl baskın düzenlediklerini anlattı.
Yrd. Doç. Dr. Zeynep İskefiyeli 19. yüzyılın ikinci yarısında bir
gözüyle İzmit ve çevresini tarih meraklılarıyla paylaştı.
Dr. Mehmet Tütüncü,
anlattı. Osmanlı'nın Divan kurulduğunda hediye olarak gönderdiği halı hala ana salonda duruyormuş
Türk sinemasının en önemli tarihi karakterlerinden biri olan
hakkında sempozyumda 4 ayrı tebliğ yer aldı.
Türbesi de Gebze'deymiş Malkoçoğlu'nun.
Aslında Malkoçoğlu bir şahıs değil bir ailenin ismi.
Filmlerde tanıdığımız yabancı prenseslerin peşinde koşan zampara bir Malkoçoğlu senaryo yazanların uydurması.
Yani 1970'li yıllarda efsaneye dönüşen
'ın oynadığı Malkoçoğlu
tamamen hayali kahraman.
Tıpkı
dizisindeki Kanuni ve Hürrem'in uydurma karakter olması gibi.
Dizilerini keyifle izlediğimiz Ertuğrul'u da Abdulhamit'i de gerçekten tanımak istiyorsanız, tanınmış itibar gören tarihçilerin kitaplarını da okuyun derim.
***
Karacaoğlan'ın dediği gibi,
Biz yokken Kocaeli'de;
vardı. Hepsinden bir iz, bir hatıra kalmış.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de 4 yıldır bu tarihi kazıyarak geçmişimizi hatırlatıyor.
İyi de yapıyor.
Çoban Mustafa Paşa'nın dediği gibi, geçmişini öğrenmeyen ilerleyemez.