|
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır”

Canımıza yettiniz!

Bilim dünyası, tıp camiası, üniversiteler, doktorlar, bu alandaki meslek örgütleri, onları denetleyenler aptal da bir siz mi akıllısınız?!

Siz Nişantaşı’ndaki ofisinizde zencefille zerdeçalı karıştırırken onlar, bu illet virüsle hastanelerde, laboratuvarlarda mücadele ederken hayatlarını kaybediyorlar… Emeğe, bilime, hayatını kaybeden onca insana biraz saygınız olsun!

Hiçbir somut bilgiye dayanmayan bu aşı karşıtlığı, bu ahmaklık artık yetti! “Virüsü baz istasyonları yayıyor”, “Çip takacaklar”, “Kısır olacaksınız” lafları ortada dolaşırken gülüp geçmemiz gereken yerde, kendimizi bunların ne denli saçma, bilimsellikten uzak, temelsiz iddialar olduğunu anlatmaya çalışırken bulmuştuk. Çünkü, yalanın, komplo teorilerinin yayılma hızı gerçeklerden çok daha fazlaydı…

Dün Ahmet Hakan da yazmış… Akupunktur uzmanı, fitoterapi alanında yüksek lisans yapmış Dr. Ümit Aktaş “ABD’de ve Avrupa’da on binlerce insan aşıdan kaynaklanan nedenlerle öldü. Milyonlarca insanda da kalıcı yan etki gelişti” demiş…

İspat, araştırma, kanıt, dayanak yok…

Ama iddia çok büyük…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıkladı: “Aktif vakalarımızın yaklaşık yüzde 87’si; hastanede yatan hastalarımızın yüzde 95’i aşısı tamamlanmamış kişiler.”

Ümit Aktaş bu vebalin sorumluluğunu almaya hazır mıdır? Peki ya her gün kaybettiğimiz 51 kişinin?!

Bilim, bilim insanı ispatlı, delilli, araştırmalara dayanarak konuşur. İnsanların canı mevzu bahisken onlara “Şu iki bitkiyi karıştırın korona olmazsınız” demez…

Bu yalan ticaretini, dezenformasyonu ciddiye almak lazım… Mayıs ayında ülkemizde de haber olmuştu.

Sağlıkla ilgili yanıltıcı bilgilerle mücadele eden Dijital Nefretle Mücadele Merkezi ve Aşı Karşıtlığını İzleme Kurumu tarafından yürütülen araştırmada, 1 Şubat ve 16 Mart 2021 arasında Facebook ve Twitter’da tespit edilen 812 binden fazla gönderi analiz edilmiş. Sonuçta, bu mecralardaki tüm yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yüzde 65’inden sadece 12 kişinin ve onların örgütlerinin sorumlu olduğu ortaya çıkmış…

Dijital Nefretle Mücadele Merkezi CEO’su Imran Ahmed, “İlgili tıbbi uzmanlığa sahip olmayan ve bu çabadan çıkar sağlayan küçük bir grup” diye ifade etmiş…

“Çıkar sağlayan”… Mesela, kilosu 38 lira olan zerdeçalı 60 kapsül hâline getirip 400 liraya satmak böyle bir ‘çıkar’ olabilir… Değil mi?

Bunlar öyle büyük ve tehlikeli yalanlar ki yalnızca söyleyeni bağlamıyorlar… Virüs gibi yayılıyor, toplumları fiziksel ya da ruhsal olarak hasta ediyorlar…

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Türk Konseyi Sosyal Medya Eğitim Programı vesilesiyle bir konuşma yaptı. Altun, ‘sistematik dezenformasyon’ ve ‘yalan terörü’nün ne denli etkili ve tehlikeli olabileceğinin altını çizdi.

Bir de örnek verdi… Birkaç gün önce Ecem Güçlük adıyla açılan sahte bir sosyal medya hesabından hepimizi infiale uğratacak yalanlar peş peşe sıralanmıştı… Genç bir kadın sandığımız bu kişi, işinden eve giderken kaçırıldığını, 4 kişinin kendisine tecavüz ettiğini, bedensel ve ruhsal hasarlara uğradığını yazıyordu… Üstelik bu zanlıların serbest bırakıldığını da iddia ediyordu…

Tabii bu iddialar detaylıca araştırılmış. Sonuç, ne böyle bir kişi var ne de böyle bir olay… Hesap da kişi de olay da bir yalandan ibaretmiş… Öte yandan bu yalana inanan 65 bin kişi #EcemYalnızDeğilsin etiketiyle dayanışma mesajları yayınlamış ve böylece 35 milyon kişiye erişim sağlanmış…

Sosyal medyada böyle binlerce hesap ve milyonlarca yalan var… Amaçları, yalan, iftira, manipülasyon, itibar suikastı olan, bu işlerden ‘çıkar’ sağlayan bir azınlık akıl, ruh ve beden sağlığımızla, toplumsal huzurumuzla oynuyor…

Canımız, ciğerimiz ormanlarımız yanarken sosyal medyada şöyle bir gezinin… Yangınların sebepleriyle ilgili olay yerindeki kahraman itfaiyecilerin bile araştırmalar sonuçlanmadan bilemeyeceği, birbirine benzemeyen ne çok iddia var göreceksiniz… Bunların bir kısmı hiç de masumane olmayan, toplumsal çatışmayı tetikleyebilecek, iç huzuru tehdit eden cinsten…

Sosyal medyanın bu yönünün daha fazla hasara neden olmaması için yasa çalışmaları, düzenlemeler, eğitimler yapılıyor… Yapılmaya da devam edileceği bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Yine de bu konuda bireysel sorumluluklarımız olduğunu unutmamalıyız.

2021 senesi, 750. ölüm yıldönümü vesilesiyle Hacı Bektaş-ı Veli yılı ilan edildi. UNESCO, bu kapsamdaki etkinlikleri 2021 yılı anma programlarına dâhil etti. Kime inanacağımızı şaşırdığımız durumlarda onun gibi ışık olmuş değerlerimize inanalım ve şu sözünü hep akılda tutalım: “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”

#ABD
#Dr. Ümit Aktaş
#Fahrettin Koca
#Dijital Nefretle Mücadele Merkezi
3 years ago
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır”
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle