|
Türkiye güçlü ve mağlup edilmez bir ülkedir

Türkiye, büyük bir bekâ mücadelesi içindedir. Yaklaşık on yıllık bir dönemde hem coğrafyamızın geneline hem de Türkiye’ye yönelik farklı güçler tarafından organize saldırılar yapılmaktadır. Aksi yöndeki ifadeler ve tutumlar gerçeği tahrif etmeye yöneliktir ve belirli bir tarafa işaret etmektedir. Bu dönemde özellikle muhaliflik kavramının içerik bakımından önemli ölçüde değişiklik gösterdiğini tespit etmemiz gerekiyor. Bu durum son günlerde çok geniş alanlara yayılan orman yangınlarıyla ilgili olarak da geçerlidir. Hâlbuki başta salgın dönemi olmak üzere farklı alanlarda meydana gelen gelişmeler karşısında Türkiye’nin çözüm kabiliyetinin çok farklı bir düzeye ulaştığını gördük. Özellikle yabancı basında ve siyasî çevrelerde Türkiye hakkında dile getirilen fikirler de bu farklı düzeyi göstermektedir. Oryantalist imgelerin doğruluğunu ve yanlışlığını bir kenara bırakarak Türkiye’nin ve coğrafyamızın son derece dinamik bir süreç yaşadığını söyleyebiliriz. Bekâ meselesi de burada gündeme geliyor.

Birilerinin göstermeye çalıştığı gibi bir milletin kendini geleceğe taşıma gayreti, itikadî bir sapma olarak gösterilemez. Dinî düşüncenin bu kadar dar alanlara sıkıştırılması doğru olmasa gerektir. Kelimeler ve kavramlar bağlamlarına göre yeni anlamlar kazanır. Bu kaideyi bilmiyor olamazlar. Eğer öyleyse durum gerçekten çok vahim demektir. Bu kadar sıradan bir kaideyi görmezden gelerek bekâ gayretini dinden hareketle yargılamaya çalışmak için epeyce bir değişime uğramak gerekir. Kaldı ki Türkiye için bahsedilen bekâ mücadelesi aynı zamanda bir din gayretine karşılık gelir. Bilinçli olarak aksi yönde bir yorumu öne çıkarıyorlar.

Ormanların kasıtlı olarak yakıldığını düşünüyoruz. Bu çok güçlü bir ihtimaldir. Geçen senelerde PKK terör örgütü üyeleri tarafından yapılan açıklamalar ormanlarımızın kasıtlı olarak ateşe verildiğini göstermişti. Ne yazık ki bu açıklamalara gerekli tepki gösterilmemişti. Devlet kavramının da tahrif edildiğini söyleyebilirim. Muhalif söylemlerin eleştiriye tabi tutulmadan içselleştirilmesi de bir düşünce zafiyetidir. Terör faaliyetlerinin ormanları kapsayacak kadar genişletilmesi karşısında entelektüeller sağlıklı bir tutum içinde değiller. İdeolojik bakış açılarının da etkisiyle terör örgütlerinin “devlet” karşısındaki tutumlarına meşru bir alan açılıyor. Açıkçası bu, Tevfik Fikret’in Abdülhamid’e yönelik bombalı eylem girişimine destek vermesinden bu tarafa entelektüellerin üzerinde gezinen bir lanettir. Eğer o zaman terör örgütlerinin bombalı eylemleri bekâ meselesi olarak görülseydi bugünkü entelektüellerin tavrı daha farklı olabilirdi. Bugünden yarına da benzer bir tutum yanlışlığından bahsedebiliriz. Ormanların kasıtlı olarak yakılma ihtimali dahi ürperti vericidir.

Entelektüellerin üzerinde gezinen bu lanet siyasî alanda değer üretmesi gereken seçkinleri de yönlendirmektedir. Onlar da terör örgütlerinden ziyade “devlet” ile kavgaya yönelmiş durumdadır. Yalancı bir öfke ile dikkatleri farklı taraflara yönlendirerek kitleleri yapay bir zıtlaşmanın içine sürüklemektedirler. Türkiye’nin, son on yılda, coğrafyamızı kuşatmış olan terör örgütlerinin neredeyse tamamı ile gerçek manada bir bekâ mücadelesi içinde olması entelektüel ve siyasî seçkinler için herhâlde bir anlam ifade etmiyor. Oysa gencecik çocuklar farklı alanlardaki sorunlara müdahale ederken canlarını hiçe sayıyor. Bu, bekâ mücadelesinin genç kuşaklar tarafından sahiplenildiğini gösterir. Türkiye’nin gerçek gündemini bu farklılaşmada aramak gerekir. Eğer bir kutuplaşmadan bahsedilecekse tam da bu farklılaşmanın yaşandığı alana bakmak gerekir.

Türkiye bu felaketi de atlatacaktır. Devletin bütün kurumlarıyla sahada olması, vatandaşımızın canla başla felaketi önlemek için mücadele etmesi bir çaresizlik görüntüsü sunmaz. Askerimiz, sağlık çalışanlarımız, şimdi de orman işçilerimiz gerektiğinde millî bekamız için varlıklarını ortaya koydular. Sarsılmaz bir inanç elbette çok önemlidir fakat en azından bunun kadar önemli olan başka bir hususa dikkat çekmek gerekiyor. Bu dönemde bu kadar çeşitli sorunlar karşısında çaresizlik ve zafiyet görüntüsünün ortaya çıkmaması oldukça önemlidir. Bu, hem Türkiye hem de coğrafyamız açısından önemlidir.

Yazıyı Azerbaycanlı spiker Lale Azertaş’ın sözleriyle bitirelim: Türkiye! Sen güçlü ve mağlup edilmez bir ülkesin!

#Türkiye
#PKK
#Tevfik Fikret
#Abdülhamid
3 yıl önce
Türkiye güçlü ve mağlup edilmez bir ülkedir
"Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır"
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…