Esenler Belediyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi tarafından İstanbul’da Kentsel Dönüşüm 2022 Sempozyumu gerçekleşti. Akıllı şehir, mimari, toplum, ekonomi, yönetişim, çevre konuları sempozyumun temaları olarak belirlenmiş. Böylece meselenin her boyutu ele alınırken konu rant-mağdur denkleminden doğru bir zemine çekilmiş.
Tabii markaya dönüşebilecek bu sempozyum, ev sahibi Belediyenin “doğru” kentsel dönüşümde önü çekerken ulaştığı derinliğin bir yansıması olarak okunabilir. Kentsel dönüşüm gerçekten her yönüyle akademik bir araştırma alanı. Bu başlıkta bakış açılarımızı geliştirecek daha fazla makale, tez, kitap veya tebliğ yayınlanması gerekiyor. Marmara Belediyeler Birliği de bu anlamda destek veriyor. Sempozyumlar, kongreler tertip ederek farkındalığı artırmaya da devam etmek gerekiyor. Nihayet bilim insanlarının tahminlerine göre deprem kapıda!
Düzce depreminin yıldönümünde bir tatbikat gerçekleştirirken Türkiye, uzmanlar dünya örneklerinde görülmeyen biçimde kentsel dönüşümü maalesef ve gerekli olarak can güvenliği önceliğiyle sürdürdüğüne hayıflanıyor.
ÖTV; Kaza Öldürmez Araç Öldürür
Kentsel dönüşümü konuşurken otomobilsel dönüşümü de unutmamak gerekir. Türkiye sürdürülebilirlik ve çevre anlamında Togg ile otomobilsel bir dönüşümün arefesinde. Fakat otomobilsel dönüşümde güvenlik geri planda kalan bir mesele…
Bunun suçlusu tüm diğer faktörlerle beraber biraz da ÖTV’nin keskin dilimlerle uygulanmasıdır. Keskin dilimlerden kastım otomobilin fiyatının bittiği yerdeki ÖTV oranının tek kademe olarak fiyata yüklenmesidir.
Hazır ÖTV’de matrah tartışması açılmışken hesaplamada yeni bir bakış açısını da tartışmak gerekir diye inanıyorum.
Türkiye’de otomobil en alt güvenlik donanımı seviyesinden alınır. Çünkü bu donanım seviyesinin üstüne herhangi bir eklenti yapılsa (mesela birkaç bin liralık çarpışma önleyici ya da şerit takip ya da adaptif hız sabitleme ya da kör nokta uyarı sistemi) otomobil bir üst dilim aralığına girip maliyeti aşırı yükselir. Zira otomotiv şirketleri özellikle çok rağbet gören araçların en düşük donanım seviyesindeki fiyatlarını ÖTV dilimlerinin sınırına göre ayarlar. Zaten bu araçlar da o yüzden rağbet görür. Bu baz donanım seviyesinin üstüne çıkan, ÖTV diliminde de üste çıkar ve ÖTV aracın yeni fiyatı için daha yüksek bir orandan hesaplanır.
Piyasa gerçeğinin uzağında kalmış ve güncellenecek olan bu mevcut dilimler üzerinden teklifimi örneklendireyim; bugün vergisiz fiyatı 180 bin TL’lik bir araca %70 ÖTV uygulanıyor. Ben diyorum ki ÖTV dilim mantığına böyle bir aracın fiyatının ilk 120 binlik kısmına %45, üzerindeki 30 binlik kısmına %50, onun üzerindeki 25 binlik kısma %60 ve kalan 5 binlik kısma %70 ÖTV uygulanmalıdır.
Böyle yapılırsa ÖTV çoktan aza doğru da götürülebilir mesela. Çok fazla versiyonlama imkânı da ortaya çıkar. Nihayet bir kişi bile bu yeni hesaplama yöntemiyle kendisi, ailesi veya yolcusu için daha güvenli bir araca geçebilecekse kârdır.






