|
Vergi artışı yerine yapılacaklar

Seçimde sonucu umdukları yönde etkilemek isteyen manipülatörler seçim sonrası ekonominin durumuyla ilgili olabilecek en kötümser senaryoları çiziyorlar.

Bu sayede Türkiye’de seçim ekonomisi uygulandığını (popülizm) da ima etmiş oluyorlar. Önce bunu bir tartışalım. Adil olmak gerekirse popülizm söylemleri haksızdır. Seçime giden ekonomide vergi denetimleri tam gaz ilerlemez, vergi cezaları gönderilmez, faiz artışları gündemde olmaz, sıkılaştırıcı politikaların daha sıkılaştırılacağı söylenmez, kamuya personel alınmayacağı konuşulmaz… Popülizm bu değil.

Bazı ilave tedbirlerin “seçimden sonra” yapılacağının söylenmesi dahi seçim sonrası vurgusuna rağmen popülizm karşıtı bir tavırdır. Popülizmde politikaların tarihine değil, eylemin niteliğine bakılır. İlave sıkılaştırma yapılacağı söyleminin anti-popülist karakteri eylem gücü bakımında tarihi hayli geride bırakır.

Manipülasyon konularına gelirsek afaki kur değerleri, bakan değişikliği, vergi artışları gibi çok yönlü ve çok boyutlu bir demet karşımıza çıkıyor. Mekanizmanın örgütlü çalıştığı anlaşılıyor. Çünkü manipülatörlerin tamamı IMF’ci profili çiziyor ve her biri tüm tuşlara birden basıyor, konuların her birini birbirine ekleyerek… Öyle her biri bir tek konuya odaklanıp onu pişirmiyor.

Bakan Şimşek de bu ortamda açıklamalarına devam ediyor. İletişim stratejisini de tartışalım. Genel seçim sonrası ekonomi yönetimi değiştiğinde iletişim Hafize Gaye Erkan üzerinden ilerletiliyordu. Kısmen de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz destek veriyordu. Bakan Şimşek geri planda duruyordu.

İlerleyen aylarda Erkan iletişim kazaları sergiledi. Sonrasında görevden ayrıldı. Yeni Başkan Karahan gelip iletişimin kalitesinin bir önceki başkandan daha iyi olmayacağı daha ilk haftadan enflasyon raporu toplantısıyla anlaşılınca Bakan Şimşek öne çıktı. Açık söyleyeyim iyi de oldu. Üst üste canlı yayınlarla piyasaya öngörü kazandırma ihtiyacını karşılamaya çalıştı. Manipüle edilen konulara açıklık getirdi. Bunlardan birisi de söylediğim gibi vergi artışlarıydı.

Bakan Şimşek Kanal 7’de yaptığı geçtiğimiz pazar günkü yayınında daha önce tekrarladığı halde durmayan vergi manipülâsyonlarına karşı enflasyonist etki yapacak genel düzenlemeler yapılmayacağını söylemini yineledi.

Bunun yanında daha önce benim de birkaç defa dikkat çekmeye çalıştığım; istisna, muafiyetler, indirimler ve sanırım destekler konusunu masaya yatıracaklarını ifade etti. Bir kısmı gerçekten savruk yahut lüzumsuz olan bu kalemler üzerine çalışma yapılması, yanlıştan vazgeçmek anlamında önemli.

Hiçbir etki analizi yapılmamışçasına uygulanmaya kondular ve devam ettiriliyorlar. Gündem oldu madem daha önce değindiklerimi yenileriyle beraber şöyle bir derlemek isterim.

Savruk uygulamalardan birisi elektrik ve doğalgaz destekleri. Malum, her iki elektrik faturasından birini devlet, birini kullanıcı; her dört doğalgaz faturasından üçünü devlet, birini kullanıcı ödüyor.

Bu desteklere
mülk sahibi
durumundakilerin çoğunun ihtiyacı yok. Bunların elektrik, doğalgaz faturalarını tam bedel ödemesine artık
mâni olunmamalıdır
. (Mülk sahibi olup ihtiyaçlı olanlar hariç.)

Kiracıların bu desteklerden yararlandırılmaya devam ettirilmesiyse dönülmez ihtiyaç gibi duruyor. Ama tüm kiracıların da değil tabi. Bu noktada zaruri kiracılar ile ihtiyari kiracılar ayrımı yapmak gerekiyor.

En ziyan destek köprü ve otoyol kullanıcılarına verilen geçiş desteği ile işletmecilerine verilen geçiş garantisi… Köprü ve otoyollarda özel araçlara geçiş desteği verilmesi Türkiye şartlarında lüks… Lüks ama bu noktada fiyat esnekliklerini dikkate almak lazım. Desteğin kaldırılması, geçiş sayılarını devletin geçiş garantisi maliyetlerini artıracak kadar düşürücü etki yapıyorsa kaldırmak doğru olmaz. Ama fiyat esneklikleri hesaplanarak devletin geçiş garantisi yükünü enküçükleyen noktaya kadar
özel araçların
geçiş ücretini artırmak akılcı görünüyor.

Diğer taraftan nakliye araçlarından geçiş ücreti alınmasında yeni tercihler yapmak gerekli gibi geliyor. En azından özel araçlarıyla köprü ve otoyol kullananlarla nakliye araçları arasındaki makası azaltmak gerekiyor.

Sonuçta yük taşımacılığında demiryolu ağı yeterli olmadığı için karayolunun yoğun kullanıldığının da farkında olmaz lazım.

Gerçek kişiler tarafında en önemli tedbir ise emeklilikte lazım. Öncelikle işveren emekliliği absürtlüğü artık bitirilmeli. İşvereni SGK’dan özel emekliliğe yönlendirmek lazım. Bu arada hak kazandığı halde emekliliğe başvurmayan birçok patron olduğunu da işitiyorum. Onlara madalya takmak lazım.

Böyle takdire şayan patronlar olduğu gibi bir de çocuğunu/torununu çalış(tır)madığı halde sigortalı yapıp EYT’li olmasını sağlayan patron, bürokrat ve türlü türlü SGK yağmacısı var. Sahte EYT’lileri yani
bankamatik emeklilerini
ortaya çıkardılar. Bunlar ayıklanmadan ucu alt/orta gelir grubuna dokunacak destek/teşvik temizlikleri ayıp olur. Bunlar ayıklanmadan gerçekten emeğiyle emekli olmuşlara verilecek zammı hesaplamak gibi…

İşletmelere gelince destek ve teşviklerin etki analiziyle kademelere ayrılıp farklı dinamiklerdeki işletmelere adil ölçüde verilmesi artık esas olmalı. İhtiyacı olanın da olmayanın da eşit yararlandığı bir destek mekanizması, kredi mekanizması vs. var olmamalı.

Ayrıca
emek yoğun işlerin küresel rekabette hayatta kalabilmesi için çalışan desteğindense otomasyon, robot ve yapay zekâ harcamalarının desteklenmesine yoğunlaşılması bu dönemde tartışılmalı.

Zaten ancak bunlar yapıldıktan sonra vergi uygulamalarında bir değişiklik adil olur. Bu tespitler tasarruf anlamına gelebilir, gelmeye de bilir. Velev ki aynı kaynağı daha etkin kullanmaya yarasın. Önemli olan bu aşamada yanlışları gidermek. Doğrulara başlamak yanlışları gidererek olur.

#Ekonomi
#Vergi
#Yusuf Dinç
1 شهر قبل
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli