|
Keşfedilmeyi bekleyen bir ruh coğrafyası: Anadolu kıtası

Boşuna "Anadolu kıtası" dememiş şair, öyle değil mi? Görece küçük bir toprak parçasının, "kıta" olarak adlandırıldığı başka bir yer var mıdır, bilmiyorum doğrusu.

Ama Anadolu, tam anlamıyla bir "kıta". Üstelik de "çok-anlamlı" bir kıta.

"DÖRT KITA"NIN YURDU: ANADOLU KITASI

Öncelikle, medeniyetimizin yediği vurgun"dan ve yaşadığı sürgünden sonra tek sığınılabilecek bir liman olması bakımından maddî bir kıta, Anadolu: Gökkubbemizin çökmesinden sonra, birbirinden farklı "dillerin", etnisitelerin, kültürlerin insanlarını cömertçe bağrına basabilmiş bir kıta.

İkinci olarak, Anadolu, bizim yerleştiğimiz ve varoluşumuzun tohumlarını ektiğimiz bir medeniyet coğrafyası: Bu topraklarda yaşadığımız acının, ıztırabın, oluş ve varoluş çilesinin mayasını ektiği, hamurunu kardığı, ruhunu şekillendirdiği, tarihe girdiğimiz ve insanlık tarihinin akışını belirlediğimiz manevî ve tarihî bir kıta.

Üçüncü olarak, Anadolu, Moğol ve Haçlı saldırılarına karşı verdiğimiz destansı mücahedenin ve mücadelenin, ardından da Avrupa"ya doğru gerçekleştirdiğimiz hakikat medeniyeti yürüyüşünün fütûhât kapısı bir fütûhât kıtası.

Son olarak, bu üç özelliği vareden Horasan havzasından getirdiğimiz ruhu, taze bir bilinçle toprağa düşürdüğümüz, her dâim keşfedilmeyi bekleyen, bize her dem taze ve diriltici bir ruh üfleyecek ruh coğrafyamız Anadolu kıtası: Ruh kıtamız: Keşfedilmemiş bir kıta / Terra incognita.

MASUMİYET, MAHZUNİYET VE MUHABBET

Anadolu kıtasını Anadolu kıtası yapan Anadolu ruhu"nun birbirini tamamlayan iki ayrılmaz vasfı var: Mahzuniyet ve masumiyet.

Bütün ruh atılımları, çağ atılımları, insanlık atılımları, mahzuniyet ve masumiyet pınarından fışkırır. Aslolan masumiyet"tir: Saflığın, su katılmamışlığın, bozulmamışlığın, her dem taze, her dem diri kalabilmenin sırrı, biliş, oluş ve varoluş hamlelerinin kaynağı -peygamberî ruhun meyvesi- masumiyette, masumiyetin yitirilmemesinde gizlidir.

Masumiyetin yitirilmemesinin şartı, mahzuniyet melekelerinin yitirilmemesi, kapılarının kapanmamasıdır: Zira mahzuniyetlerini koruyamayanlar, masumiyetlerini yitirmekten de kurtulamazlar.

Masumiyetin ve mahzuniyetin mevcudiyeti, muhabbetle kâimdir. Daha doğrusu, muhabbet, insana neşve veren mahzuniyetle, insanı aşka götüren masumiyetin çocuğudur: Muhabbet, mahzuniyetle masumiyetin meşkinin sonucudur.

ANADOLU"NUN ÜNİVERSİTELERİ: RUH"UN/UN FİLİZLERİ

Son Anadolu yolculuğumda, bugüne kadar hiç rastlanmayacak yerlerde keşfettim mahzuniyetin, masumiyetin ve muhabbetin izlerini: Üniversitelerde. Saf çocuğu masum Anadolu"nun maddî kaynakları yetersiz ama manevî kaynakları zengin Anadolu"nun sessiz sedasız gelen üniversitelerinde.

Mardin Artuklu Üniversitesi"nin rektörü Serdar Bedii Omay Hoca ile hocaları ve öğrencileri arasındaki muhabbet beni mest etti. Serdar Bedii Hoca, uluslararası bir sempozyumda, sempozyumu düzenleyen kabına sığmaz ilim ve fikir adamı İbrahim Özcoşar Hoca"nın çalışmasını, "bu huysuz adam, yaptığı güzelim işlerle bizi yoruyor ama her türlü takdiri de hak ediyor" derken, "İbrahim Hoca, seninle Fizan"a kadar bile giderim" der gibiydi sanki! Bu ne kadar derûnî bir muhabbetti öyle! İçim ışıdı.

Serdar Bedii Hoca, konuşmalarına besmeleyle, hamdeleyle ve salveleyle başlayan; riyadan, kibirden, korkudan zırnık kadar eser taşımayan; zihni saat gibi işleyecek kadar berraklaşmış, bizim medeniyetimizin ufuklarında da, Batı uygarlığının zirvelerinde de kendinden emin, hâlinden memnun bir derviş edasıyla leziz yolculuklar yapabilen ve yaptırabilen bir devrimci, bir öncü, bir hitabet ustası.

***

Aynı havayı Antep"te üniversitenin rektörü Yavuz Coşkun Hoca"da da görünce, ne kadar sevindim bilemezsiniz.

Konuşmasına, İsmet Özel"in "Amentü" şiiriyle başlayan, bütün bildik, köhnemiş kuralları yıkan, kalplere, insanların gözlerinin içine bakarak konuşabilen, böylelikle insanların ruhlarının derinliklerinde yolculuk yapabilen ve bu yolculuğa hepimizi de çıkarabilen aynı zamanda hakîm bir hekim rektör; bir başka devrimci ve önaçıcı.

Aynı anda mahzuniyeti de, masumiyeti de, muhabbeti de iliklerine kadar yaşayan ve herkese de yaşatmasını bilen bir öncü Hoca.

***

Benzer bir ruh ışımasını Kayseri"de de yaşadım. Üniversite"yi Erciyes"in eteklerinde bir teknoloji üssüne çeviren ama gürültü patırtı yapmaktan da yüzçeviren bir derviş, Anadolu ruhunun sessiz sedasız dirilticisi rektör Fahrettin Keleştemur Hoca"nın üniversitede estirdiği ("terör havası" değil!) muhabbet havası, üniversitenin her bir köşesinde solunabiliyor.

İlahiyat Fakültesi"nin dekanı Zeki Duman Hoca"nın katışıksız, saf, bozulmamış, dipdiri ahlâkî seciyeleri, dürüstlüğü, hocaları ve öğrencileri arasında tarifi zor bir muhabbet dalgası yayıyor.

***

Üniversite fikrinin ve pratiğinin bütün dünyada "bittiği", üniversitelerin siyasa"nın ve piyasa"nın çarklarını döndüren, neo-liberal kapitalizmin meşrulaştırıcısı ve yeniden-üreticisi bir paravana"ya dönüştüğü bir zaman diliminde, Anadolu kıtasında üniversiteden bir umut ışığı yakalayabileceğimi pek ummazdım doğrusu!

Demek ki, Anadolu, hâlâ keşfedilmeyi bekleyen keşfedilmemiş bir kıta olma özelliğini koruyor ve besleyip-büyütüyor bağrında özene bezene.

11 yıl önce
Keşfedilmeyi bekleyen bir ruh coğrafyası: Anadolu kıtası
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu