26 Eylül sabahı Kuzey Irak’ta yeni bir Kürt devleti, yeni bir Kürt cumhuriyeti doğmayacaktır. Barzani’nin iddia ettiği gibi Kürtlerin yüz yıllık hayalleri de gerçekleşmeyecektir. Peki ne olacak? Kısaca ve tek kelime ile kaos. Maalesef bundan da yine en çok Kürtler etkileneceklerdir.
Bu girişim üç yönden başarısızlığa mahkûmdur:
Barzani yönetiminin sandıktan “evet” çıkaracağında bir kuşku yoktur. Ama bu zikredilen sorunların üstesinden gelemeyeceği de gün gibi ortadadır. Üstesinden gelemeyeceği problem olarak ona Kerkük tek başına yetecektir. Bölge üzerindeki uluslararası ilginin Kürtlerin hatırı için olmadığı ve herkesin Kerkük ve Musul’daki petrolün peşinde olduğu dikkate alınır ve dünyadaki benzeri örneklerine bakılırsa sorunun hiç de kolay olmadığı görülecektir. Meseleye tamamen insani yönden bakılacak olursa bir başka trajedi ile karşılaşırız ki bu da sorunu ebedileştirecek bir boyuttur. Yüzyıldır bölgenin toplumsal genetiği ile uğraşılırken en çok mağdur edilen kesim Kerkük Türkmenleri olmuştur. Kerkük tarih boyunca bir Türk şehri iken, İngilizlerden başlayarak, Irak Krallığı ve Cumhuriyeti altında ve özellikle de Saddam döneminde şehrin demografik yapısı altüst edilmiştir. 2003’ten sonra Amerikalılar durumu daha da berbat hale getirmişlerdir. Bölgede demografik yapının normalleşmesine imkan verilmediği gibi yaptıkları Irak anayasasında Kerkük gibi tartışmalı bölgeler için öngörülen ve bugüne kadar gerçekleştirilmeyen nüfus sayımı ve referandum da sadre şifa olmaktan uzaktır.
Bu canlı sorunun tarafları artık sadece Türkmenler olmaktan çıkmıştır. Başta merkezi Irak hükümetinin çıkarları ve Türkmenler ile mutlak bağı olan Türkiye olmak üzere çok taraflı bir sorun haline gelmiştir. Türkmenlerin bir bölümünün Şii olması İran’ın da taraf olmasını sağlarken, Suriye Türkmenleri de konunun tabii taraflarıdır. Kendi küçük coğrafyasında Süleymaniye aşiretleri ve diğer muhalif siyasal yapılar ile barış sağlayamayan Barzani bu karmaşık konunun üstesinden nasıl gelebilecektir? ABD’nin iki yüzlü siyaseti, İsrail’in kendi güvenliğine katkı sağlar umuduyla verdiği destek bu sorunları çözemeyecek, bilakis derinleştirecektir. Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer Körfez ülkelerinde sorunun meydana getireceği domino etkisinden hiç söz etmiyorum bile.