19'uncu yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'da kıraathaneler gazete, dergi ve kitapların okunduğu, dönemin aydın ve yazarlarının devam ettiği yerlermiş. Kahvehaneler bir mektep olarak görülür, çaylar, kahveler yudumlanıp, sigaralar sarılırken, bir kulakla da yazarların, şairlerin edebi sohbetleri dinlenirmiş. O dönemlerde kahvehaneye gidenlere "mektebi irfan sahibi" denirmiş, memleketin ileri gelenleri, makam ve mevki sahipleri kahvehaneden çıkmazmış.
Osmanlı'dan bu yana, kıraathane kültürünü devam ettiren sayılı yerler var İstanbul'da. Şimdilerde ise Tophane'deki "Asude Cafe" bu geleneği sürdürmeye aday. Geçtiğimiz günlerde Ahmet Hakan, yazdığı bir yazıyla Asude'nin devam listesindeki isimleri bir çırpıda sayıverdi. Sonra Taha Kıvanç'tan okuduk Asude'yi. "Bizim arkadaşların tercih ettiği bir İstanbul / Tophane kahvesi. Bir kahvede ne yapılıyorsa orada da onlar ve daha fazlası yapılıyor" deyip, Ahmet Hakan'ın da bahsettiği meşhur sahur davetini anlatmıştı. Kıvanç, Asude'nin misyonundan bahsederken de müdavimlerden birinin "Asude'de konuşulanlar keşke TBMM'nde de buradaki doyuruculukla tartışılsa" dediğini aktarıyor yazısında.
Asude'ye kimler gelir? Neler yapılır? Bizi bilgilendirsin diye mekanın sahibi Erdoğan Ulu ile görüştük. Asude Cafe Tophane'de Karaköy Polis Karakolu'nun hemen yan tarafında, Fransız geçidinde. Tophane deyince kalabalık ve gürültü aklımıza gelse de, Asude iç tarafta, sakin ve sessiz bölgede. Görünüş itibariyle diğer kafelerden pek de farklı değil. Asude'yi farklı kılan müdavimleri ve tabi ki personelinin güler yüzü. Akşama doğru toplanmaya başlayan sohbet grupları Maşuk'un tavşan kanı çayları, Mehmet'in kırmızı nargile kömürleri arasında sohbete başlıyor. Ramazan ayında ise bu buluşmalar mekanın çalışanlarının elinden çıkan güzel yemeklerle iftar ve sahur sofralarına dönüşüveriyor. Asude'nin kablosuz internet bağlantısı, işlerini buradan takip etmek isteyenlere olanak sağlıyor. Bir de her akşam kendisine ait köşeye geçip, eline nargile ve gazetesini alıp saatlerce içen, sonra da tam 22.36'da giden bir müdavimi var Asude'nin. Asude'de takılanlar biliyor ki, nargileci amca gitmek için niyetlendiğinde saat 22.36'yı gösteriyordur.
Gazeteciler, köşe yazarları, gazete ve televizyon yayın yönetmenleri, öğretim üyeleri, şairler, politikacılar, sanatçılar, milletvekilleri, yayınevi sahipleri, entelektüeller ve iş adamları geliyor Asude'ye. Masalarda "ne olacak bu medyanın hali"nden tutun da, kim nerede, hangi köşede yazmaya başlamış, kim hangi haber kaynağına nasıl ulaşmış muhabbetleri yapılıyor. Bazı köşe yazıları Asude'de şekillenip kelimelere dökülürken, zaman zaman bir yazarın yeni kitabını burada yazmaya başladığına, ya da bir yazarın yeni kitabı için yayınevi ile görüşmelerinin burada yapıldığına ya da ropörtaj verildiğine şahit olunabiliyor.
Canlı yayın televizyon programları öncesi ya da sonrası nefes almak için tercih edilen mekan yine Asude. Televizyon kanallarının zaman zaman kurduğu canlı yayın telefon görüşmelerinde yazarlar Asude'den bildiriyor. Asude sevinçlerin ve üzüntülerin de paylaşıldığı bir mekan olmuş. Kitabı basılan yazar ilk kutlamayı burada yapıyor. Doğum günü kutlamaları, iftar ve sahur davetleri zaman zaman burada gerçekleştiriliyor. Geçen yıl Mustafa Karaalioğlu'nun Ramazan'a denk gelen doğum günü, teravihten sonra sürpriz bir doğum günü pastasıyla burada kutlanmış. Asude'nin böyle bir misyonu üstlenme sebebi, samimi bir ortamda, dostlar arasında olmanın verdiği rahatlık olsa gerek.
Asude'ye fırsat buldukça uğrayan isimler şöyle; Serdar Akinan, Akif Beki, Süleyman Gündüz, İbrahim Karagül, Ekrem Dumanlı, Hüsnü Mahalli, Mehmet Ocaktan, Fehmi Koru, Mustafa Karaalioğlu, Ahmet Hakan, Erhan Çelik, Yasin Aktay, Haşmet Babaoğlu, Selahattin Sadıkoğlu, Nuray Mert, Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Şeker, Turan Korkmaz, Salih Tuna, Ahmet Kekeç, Levent Gültekin, Selahattin Yusuf, Elif Çakır, Cem Davran, Sema Öztürk, Nejat İşler, Vildan Atasever, Yavuz Bingöl, Hak İş Genel Başkanı Salim Uslu ve bazı bürokratlar. Zaman zaman beklenmedik konukları da oluyor Asude'nin. Mesela İslam dünyasının yetiştirdiği önemli mütefekkirlerden biri olan İranlı düşünür Abdulkerim Suruş'un Asude'de görülmesi şaşkınlık yaratmış.
ASUDE Cafe yaklaşık 3 yıldır burada. Daha önce burası dış ticaret bürosuydu. Cafe haline bizimle birlikte geldi. Genelde yazarlar, gazeteciler, doktorlar, bürokratlar, sanatçılar geliyor kafemize. Tabi bu yazarların buraya gelip gitmesiyle alakalı olarak onların okuyucuları için de bir cazibe merkezi haline geldi Asude. Genelde orta yaşın üzerinde bir müşteri profilimiz var. Ama yaş sınıfından ziyade müşterilerimiz mekanın ismiyle özdeşleşmiş, daha sessiz, sakin kesim. Kafa dinleme ortamı. Aslında hemen kendimize pay çıkarmamamız gerekir ama biz burada amatör bir ruhla başladık. Amatörlük duygusallığı, duygusallık da yazarların burayı tercih etmesini sağlamış olabilir. Biz burada işletmeci müşteri ilişkisinden ziyade bir abi kardeş ilişkisi içerisindeyiz. Sanırım biraz da mekanın rahatlığı ve huzuru ile alakalı. Curcunalı bir mekan değil. Kendiliğinden oluşmuş bir müşteri profilimiz var. Mevcut müşterilerimiz bir cemiyet, bir dernek havasında gördüler burayı.
