
Hiçbir şeyin son noktası yok.
Hayatın da...
Ölümün de...
Her şey devam ediyor...
Aşk da, ölüm de...
Bunu tarihin tekerrür ettiği iddiasıyla karıştırmamak gerek. Tarihin tekerrür ettiğini ileri sürenler, ibret alınmadığı takdirde aynı şeyler başımıza bir daha gelir demek istiyor. Buradaki yanlışlık şu: tarihin süreğen çizgisi sanki birbirinden bağımsız noktalar halinde, bir başına ve nedensiz olarak oluşuyormuş gibi düşünülüyor.
Hayır, tarihte yok böyle bir şey... Tarihin sarmal (helezonik, spiral) çizgisi kopmadan, kesintisiz bir halde devam ediyor. O çizgi birbirinden bağımsız noktaların yan yana gelmesinden oluşmuyor; bilakis o çizgi müstakil olaylar birbirinin süreği halinde, birbirine ulanarak oluşuyor. O çizgi üzerinde vuku bulan her olay bir önceki illetin (nedenin) sonucu olarak meydana geliyor ve illet her defasında yenilenerek sürüp gidiyor.
İstanbul fethedildi ve bitti, öyle mi?
Veya 1914-1918 arasında dünyada ülkeler birbiriyle savaşa tutuştu ve bitti, öyle mi?
1948’de İsrail Devleti kuruldu ve olay bitti -mi?
Veya aynı olayları baştan alırsak, İstanbul 29 Mayıs 1453’te bir günde mi fethedildi? Onun yüzlerce yıl geriye giden bir başlangıcı yok muydu?
1948’de kurulan İsrail o yılın işi olarak mı gerçekleşip bitti? Onun ön hazırlıklarını ne yapacağız? Kurulduktan sonra olup bitenleri neye yoracağız?
Basit bir anımsama bu mülahazamı tekrarlatıyor bana. Yaklaşık kırk yıl önce, 1980’de yayınlanan bir yazımız çıktı karşıma, o günün Yeni Devir gazetesinde yayınlanmış. İlk birkaç cümlesi şöyle:
“21 Ağustos 1980 günlü Yeni Devir’de bir haber yayınlandı. Bu haber belki birçoklarınca aktüalitesi geçmiş diye telâkki edilecektir. Çünkü taa 1958’den, 1970 yılına kadar uzanan bir geçmişten bahsedilmektedir. ABD’nin 1958’de Lübnan’a yaptığı müdahalenin İncirlik hava üssünden gerçekleştirildiği, keza 1970 yılında Ürdün Kralı Hüseyin’e Filistinlilere karşı giriştiği katliam hareketinde destek olmak üzere İncirlik’ten Amman’a bir hava köprüsü kurmuş olduğu ve İsrail’e de Türkiye’deki üsler aracılığı ile lojistik destek sağlanmış olduğu bildirilmektedir./ Bir husus böylece bizzat ABD kaynaklarınca doğrulanmış olmaktadır: Türkiye’deki ABD üslerinin komşu Müslüman ülkeler aleyhinde kullanılabileceği hususunda bu ülkelerin duyduğu endişenin ne kadar yerinde olduğu bir kere daha anlaşılmış bulunmaktadır.”
Ve günümüzde Mescid-i Aksa zulmü...
O günden bu yana illetlere (illiyet) dokunulmadan bırakılmış demektir. Temel nedenlere belki son birkaç yıldan bu yana dokunulmaya başladı. ABD’nin ve tüm Batı dünyasının tedirginliği de bu nedenden kaynaklanıyor.
Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye üzerinde koparılmak istenen fitnenin temel nedeni de bu aynı noktada, kurulu sisteme yeni bir denge noktası inşa etme meselesinde aranmalı. Hâlihazırdaki çalkantı işbu yeni dengenin istikrar bulma aşamasındaki
salınımları olarak görülmeli...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.