|

Erbil neden Ankara’ya muhtaç?

Ortadoğu’da stratejik eylemlerini gerçekleştirirken Türkiye politikalarını görmezden gelmeyen Barzani, Erbil yönetiminin geleceği açısından, Ankara’nın Bağdat ve Şam’dan daha gerçekçi bir vizyon çizdiğinin farkında.

Yeni Şafak
04:00 - 2/08/2015 Pazar
Güncelleme: 01:13 - 2/08/2015 Pazar
Yeni Şafak
Bekir Aydoğan

Araştırmacı-Yazar / Mehmet Alaca * Gazeteci


Türkiye son günlerde yurtiçinde PKK, DAİŞ ve DHKP-C'ye yönelik operasyonlarını sürdürürken eşzamanlı olarak sınır ötesinde PKK ve DAİŞ'e ait mevzileri bombalıyor. NATO ülkesi olan Türkiye'nin DAİŞ karşıtı koalisyona askeri üslerini açmasıyla birlikte ABD ve Batılı ülkelerden operasyonları destekleyen açıklamalar geldi.



Ankara'nın PKK'ya yönelik operasyonları Türkiye ve Suriye'deki Kürt kamuoyu tarafından eleştirilse de IKBY (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) Başkanı Mesud Barzani Türkiye'nin hem DAİŞ karşıtı koalisyona katılmasını memnuniyetle karşılayarak hem de PKK'nın bölgedeki politikalarını eleştirerek operasyonları destekledi. Şüphesiz Erbil'in bu tavrının arka planında Ankara ile ekonomi ve diplomaside geliştirdiği rabıta, DAİŞ saldırılarıyla mağdur edilmesi ve PKK'nın IKBY'de alternatif aktör olma politikaları yatıyor. Ayrıca PKK'nın Suriye kolu PYD (Demokratik Birlik Partisi) ile Rojava'da askeri ve diplomatik ortaklığı olan İran, IKBY'de Barzani karşıtı muhalefetiyle öne çıkan KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği), Goran (Değişim) Hareketi ve PKK'ya da yakın duruyor. Bu denklem haliyle Barzani'yi Türkiye'nin yanına itiyor.



KDP - PKK İLİŞKİLERİ


KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ve PKK'nın ilişkileri geçmişten bugüne konjonktürel gelişmelerle çatışma ve uzlaşı arasında devam ederken, ilişkilerin genel seyri Kürt ulusal liderliğinde rekabet üzerine kurulmuştur. PKK'nın IKBY'deki kampları Türkiye ve İran tarafından bombalandığında Barzani PKK'nın bölgeye savaşı taşımasından rahatsız olurken içerideki Kürt kamuoyunun tepkisi nedeniyle PKK'nın bölgedeki yapılanmasına karşı net bir tavır da sergileyemiyor. Barzani, Türkiye ve İran ile ilişkilerinde PKK nedeniyle geçmişte kimi sorunlar yaşasa da Saddam sonrası Irak'ta Kürtlerin edindiği özerk statü ve artan uluslararası meşruiyetiyle, PKK ile yaşanan çatışmalarda arabulucu rolü üstlenmeye de başladı.



Barzani liderliğindeki KDP, 2003 Irak savaşında ABD'nin yanında yer alarak Saddam yönetimine karşı savaşmıştı. Savaş sonrası Barzani Irak'ın kuzeyindeki özerk yapının başkanı olmuş ve Irak merkezi yönetiminde Kürtler başta cumhurbaşkanlığı olmak üzere birçok makamda görev almıştı. Bu durum lideri tutuklu ve uluslararası terör listelerinde yer alan PKK'yı KDP karşısında geri plana iterken, Barzani'yi de Abdullah Öcalan karşısında Kürt ulusal liderliğinde öne çıkardı.



KDP - PKK İLİŞKİLERİNDE REKABET


Arap baharıyla Suriye'de başlayan iç savaş, ülkenin kuzeyinde PYD'nin yönetim boşluğunu değerlendirerek kantonlar kurmasıyla Suriye›de birlikte savaştıkları PKK'yı tekrar sahneye sürdü. Zira DAİŞ'le mücadelede batıda terörle savaş veren örgüt olarak yansıtılan PYD, Rojava'da kendisine muhalif Kürtleri bastırırken Barzani'yi de bölgeden uzak tutmayı başardı. DAİŞ'le savaşta KDP peşmergelerinden geçici destek alan PYD, Rojava'da gücü tekelinde tutarken bir yandan da ABD ve batıyla DAİŞ'le mücadelede ittifak ortağı olarak yer almaya başladı. DAİŞ'in Musul ve Sincar'daki saldırılarını püskürtemeyen KDP'nin PKK'nın askeri desteğini alması örgütün Kürt ulusal liderliği rekabetinde elini güçlendirirken, IKBY'deki varlığını da olumlu etkilemiştir.



PKK, 2013 yılında Kongre Gel 9. Genel Kurulu'nda Siyasi Tutum Belgesi olarak açıklanan metinde yer alan IKBY'de alternatif aktör olma politikasını sürdürmeye devam ediyor. PKK, Sincar'da DAİŞ'le savaşta Ezidilere desteğiyle prestij kazansa da, örgütün IKBY'deki siyasi uzantısı PÇDK siyaseten silik rolde. Yakın zamanda KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan'ın Barzani'yi diktatörlükle suçladığı ve Ezidiler'e özerklik talebinde bulunduğu hatırlarda. Barzani yönetimi Kalkan'ı “ihanet ve hainlik”le suçlarken, PKK'nın IKBY'deki hamlelerini de yakından izliyor. PKK'nın IKBY'de alternatif aktör olma stratejisinde hem Kürt ulusal liderliği rekabeti hem de PKK'nın Rojava'da etkili olmaya çalışan Barzani'ye karşı IKBY'de benzer hamle yapmak istemesi etkili.



ERBİL VE ANKARA'NIN UYUŞAN TUTUMU


Barzani Irak merkezi yönetimiyle yaşadığı tartışmalı bölgeler sorunu ve ekonomik anlaşmazlığa ek olarak DAİŞ'in Sincar ve Musul'daki işgaliyle de karşı karşıya kaldı. Bir yandan bağımsızlık söylemini artıran ve bu konuda ABD'den aradığı dış desteği bulamayan Barzani, bir yandan da İran destekli KYB, Goran ve PKK muhalefetince tekrar başkan seçilmemesi ve başkanlık sisteminin kaldırılması noktasında baskı hissediyor. Barzani, PKK'nın IKBY'deki muhalif duruşu ve KDP'ye alternatif olma stratejisinden rahatsız. Bu nedenle PKK'nın IKBY'deki etkisinin azalması için Türkiye'nin örgüte yönelik operasyonlarına kısa vadede destek verebilir. İran ve KYB Türkiye'nin örgüte yönelik operasyonlarını eleştirirken; Barzani'nin PKK'yı eleştirmesi ve barış için siyasal mücadelenin öneminden bahsetmesi ise PKK'nın bölgedeki tutumuna ve Türkiye'deki eylemlerine karşı duruşunu da gösteriyor.



Barzani her ne kadar DAİŞ'in IKBY'deki ilk saldırılarında ve hatta Erbil'e 35 km kadar yakınlaştığında Türkiye'den destek bulamamış olmaktan ötürü kırgın olsa da, Türkiye ile yakın ilişkisini korumak istiyor. Bunda Türkiye ile yürüttüğü siyasi diplomatik ekonomik ilişkilerin etkisi kaçınılmaz. Ayrıca IKBY ve Rojava'da etkili olan, PKK ve PYD ile yakınlaşan İran faktörü karşısında; Suriye'de de


Erbil ve Ankara'yı yakınlaştıran bazı noktalar var.



Rojava'da PYD'nin askeri ve siyasi gücü tekelleştirmesi hem Ankara hem de Erbil'in politikalarına ters. Barzani PYD'yi muhalefeti susturmakla suçlarken, Türkiye de PYD'nin PKK ile ilişkisi, muhalif partileri engellemesi ve bölgede nüfus değişikliği yapması nedeniyle rahatsızlık duyuyor. Türkiye terör örgütü gördüğü PKK ve PYD arasında ayrım yapmazken, PYD'nin DAİŞ karşıtı koalisyonda ABD ve Batı'yla ortak çalışması Ankara'yı rahatsız ediyor. PYD'nin batıda yakaladığı meşruiyet ve ABD müttefikliği Barzani tarafından hoş karşılanmasa da bu durum çok dillendirilmiyor. Zira Barzani yıllarca Kürtler nezdinde ABD'nin tek müttefiki olarak bilinirken PYD'nin yakaladığı bu imaj Erbil'i rahatsız ediyor.



BARZANİ'NİN PKK ELEŞTİRİSİNİ OKUMAK


Barzani, Türkiye'nin PKK ve DAİŞ'e yönelik başlattığı operasyonlarda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin DAİŞ'e karşı koalisyona katılımının bölgesel manada önemli sonuçlar doğuracağını ifade eden Barzani, PKK'nın bu süreçte Öcalan ve HDP'yi egale ederek kibirli davrandığını iddia etti.



Türkiye'de devam eden çözüm sürecinin en büyük destekçilerinden biri olan Barzani, PKK tarafından sürekli eleştiriliyor. Zira PKK ile KDP arasında yaşanan tarihsel ve ideolojik gerginliğin yanında çözüm sürecinde Barzani'nin arabulucu olma çabaları da örgüt tarafından istenmiyor. PKK'nın üst düzey yöneticileri ile KDP arasında yoğun gerginliğin yaşandığı son dönemde Barzani'nin çözüm sürecinde HDP ve Öcalan figürünün öne çıkmasını desteklemesi de Kandil'i rahatsız ediyor.



Barzani itikadi açıdan da gerek AK Parti gerekse Türkiye Kürtleri ile ilgili doğal bir rabıta geliştirebiliyor. Barzani'nin Ankara ile geliştirdiği seviyeli ekonomik ve diplomatik ilişki ve çözüm sürecinde aldığı inisiyatif Türkiye Kürtleri nezdinde sempatiyle karşılanıyor. Bölgenin sosyolojik ve itikadi yapısına yeterince uygun olmayan PKK, haliyle Barzani'nin popülaritesinden de rahatsızlık duyuyor.



Sonuç olarak, Ortadoğu'da stratejik eylemlerini gerçekleştirirken Türkiye politikalarını görmezden gelmeyen Barzani, Erbil yönetiminin geleceği açısından, Ankara'nın Bağdat ve Şam'dan daha gerçekçi bir vizyon çizdiğinin farkında.






#Barzani
#Erbil
#Arap baharı
#Mesud Barzani
#Mehmet Alaca
9 yıl önce