|
Erdoğan’a neden düşmanlar?
CHP Kongresini tamamladı. “
Demokrasi, değişim ve kardeşlik
” adını vermişlerdi ama değişimden anladıklarının sadece Parti Meclisi'nin değişmesi olduğu ortaya çıktı. Genel Başkanlığı rakipsiz kazanan Kılıçdaroğlu, PM seçiminde listesi delik deşik oldu. PM'ye ancak 29 ismi sokabildi. CHP liderini zor günler bekliyor.


Ayrıca heyecansız, ruhsuz geçen kongrede bir kez daha görüldü ki CHP'nin, Türkiye'ye verebileceği yeni bir şey yok. “

Eski tas eski hamam



CHP ile ilgili önyargıları 5 başlık halinde sıralayan Kılıçdaroğlu, buna dair samimi bir özeleştiri ortaya koyamadı. Türkiye'nin önüne bir vizyon koyamadı ama en azından CHP'nin önüne bir hedef koyabilirdi. Onu dahi yapamadı.



Peki CHP kongresinde ne vardı? Cumhurbaşkanı'na hakaret. Darbeci Kenan Evren'in karşısında el pençe divan duranlar, halkın yüzde 52 oy oranı ile doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmeyi tercih etti.



İsmet Paşa'lı Menderes'li yıllara yetişemedim. 1984 yılında başladığım meslek hayatımda siyaseten yasaklı olduğu günlerden bu yana Demirel'i, Ecevit'i, Erbakan'ı, Türkeş'i izledim. Başbakanlığın ilk diliminden itibaren Turgut Özal'ı, Mesut Yılmaz'ı, Tansu Çiller'i, Deniz Baykal'ı hadi yeni kuşaklar unutmuştur hatırlatayım Turgut Sunalp'le, Necdet Calp'i dahi dinlemişliğimiz vardır ama hakaret konusunda Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş gibisini görmedim.



Eski liderler birbirleri hakkında her şeyi söylediler. Hatta cenazede bile tokalaşmadıkları oldu. Ama bir şeyi yapmadılar. Eşleri, çocukları, aileleri, namusları siyasi polemik konusu olmadı. Kılıçdaroğlu, bunu yıktı.



CHP lideri 7 Haziran seçimlerine giderken kazandığı “pozitif muhalefet” imajını da böylece yerle yeksan etti. Pozitif muhalefet gitti, küfürlü siyaset geldi. CHP lideri “pozitif siyasetle” sağladığı krediyi, küfürlü muhalefette tüketti.



Erdoğan'ı eleştireceğim diye, Cumhurbaşkanlığı yeminindeki “

Namus ve şeref

” ibaresini hatırlatıyor. Yapmayın Kemal Bey Allah aşkına. Birisi de çıkar size Anayasa'nın 81.maddesinde yer alan milletvekili yeminindeki, ”

Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim

” sözünü hatırlatır. Eskiler, ”Üslubu beyan ayniyle insandır” derlerdi. Duymak istemediğiniz sözü söylememeniz lazım.



Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğünün sembolüdür. Süleyman Demirel, 1.Körfez Savaşı sırasında Türkiye'nin ABD'nin yanında Irak'a girmesini savunduğu için Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, “

Devletin

Çankayası

fevkalade yanlış bir işin içindedir. Dalalet içindedir, hıyanet içindedir”

diye eleştirmişti. Bunun üzerine Özal, 500 milyonluk tazminat davası açtı. Demirel kaybetti. Özal'a 10 milyon lira ödemek zorunda kaldı. Aynı Demirel, ”

Bu davayı kaybettiğim için mutluyum. Mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının hıyanet ve dalalet içinde olmadığını tespit etmiştir”

demişti.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin liralık tazminat davası açtı. Bakalım dava sonuçlandığında Kılıçdaroğlu ne diyecek?



ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Demirel'e, ”

Yalancı, iftiracı, Çankaya'nın şişmanı, dar kafalı, siyaseten özürlü

” diye hakaret etmiş, 83 bin dolar tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Dikkat edin ,”

Namus,

şeref” gibi sözler yok.



Hep merak etmişimdir. CHP zihniyeti milletin çok sevdiği liderlere, niye düşman olur diye. Menderes'ten nefret ettiler. Hem de öyle bir nefretti ki darbe yapıp, devirmek yetmedi. Yassıada da işkence yaptılar. O da yetmedi, idam ettiler. O da yetmedi, idam ipinin parasını istediler.



Menderes'e diktatör diyorlardı. Her göreve seçimle gelen, sonunda darbe ile devrilip, idam edilen Başbakan'a. Peki ona diktatör diyenler kimlerdi? Milli Şef İsmet İnönü ve ülkeyi 27 yıl tek parti zihniyeti ile yöneten Halk Partisi, valiler Halk Partisi'nin il başkanıydı. Milletvekilleri hiç gitmedikleri illerden milletvekili seçilirdi. İstiklal Mahkemeleri'nin reisleri dahi CHP milletvekiliydi.



Sicilinde Dersim, İstiklal Mahkemeleri ve idamlar olan bir parti, demokrasinin simgelerinden Menderes'e diktatör demişti.



Özal gerçek bir devrimciydi. 141-142 ve 163. maddeyi kaldırmış, Kürt sorununu tartışmaya açmış, sıkıyönetime son vermiş, Türkiye'de zihniyet değişimini gerçekleştirmiş bir liderdi.



Özal, statükoya savaş açmış yılmaz bir yenilikçiydi. Türkiye onun sayesinde birçok yasaklardan kurtuldu. CHP zihniyeti Özal'a da düşman oldu. Ona da diktatör dedi.


Menderes, Erbakan ve Özal çizgisi bugün gelişerek Erdoğan'la devam ediyor. Erdoğan Türkiye'nin değişim, dönüşüm ve gelişmesine çok büyük katkılar yaptı.



Askeri vesayetin geriletilmesinden AB sürecine, Ergenekon'la mücadeleden Kürt sorununa, başörtüsü yasağının kaldırılmasından başörtülü milletvekili ve bakanlara, okullara Kur'an-ı Kerim dersinin konulmasından 28 Şubat'ın 8 yıllık kesintisiz eğitiminin kaldırılmasına, EMASYA planına son verilmesine, darbelere gerekçe olan TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35.Maddesi'nin kaldırılıp, darbecilerden hesap sorulmasına kadar.


CHP zihniyeti, milletin sevdiklerini sevmedi. Milletin bağrına bastıklarına düşman oldu.



Bugün Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş'ın ittifak etmişçesine Erdoğan'a saldırmalarının nedeni çok belli.



Erdoğan bu milletin değerlerini ayağa kaldıran lider oldu. Bu milletin Osmanlı'dan bu yana özlediği kudretli liderliği gösterdi. Erdoğan sadece Türkiye'nin değil, İslam dünyasının umudu oldu. Ezilmiş, horlanmış, işgalin, zulmün her çeşidini yaşamış olan İslam dünyası adına yürekli bir ses oldu.



Gazzeli Yusuf, Bosnalı Muhammet, Arakanlı Yakup biliyor ki sesini duyacak, kendisine sahip çıkacak Erdoğan diye bir lider var.



Bu ona güç veriyor, umut oluyor.



O nedenle Erdoğan bir manayı temsil ediyor.



Bir misyonun liderliğini yapıyor.



Erdoğan'a düşmanlıkları sadece siyasi bir rekabetten kaynaklanmıyor.


Erdoğan'a düşmanlıklarının altında onun yüklendiği misyona

düşmanlık yatıyor.



Erdoğan'a düşmanlıklarının altında, bu millete düşmanlıkları yatıyor.


Erdoğan'a düşmanlıklarının altında bu milletin değerlerine düşmanlık yatıyor.


Erdoğan'a düşmanlıklarının altında İslam dünyasına düşmanlıkları yatıyor.


Erdoğan'ı tökezlettiklerinde, düşürdüklerinde o misyonu

yıkacaklarını bildiklerine için ona yükleniyorlar.



27 Nisan muhtırasında da, 7 Şubat MİT krizinde de, Gezi'de de, 17-25 Aralık'ta da Erdoğan'ı bunun için devirmek istemişlerdi.



#chp kurultayı
#Demokrasi
#değişim
#Erdoğan
#CHP zihniyeti
#erdoğan
#özal
il y a 8 ans
Erdoğan’a neden düşmanlar?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi