22-24 Ağustos 1923 tarihleri arasında TBMM'de oylamaya sunulan Lozan Antlaşması oy çokluğuyla kabul edildi. Lozan'ın zafer olmadığını, cephede kazanılan başarıların masada harcandığını ve ciddi tavizler verildiğini düşünen 14 CHP milletvekiliyse “
” oyu kullandı. Lozan zaferse, bu 14 CHP'li neden “hayır” dedi? 14'lerden
Lozan'dan sonra Ziraat, Dışişleri ve İçişleri bakanlığı yaptı. Atatürk'ün yakınında yer alan “
”tan Şükrü Kaya bir ara CHP Genel Sekreterliği de yaptı. Y
'se 1946'ya kadar milletvekilliği ile Büyükelçilik yaptı. Her iki isim de Lozan müzakerelerine iştirak eden heyetin içindeydi.
“Mutad Zevat”tan
de 14'ler arasındaydı. Lozan'a “hayır” diyenlerden
Milli Eğitim ve Adalet bakanlığı yaptı. Lozan'dan sonra İstiklal Mahkemesi Savcılığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yapan
da red oyu verdi. Bir diğer “Hayır”cıysa 1950'ye kadar milletvekili seçilen
'tı. Hepsi de gedikli CHP'liydi ve çoğu “
döneminde önemli görevler üstlendi. Kimse onları Lozan'ı 'zafer' olarak görmedikleri için ilzam etmedi. Öztrak'ın aynı adı taşıyan torunu Faik Öztrak bugün CHP Tekirdağ Milletvekili. Lozan zafer miydi, hezimet miydi tartışmasında torun Öztrak'ın dedesinden aktaracağı bilgiler faydalı olabilir.
Lozan'la ilgili güncel tartışmalarda gündeme gelen bir diğer meseleyse Ege ve Akdeniz adalarıyla ilgiliydi. Lozan Antlaşması'nın 12 ile 13. maddeleriyle, daha önce Balkan Savaşları sonunda Yunanistan'ın eline geçen “
”nın egemenlik durumu da onaylandı. Antlaşmanın 15. maddesine göreyse Türkiye, İtalya'nın 1912 yılında işgal ettiği Rodos ile yöresindeki
” ve Meis adasının İtalyan egemenliğine geçmesini kabul ediyordu. Bu maddede Türkiye'nin, Astampalya, Rodos, Kalki, Skarpanto, Kazoz, Piskopis, Misiros, Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsos, Sombeki, İstanköy adaları ile buna bağlı adacıklar ve Meis üzerindeki tüm hak ve senetlerinden İtalya yararına vazgeçtiği kaydedildi. Ege ve Akdeniz adaları daha önce elimizden çıktı tabii ama bunun uluslararası bir antlaşmayla hukuki olarak tescil edilmesi Lozan Antlaşmasıyla gerçekleşti.
Lozan Antlaşması sadece 1918-1922 yılları arasında cereyan eden “
”nin askeri ve siyasi sonuçlarıyla ilgili değildir. Antlaşma 1911- 1918 yılları arasında vuku bulan “
”, “
” ve “
”nın sonuçlarıyla da tabii ki çok yakından ilgiliydi. Lozan'ı tartışırken bu olguları gözönüne almakta yarar var. Zira konu bütün tarihi derinliğiyle birlikte, Lozan zafer miydi, yoksa hezimet miydi gibi dar bir tartışmanın boyutlarını ziyadesiyle aşıyor.