|
‘Bütün’ halinde kalmanın anlamı..
1980'lerden bugüne kadar teröre binlerce kurban verdik, çok canımız yandı ama yaşadığımız bütün acılara rağmen bu ülkede kitleler birbirini yok etmeye yeltenmedi. 1920'lerde, 1930'larda devlete karşı birçok isyan vuku buldu. Bu isyanlar halkın değişik kesimleri arasında çatışmaya yol açmadı. Galiba bu olgu, bizim ülke ve millet olarak “
bütün
” halinde kalmamızı sağlayan en güçlü tarafımız. Yakın bölgemize baktığımızda milletimizin ne kadar dayanıklı ve güçlü olduğu daha iyi anlaşılıyor. Irak, Suriye o kadar kısa süre içinde çatlayıp dağıldı ki sıranın Türkiye'ye geldiğini düşünenler oldu. Sözde müttefiklerimizin bile ellerini ovuşturarak Türkiye'nin sendeleyip düşmesini beklediklerine tanık olduk. Ancak Türkiye içerden ve dışardan bütün ittirmelere, darbelere rağmen düşmüyor.


Türkiye'nin büyük bir sarsıntı geçiren bu bölgede “

Süleymaniye Camii

” gibi, “

Selimiye Camii

” gibi dimdik ayakta kalmaya devam etmesi dostu düşmanı şaşırtıyor. FETÖ darbe girişimiyle, PKK saldırılarıyla, olmadı “IŞİD”in canlı bombalarıyla bu görkemli yapıyı (Türkiye'yi) ayakta tutan sütunlara saldırıyorlar. Bölgedeki etnik ve mezhebî görünümlü çatışmaları ülkemizin içerisine taşımaya çalışıyorlar. Türkiye'nin dengesini bozup düşürmek ve sonra da üzerinde tepinmek isteyen odaklar milletimizin mukavemeti ve kararlılığı karşısında kendi dengelerini kaybediyorlar.



Önümüzdeki süreç ülkemizin 'dostlarının' ve 'düşmanlarının' çok daha net olarak belirginleşmesi açısından önem arz ediyor. '

Düşman

'ın 'kim' olduğunu, ne yapmaya çalıştığını, ne kadar ileri gitmek istediğini bilirseniz, kapasitesini doğru kavrarsanız karşı koyma gücünüz de o ölçüde tesirli olur. Bir ülkeye dair gizli niyetleri ve hesapları olan güç odaklarını tespit etmek elbette istihbarat teşkilatlarının görevi. Devletler de gerçek bilgilere dayanarak dış tehditlerle mücadele ederler.



Hükümetimiz bölgemizdeki kritik gelişmeler bağlamında bazı girişimler, manevralar, yoklamalar yapıyor ama bir ittifaktan çıkıp bir diğerine iltihak etmiş değiliz. Bölgemizde devletlerarası ittifaklar jeo-politik düzlemlerde cereyan ediyorlar. Jeopolitik kaymalar, ittifak değiştirmelerse son derece hassas ve sert süreçler içerir. Taşeron örgütler, küçük oyuncular kimseyi yanıltmamalı, hepsi de daha büyük oyuncuların tasarımlarının ürünleri. Semboller, bayraklar, flamalar aldatıcı olabilirler.



Ülkemiz “

15 Temmuz darbe girişimi

”ni bertaraf ederek göründüğünün ötesinde büyük bir tehlikeyi savuşturdu. Ancak ülkemize yönelik tehditler devam ediyor. İçerisine sokulan virüsler marifetiyle “

Türk Ordusu

”nun mukavemet gücünü kırmayı hedefleyen odaklar milletimizin bir bütün halinde kalma iradesi karşısında yenilgiye uğramış olsalar bile durmayacaklar. Darbe girişiminin ardından yeniden hız kazanan PKK'nın saldırılarının yanı sıra Gaziantep'te bir düğünde gerçekleştirilen katliam Türkiye'yi düşürme plânının işlemeye devam edeceğini gösteriyor.



“15 Temmuz darbe girişimi” karşısında nasıl yekvücut olduysak yeni saldırılar karşısında da öyle kalmaya devam etmeliyiz. Terör, devleti hareketsiz kılmayı, çaresiz bırakmayı ister, bizi yılgınlığa, bezginliğe düçar kılmak ister, biribirimize olan itimadımızı, bağlılığımızı baltalamak ister. “

Yenikapı Ruhu

”nu muhafaza ettiğimiz sürece hiçbir güç bizi öz yurdumuzda parya haline getiremez. Biz, biribirimize sevgi ve muhabbetle tutunmaya devam edersek ülkemizin üzerine çökmeye çalışan kara bulutlar dağılarak yerlerini berrak bir havaya terk edecektir. Buna inanalım, buna güvenelim.




#Selimiye Camii
#Darbe girişimi
#Türk Ordusu
8 yıl önce
‘Bütün’ halinde kalmanın anlamı..
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…