“Soğuk Savaş” sonrasında ABD'nin “
” ve “
” adı verilen olaylarla Gürcistan ve Ukrayna'da “
”nı köşeye sıkıştırmak istediği öteden beri dillendiriliyor. “Turuncu Devrim” Ukrayna'da Batı yanlısı
'yu, “Gül Devrimi”yse Gürcistan'da ABD yanlısı
'yi iktidara taşıdı. Ama mesele kapanmadı. Ukrayna'da daha sonra seçimleri kazanan Rus yanlısı
“
” ile müzakereleri askıya aldığı için çıkan olaylar sebebiyle Rusya'ya kaçarak canını kurtardı.
Bu örnekleri vermemim sebebi var. Şimdi ibre tersine döndü. “Sovyetler Birliği”nin mirasını devralan “Putin Rusyası”nın ABD ve Avrupa'da seçimlere müdahale ettiğine dair iddialar ortaya atılıyor. ABD Başkanı
'ın seçim kampanyasında yer alan birçok etkili isim bu süreçte Rusya Büyükelçisi
ile 'kural dışı görüşmeler' yaptıkları gerekçesiyle itham edildi. Trump'ın kendisi de bu suçlamalardan payını aldı.
Trump'ın “
” danışmanı
, Rus Büyükelçisi Kislyak ile yaptığı görüşmelerin içeriği hakkında eksik bilgilendirme yaptığı gerekçesiyle istifa etmek zorunda kaldı. İstifaya davet edilen bir diğer isim ABD Adalet Bakanı
oldu
Sessions'ın
kampanya döneminde Kislyak ile iki kez görüştüğü basına sızdırıldı. Senato'da Bakanlığının onaylanmasıyla ilgili oturumda Sessions hiçbir Rus yetkilisiyle görüşmediğini söylemişti.
Başkan Trump cephesinden de bu iddialar üzerindeki dikkatleri dağıtacak hamleler geliyor. Trump'ın Obama döneminde telefonlarının dinletildiğini iddia etmesi bu hamlelerden birisi. Trump ile karşıtları arasında adeta bir “
” yaşanıyor. “
” ve etkin güç çevreleri arasında yaşanan bu savaş ABD'yi kendi içinde kitledi. Öyle anlaşılıyor ki Rusya ile ilişkiler meselesi Trump yönetimi üzerinde epey bir süre “
” gibi sallanacak.
Rusya'nın Fransa ve Almanya'da da seçimlere tesir etmeye çalıştığına dair iddialar ortaya atılıyor. Fransa'da
'in partisi “
” başta olmak üzere, sağ ve sol partiler içinde Putin'e hayranlık duyan bir kesim var. İslamofobik, Avrupa Birliği karşıtı ve aşırı muhafazakar ”
” hareketinin lideri
Putin'e muhabbet duyduğu zaten biliniyor. Villers'le 2014'te yaptığı bir görüşmede Putin
demişti. “
” isimli kitabında
ise şöyle diyordu:
Rusya Balkanlar'da Yunanistan, Macaristan, Bulgaristan, Sırbistan, Moldavya ve Romanya'da hatırı sayılır ölçülerde siyasi desteğe sahip. “
”ya girmeye hazırlanan Karadağ'da ise hükümeti devirmeye yönelik başarısız bir darbe teşebbüsünün arkasında Rusya'nın parmağı olduğu öne sürülüyor. Velhasıl, '
'nın yerini “Putin Rusyası” almış görünüyor.
