|
Memurlara dernekler vasıtasıyla yeni iş kapısı açıldı
Birçok kamu kurumunda görev yapan personel kurdukları dernekler vasıtasıyla yeni bir kazanç kapısını araladı. Bazı kamu kurumlarının eğitim ihtiyacı, memurların kurdukları dernekler vasıtasıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Özellikle kritik kurumlarda çalışan memurlar, edinmiş oldukları bilgileri, bazen de nüfuzu kullanarak derneklerin eğitim faaliyetlerine katılarak ciddi tutarlarda para kazanmaya başladılar. Bu konuda Devlet Personel Başkanlığı'nın vermiş olduğu görüş de kapıyı sonuna kadar aralamış durumdadır.

Derneklerin organize ettiği eğitimlerden para alınabilir mi?

Unvanları farklı devlet memurlarından bazılarının hafta sonlarında, hafta içi mesai saatlerinde veya mesai saatleri dışında, resmi tatil günlerinde, izinli olunan veya ücretsiz izinli oldukları günlerde;
şirket, vakıf ve dernekler tarafından organize edilen veya dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri aracılığı ile düzenledikleri eğitim, seminer, çalıştay, proje, danışmanlık gibi faaliyetlerde eğitici sunucu, danışman gibi sıfatlar ile bedelli veya bedelsiz-gönüllü olarak görev alabilirler mi?

Öncelikle, devlet memurlarının bulundukları kurumların nüfuzlarını kullanarak eğitim vb. adlar altında çıkar sağlamalarının etik olmadığını ifade etmek isteriz. Bu açıklamadan sonra, yukarıdaki soruya DPB'nin vermiş olduğu görüşle birlikte, memurların eğitim alanında faaliyet göstermelerinin önünü ciddi bir şekilde aralanmıştır. Bu görüş çerçevesinde konuyu izah etmek gerekirse;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 28'inci maddesinde memurların ticari kazanç getirici faaliyetlerde bulunmalarının sınırları açıkça belirlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunu'nun 16'ncı maddesinin birinci fıkrasında; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar” hükmü ile anılan maddenin ikinci fıkrasında ise; “devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar” hükmüne yer verilmiştir.

5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun “Dernek kurma hakkı” başlıklı 3'üncü maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Ancak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır. Onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler. Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar. Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar” hükmü bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 657 sayılı Kanun'un değişik maddelerinde memurlara tanınmış bir hak olarak aylıklı ve aylıksız izin verilmesi öngörülmektedir. Aylıksız izinler mahiyeti itibariyle farklılık arz etmektedir. Devlet memurlarına görev almak üzere verilen aylıksız izinler ile mazeretleri görev alma olmayan refakat izinleri gibi izinlerde bulunmaktadır. Aylıksız izin memura tanınmış bir hak olup, kişinin memuriyet sıfatı sona ermemektedir. Memurun maaş dışındaki hak ve vecibeleri devam etmektedir.

657 sayılı Kanun'a tabi memurların çalışırken yapabilecekleri ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetleri mezkur kanunun 28'inci maddesinde düzenlenmiş olup, aylıksız izinde olan devlet memurları, görevde iken yapabilecekleri faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmalarına engel bir husus bulunmamaktadır. Aktif memur olarak çalıştıkları dönemde yapmaları yasaklanmış olan kazanç getirici faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmaları mümkün bulunmamaktadır.

5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 1'inci maddesinde; “Bu kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir” hükmü, 18'inci maddesinde; “Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir” hükmü yer almaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Ders Görevi” başlıklı 89'uncu maddesinde; “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile üniversite ve akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu'nun kararı ile tespit olunur” denilmektedir.

Söz konusu hüküm uyarınca istisna kapsamında olan devlet memurlarına ders görevi verilmesi mümkün bulunmaktadır.

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun “Kurumlarda çalıştırılacak personel” başlıklı 8'inci maddesinin 5'inci fıkrasında; “Uzman öğretici, usta öğretici ve öğretmenlik yapma nitelik ve şartlarını taşıyan diğer devlet memurlarına, ilgili birimlerin izniyle haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir” denilmektedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanunu'na göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerini düzenlemek üzere 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun'un 2'nci maddesinde; “e) Dernek ve vakıf organlarında görev alan kamu görevlileri, bu görevleri nedeniyle ücret, huzur hakkı ve başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamaz” hükmü bulunmaktadır.

Verilen görüşün maddeler halinde neticeleri

Yukarıdaki açıklama ve hükümler çerçevesinde; devlet memurlarının mesai saatleri dışında veya kurumlarının iznini almak suretiyle mesai saatleri içinde;

1- 657 sayılı Kanun'un 28'inci maddesi hükmü kapsamında yukarıda yer verilen veya verilmeyen özel
kanunlarda belirtilen görevleri yapmaları ve bunlara dayalı olarak gelir elde etmeleri mümkündür.

2- 5580 sayılı Kanun ve ikincil mevzuat hükümlerine uyulmak ve haftalık 10 saati aşmamak üzere “özel öğretim kurumlarında” ders görevi alabileceklerdir.

3-
5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde meydana getirdikleri eserleri sözleşme yapmak suretiyle yayımlatabilecekleri söz konusu eserlerin seminer, konferans, panel gibi tanıtım faaliyetlerine müellif olarak iştirak etmelerine mani bir husus bulunmamaktadır.

4- Anayasa ve 5523 sayılı Dernekler Kanunu çerçevesinde derneklere ve vakıflara üye olabilecekleri gibi yönetim kurullarında görev alabilecekleri, üyesi oldukları bu derneklerin seminer, konferans, panel, kurs gibi faaliyetlerine de eğitici, panelist ve benzeri şekilde katılabilecekleri, bu faaliyetleri ücret karşılığı yürütemeyecekleri, kişinin faaliyet sebebiyle oluşan masraflarının derneklerce karşılanabilmesi mümkündür.

5- Türk Ticaret Kanunu'nun 16. maddesi hükmü uyarınca ticari işletme işleten vakıf ve dernek yönetim kurullarında görev alamayacakları, ticari işletme işleten bir derneğin yönetim kurulunda görev almasının ise ancak söz konusu derneğin gelirinin yarısından fazlasının kamu görevi niteliğindeki işlere harcanması şartıyla mümkün olabilecektir.

6- 5072 sayılı Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanunu'na göre kurulan vakıflarda görev alan kamu görevlilerinin anılan kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca ücret, huzur hakkı ve başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamayacaktır.

7- Mer'i mevzuat gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşları ile yabancı memleket veya uluslararası kuruluşlarda hizmet almaları için izin verilen devlet memurları hariç olmak üzere kendilerine aylıksız izin verilenlerin memur olarak çalıştıkları dönemde yapmaları yasaklanmış olan kazanç getirici faaliyetleri aylıksız izinde iken de yapmaları mümkün bulunmamaktadır.
#memur
#kamu
#kurum
#yasa
9 yıl önce
Memurlara dernekler vasıtasıyla yeni iş kapısı açıldı
İbrahim Tatlıses, sosyal-demokrat?
İstanbul’un ilk valisi kimdi?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm