|
Kamudaki ensesi kalın FETÖ’cülere dokunulabilecek mi?
Bu köşeyi takip edenler “
” başlıklı yazımızı hatırlayacaklardır. Bu yazımızda
PDY
üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı (kavuşma, bitişme, birleşme) yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin tespit ve değerlendirilmesinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini maddeler halinde izahetmiştik.


Bu yazımız üzerine birçok kamu kurumunda işin belirli kriterler çerçevesinde yapıldığı yönünde bilgiler gelmesi bizleri sevindirmiştir. Bugünkü yazımızda ise sayın Cumhurbaşkanının bütün ısrarlarına rağmen hala korunmaya çalışılan bürokratlara niçin dokunul(a)madığını açıklayacağız.



FETÖ tespitinde ön plana çıkan kriterler


Yazımızda birçok kriterden bahsetmiş ve bazılarını ön plana çıkarmıştık. Ön plana çıkarılan kriterleri iki grupta toplayabiliriz.



Bunlardan birincisi; “

Terör örgütlerinin hem liselerinden hem de üniversitelerinden mezun olmak önemli bir şüphe olmakla birlikte tek başına kıstas alınmamalıdır. Kamu görevlisinin 17-25 Aralık sürecindeki ve bu tarihten sonraki tutum ve davranışları ile terör örgütlerinin finans kurumlarındaki varlıkları da göz önüne alınmalıdır. Olayın terör boyutu dikkate alındığında söylemden ziyade MASAK, istihbarat vb. resmi raporlar esas alınmalıdır. Yani kıstaslar olabildiğince arttırılmalıdır.”



İkincisi ise;

“17-25 Aralık sonrasında ısrarla çocuklarını bu yapının okullarına gönderenler, gazete ve dergi aboneliklerinde ısrar edenler, bu yapının etkinliklerinde rol oynayanlar, belirli finans kurumlarında ısrarla varlıklarını muhafaza edenler, Cihan Sendikalar Konfederasyonunda yönetici ve üyelikte ısrar edenler, bu yapıya ait vakıf ve dernekler ile sivil toplum kuruluşlarına üye olanlar ile sosyal paylaşımlarında fütursuzluk yapanların potansiyel olduğu unutulmamalıdır.”



Kriterlere uymasına rağmen bazı bürokratlar niçin ısrarla korunuyor?


Geldiğimiz süreçte belirtmiş olduğumuz kriterlerin büyük oranda uygulanması sevindiricidir. Ancak, ensesi kalın ve arkasında güçlü destekçilerin olduğu bazı bürokratların hala korunmaya çalışılması düşündürücüdür. Eğer yanlış değilse bize intikal eden bilgiler öyle yenilir yutulur cinsten değildir. Özellikle zamanında birilerinin üst düzey görevlere gelmesi için referans olanların kendilerini sıkıntıya sokma ihtimalini dikkate alarak bu kişileri ısrarla korumaya çalışması ve bunların PDY mensubu olmadığını ısrarla savunmaları dikkatlerden kaçmamaktadır.



Yine üst düzey görevlerden kendi istekleri ile istifa ettirilerek şimşeklerin üzerlerine çekilmesini önleyen tipler de bulunmaktadır. Küçük bir araştırmayla dahi PDY'nin dernek ve vakıflarında etkin rol almış bazı kişilerin önce birileri tarafından üst düzey göreve getirilmesi daha sonra ise PDY mensubu olduğu anlaşılınca da istifa yoluyla görevlerinden kenara çekilmesi dikkatlerden kaçmamaktadır. Unutulmamalıdır ki her yapılan yanlış başka bir yanlışı doğurmaktadır.



Daha vahim olan iddia ise geçmişte PDY müzahiri olan bazı bürokratların kurul ve komisyonlarda görevlendirilmesidir. Özellikle Bakan onayıyla oluşturulan kurulda görev yapan personelin çok iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kripto kişilerin bulunduğu kurulların nasıl vahim bir tabloyu ortaya çıkaracağını tasavvur dahi edemezsiniz.



Yine çalıştıkları kurumları (ister ihmalen olsun isterse kasten) PDY üssü haline getiren kişilerin hala üst düzey görevlerde tutuluyor olması normal vatandaşa izah edilemez ve kimse de bu durumu anlamaz. Hele hele 15 Temmuz gecesi ağır bedel ödeyenlere ve onların ailelerine bu durum hiç izah edilemez.



Üst düzey PDY atamalarındaki ısrarlı referanslara dokunulmalıdır


Maalesef kamuda referans, torpil olarak algılanmaktadır. Halbuki atamalarda referansın en önemli özelliği diğer özelliklerinin yanında göreve atanacak kişin bu işi en iyi yapacağına ve hüsnü haline kefalettir. Aksi durumlarda ise sorumluluk gerektirmektedir. Bir dönem bazı üst düzey kamu görevlerine atanması sakıncalı görülen kişiler, birilerinin referans olmasıyla atanmayı becermişlerdir. Özellikle bu kişilere referans olanların tek tek bulunması ve özensiz davrananların cezalandırılması gerekmektedir. Şu an açığa alınan veya kamu görevinden çıkarılan birçok üst düzey personelin kararnameleri PDY mensubu olduğu için uzun süre bekletilmiş, hatta bazılarının kararnamesi iade edilmişti. Buna rağmen ısrarla bu kararnamelerin çıkarılması için birileri devreye girmiş ve sonunda da bunların kararnameleri çıkarılmıştı.



Olayın daha vahimi ise kararnameleri çıkmayanların vekaleten görevlerinde tutulmasıdır. Şu an açığa alınanlardan birçoğunun, kararnameleri uzun süre çıkmayanlar olması tesadüfi değildir. İşin kolayına kaçanlar ise hemen istihbaratı suçlamaktadır. Halbuki istihbarat, birçok üst düzey kamu personeli hakkında zamanında gerekli bilgiyi vermiştir. Ancak, referansların ısrarı istihbarat raporlarını etkisiz hale getirmiştir. Özetle referanslara dokunulmazsa sonuca ulaşılamaz.



Son olarak, internette küçük bir araştırma yapıyoruz ve İnsani Değerler ve Demokrasi Platformu Mutabakat Tutanağını görüyoruz. Bu tutanakta PDY mensubu dernek ve vakıfların başkanlığını ve üyeliğini yapmış birçok bürokrata hala dokunulmadığına ise üzülerek şahitlik ediyoruz. Bunları kimler ve ne için koruma altına alırlar? O zaman açığa alınan veya kamu görevinden çıkarılan gariban memurların ne suçu var? Bu konuda hatır ve gönül işleri bir kenara bırakılmazsa objektiflik ortadan kalkar ve güçlülere uygulanmayan ama zayıflara uygulanan kurallar devreye girer.



Özetle söylemek gerekirse, bir kurumda hatırlılara ve güçlülere hangi kuralı uyguluyorsanız herkese aynı kuralı uygulamak zorundasınız ve aksi davranışları gizlemeniz mümkün olmaz. Netice-i kelam, güçlülere uygulamadığınız bir kuralı zayıflara uygularsanız Arş-ı Alayı titretirsiniz vesselam.


#FETÖ
#PDY
#Kamudaki FETÖ'cüler
#Kamu kurumları
#17-25 Aralık
8 yıl önce
Kamudaki ensesi kalın FETÖ’cülere dokunulabilecek mi?
Cumhuriyet’in yüzüncü yılı ve Millî Mücadele’nin ilk mitingi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir