|
Bir barış öyküsü…

Kolombiya'da, kanlı bir çatışmaya son vermek üzere olan barış sürecinin izini sürüyoruz. FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri) ile devlet arasında, son bir yılı Küba'da, Havana'da süren 4 yıllık müzakereler son aşamasına yaklaşıyor.



1948'den bu yana iç savaşlara 500.000'den fazla kurban veren, dünyanın gelir dağılımı en bozuk ülkelerinden birisi olan, ölümcül kutuplaşmaların diyarı Kolombiya, kendi öyküsüne oranla, bir mucize yaşıyor.



Son çatışma 60 yıllık…



Nasıl?



Küba devrimi Latin Amerika'nın yoksul köylü ve işçiler için bir “cazibe merkezi” oluştururken, bu kıtaya has sol hareketlerin de umutlanmasına ve yükselmesine yol açmıştı.



Ancak aynı gelişme 1960'ların başında Kennedy'nin, Latin Amerika'yı “dünyanın en tehlikeli bölgesi” ilan etmesine, soğuk savaşın ön cephelerinden birisi haline dönüştürmesine zemin hazırlayacaktı.



Bundan Kolombiya da nasibini aldı. 1948'de, 9 yıl sürecek, 300.000 kişinin hayatına mal olacak iç savaşı başlatan, toprak reformunu savunan liberal bir başkan adayına (Gaitan) CIA marifetiyle yapılan suikastti. Amerika bu iç savaşta muhafazakar güçleri tüm ağırlığıyla, tüm katil, işkence, yöntemlerle destekleyecekti.



FARC bu iç savaşın ürünü sayılıyor. Gerilla hareketinin tohumları iç savaş döneminde atılmış, 1960'lı yıllarda işsizlik, özellikle köylülerin sefil koşulları ve Küba devriminin hedef ve model oluşturması FARC'ın yayılmasını ve güçlenmesini sağlamış. Bu örgütün kökleşme nedenleri arasına yoksulluğa ve aşağılanmaya maruz kalan İspanyol kökenli olmayan gruplardan aldığı desteği de eklemek gerek.



Çatışmanın acımasızlığını dün rakamlarla anlattık. Hatırlatalım: 200.000 ölü, 7 milyon kayıtlı mağdur, 5 milyon göçmen, onbinlerle anılan kayıplar, insan kaçırmalar. Ülkenin 2000'lerde üçte birlik bölümünün gerillanın kontrolü altına girmesi, para-militer örgütler vahşeti, uyuşturucu ticaretinin çatışmanın ve gerillanın ana kaynağı haline gelmesi...



Mevcut süreç barışı sağlamak için üçüncü deneme Kolombiya'da. İlk deneme FARC'ın başarısız partileşme girişimiyle olmuş. Sonraki deneme FARC'ın askeri açıdan ve ekonomik son derece güçlü olduğu bir dönemde, 1998-2002 arasında yapılmış. Müzakere gündemi tartışmaları kamuoyu önünde yürütülmüş, ancak aşırı şeffalık, hazırlıksız ve irade eksikliği başarısızlığa yol açmış.



Ardından ağır bir savaş dönemi gelmiş. Devlet, ABD'den de aldığı destekle, askeri reformlarla, yeni stratejilerle askeri güçlenme ve savaş politikası dönemi başlatmış. 2010'a kadar süren bu dönemde FARC ağır kayıplara uğruyor. Kontrol ettiği topraklardan çekilip ülkenin Güney'ine itiliyor. Gerilla sadece güç kaybetmekle kalmıyor, Venezuella ve Küba'daki politik denge değişimleriyle, kıtadaki sol siyasi iklimin dalgalanmasıyla, dış politik destek açısından da yara alıyor.



Son barış denemesini başlatan, Kolombiya'da 2010'da seçilen başkan Santos'un iradesi kadar, aslında FARC'ın yeni konumu. Hemen her uzmanının, her siyasetçinin teslim ettiği bir gerçek bu: Bir tür “pat olma” hali... Güney Afrika'dan, hatta Kuzey İrlanda'dan farklı olarak, şiddet ve savaşın bezgin hale düşürdüğü taraf, bu ülkede isyancılar. Masaya oturmayı, devrimci hedeflerinin yerine toprak reformu, siyasi katılımın sağlanması gibi formülleri koymayı kabul eden FARC.



2010da başlayan sürecin bugüne kadar başarıyla yol almasını, önceki deneyimlerden aldıkları derslere de bağlıyor Kolombiyalılar. Örneğin bir önceki dönemde Savunma Bakanı olarak savaşı yönetmiş, bugün ise barış sürecinin mimarı olarak anılan Başkan Santos, “başarıyı aldığımız dersler getirdi, geçen sefer yapılanın tersine, uzun süren gizli görüşmeler oldu, bu görüşmelerde müzakare gündemi konusunda uzlaşmamıza çok şey borçuluyuz” diyor.



Peki neyi, nasıl başardı Kolombiya?



Bunu yarın ele alacağız...



Başkanlık Sarayı'nda Türk Büyükelçi'nin eşlik ettiği DPI heyetini kabul eden Başkan Santos'un sorularımıza verdiği yanıtlar ve anlattıkları ise bir gün sonra gelecek...


#Farc
#Küba devrimi
#Latin Amerika
8 yıl önce
Bir barış öyküsü…
AK Parti yine birinci oldu, siz niye seviniyorsunuz?
Ey ulu sarıklı yeşil hocalar!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’