|
Ömrümüzün sonbaharı
Eylülle başlayan sonbaharın hüznü, hepimizin gönlünde iz bırakır. Ben bu hüzne Ağustosla beraber girerim. Yazın en sıcak ayı, kavurur ağacı, yaprağı, bitkiyi. O zaman anlarım, yaz giderken, sonbaharın gelişi için de hazırlık yapıyor, hüzün böyle başlar içimde.

Son bahar neden hüzün verir

Sonbaharın hüzün vermesi nedendir acaba? Aslında bu hüzün, Sonbahar mevsiminin kendisine ait değildir, ardından gelen Kış mevsimine aittir. Kışın gelişi, tüm canlı bitkilerin ölümü, her yanın soğuklara teslim olmasıdır sanki bizi hüzünlendiren.

Kışın o kadar hüzünlü olmayız dikkat edin. Olmayız, çünkü kışın ardı bahardır. İnsanoğlu, yaşadığı anı değil, yaşayacağı anı düşünerek duygu dünyasını yönetiyor olsa gerek. Bu yüzden, çoğu kez geleceğin kaygısından, anın mutluğunu yaşayamayız.

Eylül ayını ve doğal olarak sonbaharı bize hüzünlü kılan şey, sanırım ömrümüzün evreleriyle kıyaslamak olsa gerek bir de. Edebiyatın en sık kullandığı ve bence de çok yerinde bir imgeselliktir.

Şöyle eşleştirme yapıyoruz: Bahar çocukluğumuza, Yaz gençliğimize, Sonbahar olgunluğumuza, Kış Yaşlılığımıza benziyor. Evet, gerçekten de mevsimlerin özellikleri ve hayatımızın evreleri çok benziyor.


Sonbahar olgunluk yaşımızdır

Bu benzerlikten dolayı biraz da Eylül hüzündür. Gençlik elimizden gitmiş, canlılık bitmiş ve şimdi yaprakların dökülmeye başladığı bir mevsime girmişiz. Bu mevsimin ardı kış bir de, düşünün.

Sonbahar, ömrümüzün iki evresini bitirdiğimizin ilan edildiği bir mevsimdir ayrıca. 'Baharı ve yazı tükettin, ömrünün yarısı bitti, şimdi ikinci yarıya başlıyorsun ona göre'. Sonbahar, böyle bir mesaj veriyor sanki bize.

İkinci yarıya başlarken biraz da handikaplı başlıyoruz üstelik. Enerjimiz azalmış, gücümüz azalmış, gelecek için umutlarımız kısıtlanmış haldeyiz ikinci yarının başında.

Sanırım, Sonbaharda insan hüzünlenince, bir de karamsar oluyor. Benim yazımı okuyanların çıkaracağı sonuçlardan biri budur bence. Karamsarlık boğmasın içinizi.

Ömrümüzün en verimli mevsimi

Ömrümüzün sonbaharı aynı zaman da en olgun çağımızı yaşadığımız yıllardır. Belki de bu yüzden Peygamber Efendimize (sav) ömrünün Sonbaharı başlarken, 40 yaşında liderlik görevi verildi. En olgun dönemi, en verimli dönemi, en dingin dönemi, en güçlü dönemi bu dönem demek ki insanın.

Bu açıdan bakıldığında, yazın sıcaklığı ve bunaltısından ziyade, Sonbaharın bereketli yağmurları, tatlı serinliği, kucaklayan rüzgarlarını tercih etmek insana daha güzel gelmiyor mu?

Ekim ayı başladı, sonbaharın baba aylarından biridir, Eylül'den sonra. Köklü, derin, kadim, toprak gibi bir aydır Ekim. Bu aynın tadını çıkartın. Yağmur hiç bu kadar güzel gelmemişti bana nedense. Sanırım geçtiğimiz yazın bunaltan sıcaklarından olsa gerek.


Ömrümüzün son baharında, insanlığa söyleyecek sözümüz, verecek bir fikrimiz, anlatacak bir hikayemiz var mı? Varsa, Kışı çok rahat geçireceksiniz demektir.
#Eylül
#Ömrümüzün sonbaharı
#ali nur kutlu
9 yıl önce
Ömrümüzün sonbaharı
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon