|
Endonezya’da seyahatler
Dünya hakikaten küçük! Hem boyutları, hem ilişkileri, hem de kapsadığı tarihin sınırlılığı açısından. Üç uçuştan sonra Türkiye'nin dünyadaki en doğusuna, yani Endonezya'da bir kente ulaştık. Bu seyahate beni davet eden doktora öğrencim Muhamad Syauqillah ile beraber Islam Devlet Üniversitesi (IAIN) Raden Intan Lampung'a geldik. Lampung, muhteşem bir şehir. Turkuaz renkli denizi, etrafını çevreleyen yemyeşil dağları, evleri kanatları altına alan ağaçları ve gülümseyen insanlarıyla insanı hemen muhabbetine çekiyor. İlk gün kenti geziyoruz, sahiline gidiyoruz, yüzüyoruz. İkinci gün üniversitede konuşma yapıyorum. Bu üniversitenin benzerleri 75 taneymiş, hepsi de Din Bakanlığı'na bağlı. İslam konseptinde eğitim veren yüksek öğretim kurumları bunlar. Klasik İslami ilimleri yanında İslam ekonomisi ve iletişim fakültesi gibi yeni birimleri de var. Burada Türkiye ve Endonezya toplumlarını karşılaştıran konuşmalar yapıyoruz. Ben demokrasi, din ve modernleşmeyi anlatıyorum. Programın açılışı, sunumu ve pratiği adeta Endonezya'yı anlatıyor. Gelenek, modernlik ve İslam'ın beraberliği…Önce Kur'an okunuyor, sonra milli marş, arkasından üniversitenin bayan öğrencileri tarafından gerçekleştirilen geleneksel folklor gösterisi yapılıyor. Panelde Türkiye ile ilgili bir çok soru yöneltiliyor bana. Osmanlı'dan Cumhuriyete geçerken yaşanan kırılmalara dikkat çeken sorular geliyor. Üniversitenin hocaları ve öğrencileriyle tanışıyoruz. Rektörle sohbet ediyoruz, “Erdoğan'la gurur duyuyoruz” diyor.

Üçüncü gün yeniden Jakarta'ya uçuyoruz. Bu defa kentin en iyi özel üniversitelerinden birindeyiz. Muhamad Syauqillah ve yine Budy Sugandi bana yoldaşlık yapıyorlar. Budy'ye “adın Mehmet Gandi olsun, İstanbul'dan sana hatıra kalsın” diyorum. İtiraz etmiyor, artık onu bu adla çağırıyorum. Matematik felsefesi üzerine doktora yapmak istiyor. Öğrencim Muhamad Syauqillahi'nin eşi Juwarti Hafsah, Mercubuana Üniversitesi'nde genç bir akademisyen. Bu defa burada IŞİD'e karşı Müslüman kimliğin inşasını medya açısından değerlendiren bir konuşma yapıyorum panelde. Onlar benden böyle bir sunum istedi. Diğer panelist arkadaşım Endonezya'nın en ünlü TV'sinde program yapan bir gazeteci. O da IŞİD ile ilgili çok önemli datalar sunuyor. Dekan da yardımcısı da okullarına gelmem onuruna bana şiir adayarak konuşmalarına başlıyorlar. Onlar da hala konuşmaya şiirle başlama geleneği devam ediyor. Özellikle dekan yardımcısının İstanbul ile ilgili yazdığı şiir olağanüstü. Ben de onlara, “İstanbul asırlarca hilafetin merkeziydi. Bütün Müslümanların olduğu gibi sizin de başkentinizdi. Şimdi yine sizin şehriniz” diye cevap veriyorum.

Dördüncü gün erken saatlerde Endonezya'nın başka büyük şehri olan Kudüs'e uçuyoruz. Burada, İslam devlet enstetüsünde (STAIN Kudus) konuşma yapacağım. Bu defa “Üç Teoloji, Üç Sosyoloji (yani selefizm, vehhabizm ve cihadizm) başlıklı konuşmayı önerdim. Çoğunluğunu üniversite hocalarından oluşan bir salonda bu üç akımı konuşuyorum. Arkasından sorular geliyor. Bu defa soruların çoğu Türkiye ve Türkiye'nin bölgesel durumuyla ilgili. Türkiye'nin uluslar arası koalisyona dahil olması, Kuzey Irak'a asker göndermesi, yeni askeri koalisyonda yer alması…

Üniversitedeki konuşmadan sonra Nahdatul Ulemanın medreselerini ve mescitlerini geziyoruz. Nahdatul Ulema, 1928 yılında kurulmuş ve Endonezya'nın bağımsızlığında büyük rol oynamış bir hareket. Daha sonra kendisini tümüyle eğitime adamış. Ülkede en büyük İslami grup, 70 milyon üyesi var. Medreseleri, İmam Hatip Liselerini andırıyor. Öğrenciler yatılı eğitim görüyor. Sadece bu şehirde 150 tane medresesi var. Hocaları ve yöneticileri hiç de Türkiye'ye yabancı değiller. Çok sıcak karşılıyorlar bizleri.

Endonezya, büyük bir Müslüman ülke, 250 milyon nüfusa sahip. Toplumsal hayatta İslam'ın görüntüsü hakim. Türkiye gibi gelenekle, demokrasiyle ve modernlikle barışık bir Müslümanlık anlayışı egemen toplumda. Devlet politikaları da ağırlıklı olarak bu yaklaşımı benimsiyor. Bu açıdan İslam dünyasının yeni açılımları için Türkiye ile beraber bir çok projeyi gerçekleştirme potansiyeli taşıyor.

İki gün sonra Türkiye ve Endonezya karşılaştırmalı eğitim sempozyumuna katılacağız. Ben de tebliğ sunacağım. Yeşil ve gülümseyen bir ülkede olmak güzel!
#Endonezya
#Türkiye
#Lampung
#İslam ekonomisi
8 yıl önce
Endonezya’da seyahatler
Kara dinlilerle milletin savaşı
Yeni dönemin ilk PPK’sından yansıyanlar
‘Aramakla bulunmaz ama bulanlar hep arayanlardır’
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?