|
İbadet etmeyen insan var mıdır?

İbadet, dinlerin en temel kavramlarından biridir. Kelime anlamı boyun eğmek demektir.

Bir büyüğün otoritesini kabul edip ona kayıtsız şartsız boyun eğen, itaat eden bir anlamda ona ibadet ediyor demektir. Bu sebeple Allah Rasulü kendisiyle görüşmeye gelen bir Hıristiyan heyete, "Ehlikitap Allah''ı bırakıp papazlarına ve hahamlarına ibadet ediyorlar" anlamındaki ayeti okuyunca onlar bunun doğru olmadığını, böyle bir şey yapmadıklarını söylemişler. Hz. Peygamber de açıklamış: "Yasak olanı olmayanı onlar belirliyor, siz de bunu öyle kabul edip boyun eğiyor değil misiniz? İşte ibadet, ya da ilah edinme budur".

Yani herkesin bir en büyüğü vardır ve ona kayıtsız şartsız boyun eğmektedir. Bu da onu Rab edinme ve ona ibadet etme anlamına gelir.

Allah der ki, "ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım".

Bunu iki türlü anlayabiliriz:

1.Hiç bir şey yapmayıp sadece bana ibadet etsinler.

2.Başkasına değil de sadece bana ibadet etsinler.

Birinci anlamda ibadet bir bakıma imkânsızdır. Çünkü insanın yemeye, içmeye, yatmaya... ihtiyacı vardır. Ama bir bakıma o da mümkündür, çünkü insan bütün eylemlerini ibadete dönüştürebilir. Bunun için yaptığı işin doğru olması ve onu, Allah öyle istiyor diye yapması yeterlidir. Mesela, âlimin uykusu ibadettir, denir. Çünkü o dinlenip tekrar ilim yapmak için uyur.

Bu anlamıyla da ibadet ikiye ayrılmış olur: Dünya işi olmayan namaz, oruç, hac gibi salt Allah için yapılan kulluk, dünya işi olmakla beraber niyetle ibadete dönüşen her eylem. Bu anlamda her iş ibadet olabilir ve kulun nihai hedefi de bütün eylemlerini ibadete dönüştürmektir. Ne kadarını başarırsa o derecede bir Müslümandır.

İkinci anlamda ibadet aslında birinciyi de içerir. Yani herkes zorunlu olarak zaten ibadet etmektedir. Kulun tabiatı budur. O bir şeyi ya da şeyleri en büyük sayıp ona teslim olmak zorundadır. O halde Allah şunu demek istemiştir: Boyun eğilecek nihai otorite olarak sadece beni tanıyın ki, ibadetinizi sadece bana yapmış olasınız.

Yani bu anlamda herkesin yönünü belirleyen bir en büyüğü vardır. Bu en büyük, kişinin zevkleri/hevası olabilir, o zaman karşımıza hedonizm/hazcılık çıkar. Aklı olabilir, bu durumda karşımıza rasyonalizm çıkar. Para olabilir, bu durumda kapitalizmle karşılaşırız. Bilim olabilir, bu durumda da pozitivizm bir din olur.

Allah der ki: "Siz hiç zevklerini ilah edinen insanlar görmüyor musunuz?". Oysa benim Rabbim zevklerimdir, diyen birisini görenimiz yoktur. Demek ki, insanın zevklerini ilah edinmiş olması için bunu söylemiş olması gerekmiyor. Yön belirleyici olarak sadece onları görmesi yeterli.

Hayatını yaşa kardeşim, dünyaya bir kez geliyorsun, sözü işte böyle bir Rabbin ayetlerindendir.

Allah Rasulü bir gün der ki: "Yazık dirhemin kuluna, yazık dinarın kuluna!". Bunu bu güne çevirirseniz, Dolar''ın kulu, Euro''nun kulu diyebilirsiniz.

Buradan elbette para kazanmayın, servet sahibi olmayın gibi bir anlam çıkmaz. Aksine para ve servet size sahip olmasın, siz onlara sahip olun anlamı çıkar. Kapitalizm de kapitale sahip olmak değildir, onun için yaşıyor olmaktır. Yani servette değil zihniyettedir. Bazı Müslümanların yanlış anladığı nokta burası olabilir. Oysa şu ayet ne kadar anlamlıdır: "Allah''ın sizin için kıyam olarak yarattığı serveti sefihlere kaptırmayın". Kıyam ayağa kalkmak, ya da ayakta durmak demektir. Sefih de neyi nerede harcayacağını bilemeyen gerizekalı.

Akla ve bilime karşı olma da anlaşılmaz. Aksine onları mabudu mutlak görmeme anlaşılır.

Bir başka açıdan da ibadet iradî ve zorunlu olarak ikiye ayrılır. Kâinatta var olan her şeyin ister istemez yaratıcının kanunlarına boyun eğmesi zorunlu bir boyun eğiştir. Çünkü onların bu kanunlara uymama iradesi yoktur. Belki meleklerin ibadeti de böyledir. Ama kendi tercihi ile boyun eğme iradeli bir ibadettir. İnsanların ibadeti de böyledir.

O halde her insan iki anlamda da ibadet etmektedir. Birincisi yaradılış kanunlarına ister istemez uyması, ikincisi kendisine bir en büyük seçip iradesiyle ona boyun eğmesi. Kuldan istenen işte bu otoriteyi birlemesidir. Bu sebeple Allah''a kulluk etmeyen, kula kulluk etmek zorundadır. Etmiyorum dese de. Onun için insan kelime-i tevhit ile mümin olmuş olur. Tevhit, yani birleme. Bir ilahın varlığına inanma değil de ilahı bir bilme. Yoksa herkesin ilahı var.

O halde herkes ibadet etmektedir.

12 yıl önce
İbadet etmeyen insan var mıdır?
Şii-Sünni meselesi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!