Özel yetkili
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
’nin,
sanıklarıyla ilgili verdiği mahkumiyet kararını,
Yargıtay 16. Ceza Dairesi
bozdu, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.
Sadece anlamak için soruyorum,
Yargıtay 16. Ceza Dairesi
,
’nin verdiği kararı bozarken, tarafsız ve bağımsız bir mahkemede davanın yeniden görülmesi için mi bozdu, yoksa baştan sanıkların suçsuzluğuna hükmedip hukuki merciler tarafından bu durumun tasdik edilmesi için mi bozdu?
Karar sanıkların lehine bozulduğuna göre ikinci şık daha güçlü bir ihtimal gibi görünüyor.
Sanıklardan
,
’nın avukatıyken sanık yapıldığını, bu sıkıntılı dönemde kansere yakalandığını söylüyor ve ekliyor,
“Dava, FETÖ’nün kumpas davasıdır, yok hükmündedir ve düşürülmelidir.”
’in yaşadığı dramı anlayabiliriz, dava avukatının birden bire sanık sandalyesine oturtulması başlı başına işin vahameti gösteriyor zaten.
Başta
olmak üzere,
tamamı, tarafsız ve bağımsız mahkemelerde yargılanmak istediklerini söylüyorlardı, o zaman.
Yani diyorlardı ki,
“Bu davalara FETÖ’nün yargıçları değil, tarafsız yargıçlar baksın.”
Son derece haklı taleplerdi bunlar.
Sanıkların ifadelerini ciddiye almayan mahkeme olur mu, baştan hükmü verilmiş dava görülür mü, orada adalet tecelli eder mi?
Etmesine etmez fakat, bazı iddiaların da tarafsız mahkemeler tarafından tekrar ele alınması, hatta iddianamenin yeniden yazılması gerekir.
Savcı, hükümete karşı işlendiği iddia edilen suç unsurlarının oluşmadığını söylüyor, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyor.
Savcı diyor ki,
“Bu davayı görmeye gerek yok, hükümete karşı işlendiği iddia edilen suçun unsuru oluşmadı.”
Oluşmadı mı, yoksa devleti teslim alan başka bir yapı, yani
, suçun üstüne kendi suçunu mu bina etti?
’ndan altı yıl önce,
’ın hükümete verdiği muhtıra,
denilen suçun daniskasıydı, fakat
, ordudaki yapılanmasını tamamlayamadığı için yargısını harekete geçiremedi,
’nı erkene çekemedi, zamanı bekledi.
’ye açılan kapatma davası da bir çeşit darbe girişimiydi, şimdi kalkıp askerlerin o davadan habersiz olduğunu söyleyebilir mi birisi, kim inanır buna?
Gece gündüz tehdit ettiğin, uyardığın, hükümeti kuran partiye kapatma davası açılıyor,
“Benim haberim yok, yargının kararı”
deyip, işin içinden çıkabilir misin?
Kapatma davasından sonuç alamadın, muhtıra verdin, muhtırayla sindiremedin darbe yaptın, bu işler hep böyle olmadı mı?
ve eski komutanlar, dosyanın yüce divana gönderilmesine tepki gösteriyorlar.
Gerekçeleri de şu,
“Dava uzar, yarar sağlamaz, ayrıca FETÖ bu durumu aleyhte kullanabilir.”
Hayır efendim, kullanamaz…
Hem de hiç kullanamaz,
,
’da, vatana ihanet etmiş, yüzlerce insanı öldürmüş, binlerce insanı yaralamış bir terör örgütüdür.
Bu davayı,
’nün ürettiği deliller üzerinden değil,
döneminde, askerin siyaseti dizayn etme faaliyetleri, müdahaleleri ve tehditleri üzerinden konuşmak lazım.
Bu davayı,
toplantısında, dönemin başbakanı
’ın, yeterse yeter deyip, emekliye ayrılmak üzere olan bir komutana
demesine zemin hazırlayan durum üzerinden konuşmak lazım.
Şimdi bakıyorum, bu günlerde
,
gibi bazı gazeteciler,
’nün orduda hala etkili olduğunu yazıyorlar,
da, bu isimleri referans göstererek, durumun önemine dikkat çekiyor.
’nın, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yeniden görülmeye başlandığı şu dönemde, bu uyarı tesadüf mü acaba?
, askerin
ye hala sıcak bakmadığını, askeriye içinde desteğin
olduğunu söylüyor, bu durumu da askeriyedeki
yapılanmasıyla açıklamaya çalışıyor.
Sanki
referandumda
dediler,
’den sonra
’ye üye oldular.
Askerin dokusu, muhafazakar siyasete muhaliftir zaten,
’nün düşmanlığı, özel olarak
’adır, çünkü bağlı olduğu küresel sistem,
bir
istedi onlardan.
O küresel sistem, esas
’ı tehdit olarak görüyor,
hayatın merkezine koymuş, benimsemiş subaylar heyetinden rahatsız değil, askerin
/
karşıtlığı, ideolojik olarak değerlendirilebilir ancak, bu durum
’dan önce de böyleydi.
, işte bu açıdan önemli, ve hatta
sonrası için çok daha önemli.
Yıllar sonra
’yi idare edecek siyasiler, milletin iradesini horlayan üst düzey bir komutana,
gibi
diyemeyebilirler çünkü, o kadar cesur olamayabilirler.
Meselenin bu tarafını görmek lazım, yoksa kimse suçu günahı olmayan emekli komutanların mahkeme salonlarında süründürülmesini istemez.
demeyle de dava yok hükmünde olmaz, hem yok hükmündeki dava için tarafsız mahkeme mi istenir?...
Alın size tarafsız mahkeme, gidin, yargılanın, beraat edin.
Adaletten öte yol mu var?...