|
Ergenekon Davası
Özel yetkili
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
’nin,
Ergenekon Davası
sanıklarıyla ilgili verdiği mahkumiyet kararını,
Yargıtay 16. Ceza Dairesi
bozdu, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.

Sadece anlamak için soruyorum,

Yargıtay 16. Ceza Dairesi
,
13.Ağır Ceza Mahkemesi
’nin verdiği kararı bozarken, tarafsız ve bağımsız bir mahkemede davanın yeniden görülmesi için mi bozdu, yoksa baştan sanıkların suçsuzluğuna hükmedip hukuki merciler tarafından bu durumun tasdik edilmesi için mi bozdu?

Karar sanıkların lehine bozulduğuna göre ikinci şık daha güçlü bir ihtimal gibi görünüyor.

Sanıklardan
Yusuf Erikel
,
Ergenekon Davası
’nın avukatıyken sanık yapıldığını, bu sıkıntılı dönemde kansere yakalandığını söylüyor ve ekliyor,
“Dava, FETÖ’nün kumpas davasıdır, yok hükmündedir ve düşürülmelidir.”
Erikel
’in yaşadığı dramı anlayabiliriz, dava avukatının birden bire sanık sandalyesine oturtulması başlı başına işin vahameti gösteriyor zaten.

Fakat,

Başta
İlker Başbuğ
olmak üzere,
Ergenekon sanıklarının
tamamı, tarafsız ve bağımsız mahkemelerde yargılanmak istediklerini söylüyorlardı, o zaman.
Yani diyorlardı ki,
“Bu davalara FETÖ’nün yargıçları değil, tarafsız yargıçlar baksın.”

Son derece haklı taleplerdi bunlar.

Sanıkların ifadelerini ciddiye almayan mahkeme olur mu, baştan hükmü verilmiş dava görülür mü, orada adalet tecelli eder mi?

Etmez…

Etmesine etmez fakat, bazı iddiaların da tarafsız mahkemeler tarafından tekrar ele alınması, hatta iddianamenin yeniden yazılması gerekir.

Savcı, hükümete karşı işlendiği iddia edilen suç unsurlarının oluşmadığını söylüyor, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyor.

Savcı diyor ki,
“Bu davayı görmeye gerek yok, hükümete karşı işlendiği iddia edilen suçun unsuru oluşmadı.”
Oluşmadı mı, yoksa devleti teslim alan başka bir yapı, yani
FETÖ
, suçun üstüne kendi suçunu mu bina etti?
Ergenekon Davası
’ndan altı yıl önce,
Yaşar Büyükanıt
’ın hükümete verdiği muhtıra,
“Oluşmadı”
denilen suçun daniskasıydı, fakat
FETÖ
, ordudaki yapılanmasını tamamlayamadığı için yargısını harekete geçiremedi,
Ergenekon Davası
’nı erkene çekemedi, zamanı bekledi.
AK Parti
’ye açılan kapatma davası da bir çeşit darbe girişimiydi, şimdi kalkıp askerlerin o davadan habersiz olduğunu söyleyebilir mi birisi, kim inanır buna?
Gece gündüz tehdit ettiğin, uyardığın, hükümeti kuran partiye kapatma davası açılıyor,
“Benim haberim yok, yargının kararı”
deyip, işin içinden çıkabilir misin?

Kapatma davasından sonuç alamadın, muhtıra verdin, muhtırayla sindiremedin darbe yaptın, bu işler hep böyle olmadı mı?

İlker Başbuğ
ve eski komutanlar, dosyanın yüce divana gönderilmesine tepki gösteriyorlar.
Gerekçeleri de şu,
“Dava uzar, yarar sağlamaz, ayrıca FETÖ bu durumu aleyhte kullanabilir.”

Hayır efendim, kullanamaz…

Hem de hiç kullanamaz,
FETÖ
,
15 Temmuz
’da, vatana ihanet etmiş, yüzlerce insanı öldürmüş, binlerce insanı yaralamış bir terör örgütüdür.
Bu davayı,
FETÖ
’nün ürettiği deliller üzerinden değil,
2002-2013
döneminde, askerin siyaseti dizayn etme faaliyetleri, müdahaleleri ve tehditleri üzerinden konuşmak lazım.
Bu davayı,
MGK
toplantısında, dönemin başbakanı
Tayyip Erdoğan
’ın, yeterse yeter deyip, emekliye ayrılmak üzere olan bir komutana
“Kes lan!”
demesine zemin hazırlayan durum üzerinden konuşmak lazım.
Şimdi bakıyorum, bu günlerde
Nagehan Alçı
,
Abdülkadir Selvi
gibi bazı gazeteciler,
FETÖ
’nün orduda hala etkili olduğunu yazıyorlar,
Güneri Civaoğlu
da, bu isimleri referans göstererek, durumun önemine dikkat çekiyor.
Ergenekon Davası
’nın, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yeniden görülmeye başlandığı şu dönemde, bu uyarı tesadüf mü acaba?
Nagehan Alçı
, askerin
AK Parti’
ye hala sıcak bakmadığını, askeriye içinde desteğin
%5’lerde
olduğunu söylüyor, bu durumu da askeriyedeki
kripto FETÖ
yapılanmasıyla açıklamaya çalışıyor.
Sanki
Ergenekon sanıkları
referandumda
“evet”
dediler,
FETÖ
’den sonra
AK Parti
’ye üye oldular.

Askerin dokusu, muhafazakar siyasete muhaliftir zaten,
FETÖ
’nün düşmanlığı, özel olarak
Tayyip Erdoğan
’adır, çünkü bağlı olduğu küresel sistem,
Erdoğansız
bir
Türkiye
istedi onlardan.
O küresel sistem, esas
İslam
’ı tehdit olarak görüyor,
Batı acununu
hayatın merkezine koymuş, benimsemiş subaylar heyetinden rahatsız değil, askerin
Erdoğan
/
AK Parti
karşıtlığı, ideolojik olarak değerlendirilebilir ancak, bu durum
Tayyip Erdoğan
’dan önce de böyleydi.
Ergenekon Davası
, işte bu açıdan önemli, ve hatta
Erdoğan
sonrası için çok daha önemli.
Yıllar sonra
Türkiye
’yi idare edecek siyasiler, milletin iradesini horlayan üst düzey bir komutana,
Tayyip Erdoğan
gibi
“Kes lan!”
diyemeyebilirler çünkü, o kadar cesur olamayabilirler.

Meselenin bu tarafını görmek lazım, yoksa kimse suçu günahı olmayan emekli komutanların mahkeme salonlarında süründürülmesini istemez.

“Dava yok hükmündedir”
demeyle de dava yok hükmünde olmaz, hem yok hükmündeki dava için tarafsız mahkeme mi istenir?...

Alın size tarafsız mahkeme, gidin, yargılanın, beraat edin.

Adaletten öte yol mu var?...

#Recep Tayyip Erdoğan
#Ergenekon
#İlker Başbuğ
#FETÖ
7 yıl önce
Ergenekon Davası
Sahibinden hiç kullanılmamış sözler
K-Pop fanı çocuklar aslında kimin boşluğunu dolduruyor?
Sakalı kesmenin hükmü nedir?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?