|
Olacak galiba…
Birkaç pürüz kaldı, onlar da halledilince,
Türkiye'nin
önü açılacak, sakin ve tatlı bir yükseliş başlayacak, yeni dönemden umutluyum.


Devletler de yaşayan organizmalardır, tıpkı bir insan gibi her yaşta yeni tecrübeler edinirler.





Ak Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Ramazan Bayramı'ndan

sonra,

Mısır'a

bir heyet gönderileceğini söyledi.



Mısır

konusu,

İsrail

anlaşmasının detaydaki devamı anlamına gelir,

İsrail'le

mutabakat yapıldığına göre

Mısır'a

, daha çok yaklaşmak gerekir.



Rusya ve İran

ile yapılan görüşmelerse, hem

Suriye savaşını

bitirmeye hem de turizm başta olmak üzere, iç pazarı canlandırmaya yönelik adımlar…



Umarım kalıcı barış sağlanır,

PKK ile
Türkiye'yi

tehdit eden müttefikler de, olup bitenin farkına varırlar.



Bütün bu gelişmelerin başka bir anlamı daha var, asıl onu anlatacağım…





Uzun süredir, Anayasa değişikliği, yani

başkanlık sistemi

konuşulmuyor, dikkat ettiniz mi?



Kasıt aramanın manası yok,

Türkiye'nin

de kısmen dahil olduğu

Ortadoğu savaşları

buna müsaade etmiyor,

Türkiye

, meseleye konsantre olamıyor.



Batı aleminin

, yani

NATO'nun

, başkanlık sistemi hakkındaki düşünceleri biliniyor,

son istasyon ve son Selahaddin

metaforları unutulmuş değil.



Peki,

Rusya'nın

bu konuda ne düşündüğünü bilen var mı?



Ya da İsrail, ya da Mısır, ya da İran, Türkiye'nin

eninde sonunda masaya koyacağı

başkanlık sistemi

hakkında ne düşünüyorlar?



“Bize ne onlardan, arı bizim, bahçe bizim, çiçek bizim, istediğimiz balı üretiriz, kime ne!”

diyen

“dolma kalemlere”

bakmayın.



Konu

Türkiye'nin

iç meselesi gibi görünse de dışarıya taşan, devletlerarası ilişkileri ilgilendiren yanları var.



Teknik olarak

İran devrimiyle

bizdeki sistem değişikliği önerisini aynı kantara koymak mümkün değil fakat herkes bu dünyada yaşıyor, ilişkiler var, muhataplar var, daha da önemlisi çıkarlar var, kırıp dökmeden, kimseyi ürkütmeden gerekeni yapmak lazım.





Türkiye'nin, Rusya, İsrail, İran, Mısır gibi ülkelerle ilişkileri düzeltmesi, içeride planladığı sistem değişikliğine “küresel desteği artırma” çabasıdır biraz da.


Dikkat edilmesi gereken şey dengedir, sihirli duruş, hele hele bu dönemde, dengeli duruştur.



Doğu/Batı hattında

kalıcı dengeyi sağladıktan sonra tekrar ideolojik duruş safhasına geçilebilir.



Halk, devletin yapmak istediğini anlayacaktır, halkın nezdinde devleti yönetenlerin bunu sağlayacak kredileri var.





NATO

üyesi olduğu halde,

NATO'nun

en özgün ve en farklı ülkesi

Türkiye'dir.


NATO

, ne işe yaramadığını,

Suriye iç savaşında

açık bir şekilde

Türkiye'ye

gösterdi,

“Seni savunmak için değil, kontrol etmek için bu pakta üye yaptık, bizi tehdit eden bir şey yoksa, senin dayak yemende de bir mahzur yok”

dedi.



Şimdi sıra

Türkiye'de

,

NATO'nun

ne işe yaramadığını usulünce gösterme sırası

Türkiye'de

, oyun kuralına göre oynanacak yani.





Türkiye'nin

bundan sonraki yol haritası, başta Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi gibi hassas konular olmak üzere,

Batılı muhataplarına

da anlatılacak, fakat anlamaları beklenmeyecek.



“Dünya beşten büyüktür”

söylemi muhafaza edilecek fakat

“beş”

bir bütün olarak karşıya konulmayacak,

“beş”

bazen

ikiye,

bazen

üçe

bazen de

dörde

bölünerek değerlendirilecek.



Velhasılıkelam,



Türkiye

,

uzun süre, rakamlarla şiir yazacak, hesap uzmanlarıyla çalışacak…

#Mısır
#İsrail
#NATO
#Suriye iç savaşı
#Başkanlık sistemi
8 yıl önce
Olacak galiba…
Türkiye, Afganistan’ı nasıl görüyor?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?