|
Neden farklı İslamlarımız var?

Modern düşüncenin bir özelliği de her şeyi parçalarına ayırmak ve birbirinden bağımsız düşünmek. Oysa her şey belli ölçülerde birbiriyle ilişkilidir ve bu ilişki her şeyi birbirine ekleye ekleye gider, sonunda bir'e müncer olur. Kesretten vahdete ulaşmış olursunuz.



Bizim İslam'ı anlamada zorluk yaşamamızın sebeplerinden birisi, ilimler arasında bu ilişkileri kurma yerine, onları birbirinden kopararak düşünmemizdir. Akademik İslam'ın olumsuz yönlerinden biri budur.

Her bilim dalı kendini bağımsız görmek ister ve kendi paradigmasını oluşturur.

Bunda ortak bir usulün benimsememesinin yanında biraz da mesleki gaileler olsa gerektir. Mesela fakültelerde kimse kendi bilim dalına müdahale edilmesini, kaldırılmasını ya da ders saatlerinin azaltılmasını istemez. Hocalar hep kendi bilim dalındaki hocalarla oturup kalkarlar, diğerlerini yabancı görürler. Dolayısıyla, öbürlerini bilmiyorum ama İlahiyat Fakültelerindeki bilim dalları birer modern mezhep haline gelir. Bu bölünmeyi önlemenin yolu, ortak bir usule sahip olmadır. Bu da herkesin bildiği gibi usulü fıkıhtır. Çünkü usulü fıkıh bütünüyle İslam'ı anlamanın usulüdür.



Durum böyle olunca, bırakalım ilahiyatlardaki anabilim dallarını, Müslüman bir sosyolog kendi paradigmasıyla bir İslam oluşturmaya kalkışır. Buna uymayan ayetleri ve icmaı tarihsel, hadisleri asılsız sayar. Müslüman bir mühendis, bir doktor, ya da bir başka bilim uzmanı İslam'ı kendi alanının ölçüleriyle anlayabileceğini sanır ve karşımıza bir mühendis İslam'ı, bir tabip İslam'ı vb çıkar.



Elbette insanın uzmanlaştığı bilimden etkilenmeden düşünebilmesi mümkün değildir ama sırf bu açıdan bakarak İslam'ı mütekâmil bir bütün olarak göremeyeceğimizi de bilmeliyiz. Daha da ileriye gidip

hümanizmden, demokrasiden hatta modernizmden etkilenen müslümanlar da bunların etkisiyle o çerçevede bir İslam anlayışına sahip olurlar.

'Bana göre' diyerek söze başlar ve size kendi ideolojik İslam'ının erdemlerini ve en isabetli olduğunu anlatmaya çalışır.

'İdeolojik İslam' dediğimiz şey, kişinin benimsediği İslam'da naslar yerine kendi fikirlerinin, idealarının hâkim olması, fikirlerini naslara değil, nasları fikirlerine uydurmaya çalışmasıdır.


Bazı cemaat ve tarikatlar bile bu illetle müpteladırlar. İslam'da birliğe değil, ayrılığa farklı olmaya, dolayısıyla da tefrikaya çağırırlar. Hatta İmam Hatip Okullarında ve İlahiyat Fakültelerindeki din eğitimini seküler gördükleri için ona karşı olup kendi, güya medrese eğitimini kuranların pek çoğu dahi kendi benimsedikleri üstatların kitaplarından ve belli ilimlerden başka bir şey okumazlar, aynı at gözlüğünü onlar da takarlar.



Daha da daraltarak söyleyelim,

birisi size Mesnevi İbn Arabi ya da Said Nursi (Hepsinden Allah razı olsun) çerçeveli bir İslam sunabilir.

Ama bunların hepsi olsa olsa ideolojik İslam olabilir. Batıniliğin tevil hastalığı ve teville İslam'ı mecrasından çıkarmaları, önce böyle bir ideoloji benimseyip, onu kurtarmaya çalışmalarından doğmuştur. Şu iki hadisi şerifi sürekli tekrarlıyorum: “

Kuranıkerim hakkında kendi görüşleriyle konuşanlar, isabet etseler de hatalıdırlar

”. Bunun, Kur'an-ı Kerim'i anlamada kendi görüşlerini ve arzularını esas alanlar demek olduğunu Gazali çok güzel açıklar. Bunu tamamlayan ikinci hadisi şerif de şudur: “

Ben bugün nasıl Kur'an-ı Kerim'in nüzulü sebebiyle savaşmak zorunda kalıyorsam, siz de yarın bir gün onun tevili konusunda savaşmak zorunda kalacaksınız

”. Yani birileri onu kabul ettiklerini söyledikleri halde onu kendi ideolojilerine göre tevil edip bozacaklar ve size hücum edecekler, siz de onlarla sırf bu tevil sebebiyle savaşmak zorunda kalacaksınız. Bugün müslümanlar arasındaki kavgaların çoğunun karakteri budur.



Bunun çaresi İslam'ın asıl kaynağının Kur'an-ı Kerim olduğunu, sünneti bilmeden de onu doğru anlayamayacağımızı bilip bütün ihtisas dallarımızın temeline bunu koymamızdır. Her ikisini doğru anlamanın usulünün de usulü fıkıh olduğunu bilmemizdir. Pergelin sabit ucu ve çizeceği ilk daire burasıdır. Fıkıh, tasavvuf, kelam, felsefe gibi diğer bütün daireler bu merkezi esas alıp hiçbir yönden ondan uzaklaşmamalarıyla meşru ve isabetli olabilirler ve istedikleri kadar genişleyebilirler. Aksi halde, bir noktadan şişen balon gibi önce İslam'ın görünüşünü patolojik hele getirirler, sonra da patlamasına, ya da merkezin içinin boşaltılıp oraya doğru kaymasına sebep olurlar.




#Modern düşünce
#İslam
#Mesnevi
7 yıl önce
Neden farklı İslamlarımız var?
Kitabına uydurmak
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi