|
Dil üstünde kimin eli var?
Sürekli her meseleyi 'olan' üzerinden konuşmaya devam edersek; muhtemel ki pek yakında 'olması gereken'e dair hiçbir kaydımız kalmayacak!

Bu devirde neredeyse bütün zihinler karavanda yaşayan bir karakter gibi; evi var ama ikametgâh adresi yok.

Köksüzlük ölümcül bir tehlikedir, hem de sanıldığı gibi sadece bitkiler için değil!

“İlim ve ahlak aynı kökten çıkar, biz bunu bilemedik” diyor rahmetli Nurettin Topçu.

Ûlemanın binbir imbikten süzerek hâl üzere getirdiği nakli beğenmeyenler, kendi kuru akıllarından peydahladıkları her söze pek bayılıyor!

Üstünden asırlar geçtiği halde hikmetinden bir şey kaybetmeyen sözler, hikmeti kendinden menkul güdük zihinlerin ırgalamasıyla yıkılmaz.

“Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekâsının bütünü sanıyorsun” diyor üstad Cemil Meriç, bunun üstüne azıcık düşünsek mi?

Hayatta insanın başına pek çok acayip şey geliyor; onlardan biri de herhangi bir konuda iddialı cümlelerle kesin kanaatini ifade ederken, birden aslında ne kadar yanıldığının kafana dank etmesi! Yüksek süratle giderken ani oluşan tereddütlerle gaz kesmek ve nihayetinde tümüyle durmak... Kulağa tam tersi gibi gelse de mesafe almanın en keyifli yollarından biridir bu!

Şunda herhalde artık hepimiz hemfikiriz: Artık doğumhaneler dışında hiçbir yerde hiç kimse “İçimdeki çocuk...” diye başlayan cümleler kurmamalı!

“Sizi bir yerden hatırlıyor gibiyim” dedi biri. “Bildiniz, ben tamamlamadığınız bir unutma girişiminden geriye kalanım!” dedi gülümseyerek diğeri.

Bir çoğumuz birçok şeyi bir kerede harcamanın zevkini tadabilmek için günler boyunca bıkıp usanmadan biriktiririz.

Belki inanmayacaksınız ama biraz önce başroldeki herif çok sıkıldığını söyledi ve seyrettiğim filmi yarıda bırakarak çıkıp gitti.

Bugünlerde Sisyphos'u fazla hatırlayan yok; çünkü nakliye firmaları piyasayı kesin olarak ele geçirdi.

Uykusunu tam alamadan her şeye geç kalmış olarak yataktan kalkmış bir entelektüel için, mesela evde suyun kesik olmasının yolaçtığı o büyük hayal kırıklığının, insana dair diğer bütün teorik konu başlıklarının bir anda önüne geçtiğini farketmek nasıl ifade edilemez bir yıkımdır, düşünebiliyor musunuz?

İnsanın kendi düşüncelerine takılıp düştüğü günler de oluyor!

Pazartesi, farkına varılmamış sakin bir pazar gününün pişmanlığından doğmuş olmalı diye düşünüyor bazen insan!

Yaptığı her yanlış için ibret olsun diye tenine çentik atan insanlar da var.

“Düşün biraz” dedi meczup, “ve sonra düşündüğün o şeye taşın!”
#Nurettin Topçu
#dil
#meczup
9 yıl önce
Dil üstünde kimin eli var?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti