|
Ok işareti
İnsanın iç mahkemelerini sürekli açık tutması ve kendini sürekli sorguya çekmesi lazım... Ama bu da yeterli değil; kendini sorgularken ne kadar samimi olduğunu da sürekli sorgulaması lazım!

Hatalarımıza bakmaya, yanlışlarımızı görmeye, zayıflıklarımızla yüzleşmeye korkuyoruz; bütün bunların, herkesin mükemmelliğe oynadığı bir dünyada bizi yarışın dışında bırakacağından endişe ediyoruz.

Kendimizde yara bere açmadan herhangi bir iç muhasebeden çıkamayız; çıkıyorsak gururumuza dokunan bazı meseleleri örtbas etmişiz demektir.

“Ey kirli vücut, bulanık havuza girersen/ havuzdan insan nasıl temiz olarak çıkar” diyor Hazreti Mevlânâ Mesnevî'sinde...

Gerçeğin yerine koyduğumuz kimi şeylere 'küçük masum yalanlar' diye bir kategori açılmaya çalışılıyor. Yalanla masumiyet aynı cümlenin içinde barınamaz. Bu olsa olsa bizim yalana bağımlılığımızı temin etmek için uygulanan alıştırma dozudur.

“İnsanlar ne kadar çok yalan söylüyor” dedi biri. “Çünkü çok az gerçeğimiz var!” dedi yanındaki.

Birine yalan söylerken artık bunun farkında bile olmuyorsanız; gerçek size karşı merhametini tümüyle yitirmiştir.

Belki de şöyle demeliyiz: İnsan, hayatı boyunca bütün yalanları sadece kendine söyler.

“Her şeyden önce kendi kendine doğru ol/ o zaman, gece gündüze varır gibi/ sen de aldatmaz olursun kimseyi...” diyor gizemli söz ustası William Shakespeare.

Samimiyetle yüzleştiğimiz her hata, bize doğruyu gösteren bir ok işareti...

Tövbeden başını alıp da günah işlemeye vakit bulamayan insanlar da var.

“Nasılsınız?” diye sual ettiler. “Durgunuz” dedi başını kaldırmadan, “yok akmaya hiç cesaretimiz!”

Yürümeye devam etmeden önce verilen her tereddüt molası zihni dinlendirir.

Hep aynı başını sonunu bildiğimiz kitabı okuyor gibiyiz; bir kütüphane dolusu kapağı hiç açılmamış kitabın arasında...

Bazı kitapları belli bir zaman geçtikten sonra yeniden okumak gerek; kitap değişmiyor elbet, metin sabit... Ama insan öyle mi?

“Kalbimin çarpıntısı hiç geçmiyor!” diyen insanlar, siz sadece bu cümleyi yaşattığınız için bile çok güzel insanlarsınız!

Gözlüğünün üstünden bakanları, bıyığının altından gülenlere her zaman tercih ederim!

Sürekli başkalarının eğriliğini aramak, herhalde doğruluğun belirtisi değildir.

Deveye “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar, “Çünkü gözünüzün niyeti bozuk!” demiş.

Onca tahrip gücü yüksek silah icat ettiler, hâlâ dilden daha yaralayıcısı yok!

“Tez elden 'kemâl'e varmak dilersen” dedi meczup, “ilk üç harfini çabuk geç!”
#ok işareti
#William Shakespeare.
#meczup
9 yıl önce
Ok işareti
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?