|
Tanıdık gelen yabancı

Bütün gazetelerde aynı şeyleri okuyoruz. Bütün televizyonlarda aynı şeyleri izliyoruz. Günlerin akış hızı, haberlerin içeriğini tümüyle kurutuyor. Ortalık anlamı silikleştiren kuru verilerle doluyor. Söyler misiniz bugünlerde neler oluyor? Gazetelerde yazılanlar mı oluyor? Televizyonlarda yayınlananlar mı yaşanıyor? Yoksa haberlerin görünmezleşecek kadar kalabalıklaştığı bu toz dumanın üstünde bir başka büyük haber okunur hale mi geliyor?



“Kanalı değiştirir misin?” dedi kadın. “Evet... Ama bu neyi değiştirir?” diye sordu adam.



Şehir yerinde sayıyorsa, hangi vasıtaya binersen bin, gideceğin bir yer yok!



Adına başka başka şeyler desek de, aslında hepimiz aynı değirmenin çarklarında dönüyoruz. İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar önemsiz şeyleri abartıyoruz konuşarak... Üstelik bütün bu konuştuklarımız, yani bütün bu yavan sözler, bu gittikçe anlamsızlaşan karşıtlıklar, bu aslı olmayan itiş kakış, büyüsün büyüsün ve doldursun istiyoruz günlerimizin bütün kovuklarını. Ve bize kendimizi iyi hissettiren bu sözel oyuncaklar, bu yalandan fırtınalar, bu akıldışı iddialar hayatın bütün boş bulduğu yerlerine otursun ve hiç sorgusu suali yapılamayacak kadar benzesin istiyoruz gerçeğe.



“dağa taşa yazı yazmayı bırak,/ göğe kuyu kazmayı bırak,/kendi kendine konuşmayı da;/son çare Tanrıyla konuş,/ Tanrının rüzgârlara, yağmurlara/ ve yalnızlara öğrettiği kelimelerle” diye yazmış 'Sol Elle Yazılanlar'da Cahit Koytak, selam olsun.



O kadar büyük bir 'oyalanma'nın eline esir düşmüşüz ki;, söylenecek bütün önemli sözlerin vakti geçiyor biz orada debelenip dururken sanki!



“Ben güzel bir fotoğrafım” diye bir ses geldi çerçevenin içinden “bu çirkin adam bana hiç benzemiyor!”



Bütün bu yabancılıklar en yakından tanıdığı şeymiş gibi geliyor artık insana!



“Hatırla denize hiç bakmadık çünkü kıyısındaydık/ Bir elma kendi kendine büyür dururdu o sıra” diyor Turgut Uyar, 'Kıyıdaki Elmaya Bir Ses'te.



Madem ki denizi seyretmek istiyorsun bir zahmet güverteye çıkacaksın. Ben burada oturayım, deniz kamarama gelsin diyorsan, o gemi batar!



Bazen bir kitap gelir, kalabalıkların içinden bir insanı çekip alır, bir köşeye çekilip okumaya başlar.



Her biri bir başka derdin şifası olan kelamı, içinin gizli çekmecelerinde biriktiren insanlar da var.



“Hayy” dedi meczup toprağa düşen gözyaşının ardından.



*


Hakk dostu Emin Acar büyüğümüz vuslata erdi, mekânı cennet, kabri nur olsun. “Allah'ın ipine sarılacağız. Ruhumuzu koruyacağız. İbadetlerimizi aksatmayacağız. Müslüman kardeşlerimizi seveceğiz, kollayacağız. Bir birimize daha çok sarılacağız.” demişti Bekir Fuat'a röportajında. Birer Fatiha ile böylece hatırlayalım inşallah...


#hayy
#hak
#gündem
#meczup
8 yıl önce
Tanıdık gelen yabancı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’