, Kur'an'daki Temel Kavramlar kitabını yazmış, sonra onu inkar etmiş…
ilmini, izanını toptan
… O kiraya verdiği aklıyla da bir ara,
diye başlayan zırvalara imza atmış… İtiraz edenlere, “Talut kıssası”yla ayar vermeye kalkmış…
Ali Efendi şimdi itirafçı olmuş!
İtirafları arasında FETÖ'nün şeytanlıklarıyla ilgili acayip ifşaatlar varmış!
(FETÖ itirafçılarıyla ilgili tezim belli:
)
Devam edelim… Ali Ünal'ın, itirafçılıktan yararlanmak için verdiği ifadeyi gazetemiz Yeni Şafak yayınladı. Darbeyi önceden bilen
'den… Pensilvanya'daki tuhaf
na, dahası
skandalından sonra zorda kalan
ndan filan söz etmiş!
İtiraf dolu(!) ifadesinde ne hikmetse FETÖ ve elebaşı Feto'yu kötüleyip durmuş…
demeye getirmiş!
En son 2015'in Haziran ayında Pensilvanya'ya gittiğinde orada gördüğü tuhaflıklardan söz etmiş.
Oysa bu aynı
de kimseler “Sen ne yapıyorsun be adam” dememişti!
Neyse ki arşiv orada öylece duruyor.
başlıklı bir yazı yazmıştım 6 Ocak 2015'te. O yazıda,
söylemiştim.
“Cemaat hata yapmaz mı, yapmadı mı?” sorusu üzerinden Kur'an-ı Kerim'i ve büsbütün Ehli Sünnet akaidini kendince yorumlayan Ali Ünal o yazısında yukarıdaki soruyu sorduktan sonra aynen şöyle diyordu: “Bu soru, sorana göre anlam ifade eder hale geldi.. (…) Ama münafık ve zayıf kalplilerin böyle bir soruya hakları yoktur. (…) Böyle bir soru, Cemaat'e 40 yılı aşkın süredir ilmî–manevî rehberlik yapmış zâta gerekli muhasebeyi yapmadığı töhmeti ve hakaret manâsı taşır.” (05.01.2015 Kapatılan Zaman gazetesi)
O gün cevaben,
“Bu cümle vahametin tam da üzerine bastığımız halidir.
”
diye yazmıştım.
“Din'de mutlak rehberlik, ya masumiyet, ya masuniyet gerektirir. Masumiyet, peygamberlerde hususî bir ilim ve haldir… Masuniyet ise, hususî korunma manâsı taşır…” (Aynı yazıdan)
Bu ifade Şia'nın inanç esaslarının neredeyse tıpatıp benzeridir ve FETÖ'nün inaç esası olarak Ali Ünal'ın yazısında ifşa edilmiştir.
Feto'yu velayet makamında gördüğünü ise şu cümle ile ilan etmişti; “Ayrıca, Din'e gerçekte hizmet eden bir Cemaat'in şahs-ı manevîsi velâyet-i kübra sahibidir ki bu da, peygamberlere veraset demektir.
Dolayısıyla, peygamberler, masumiyetle Din'in emir ve yasaklarına muhalefet manâsında günah işlemezler; Sırat-ı Müstakîm'in peygamberler dışındaki rehberleri (Feto'yu kast ediyor) ise masuniyetle en azından büyük günahlara karşı korunurlar.” (Aynı yazıdan)
Demek ki neymiş, peygamberlerin vasisi olan Feto, en azından büyük günahlara karşı korunuyormuş. Ali Ünal tarafından “Korunmuş” olduğu söylenen Feto'nun, neredeyse her yatak odasına tecessüs eden bir röntgenci olduğu gerçeği ise o tarihte ayan beyan ortaya çıkmıştı.
“Sırat-ı Müstakîm'de rehberlikteki hatalar: Temele taallûk etmez ve kalıcı olmaz. (…) Hizmetteki hatalara ve maruz kalınan musibetlere bu açıdan da bakmak gerekir. Rehberlikteki kısmî içtihadî hatalar, genellikle hayırla neticelenir.” (Aynı yazıdan)
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi sonrası kapatılan
gazetesinin
2015 tarihli nüshasında yer alan yazıda da görüldüğü gibi Ali Ünal, isim vermeden ama nitelemeleriyle işaret ettiği Feto için en azından
sıfatıyla
. Bu çıkarımdan önce de
diyerek, peygamberlere has
onlara varis olanlar için de
yolu ile geçerli olduğunu söylüyor.
Aynı Ali Ünal, o dönemde yaptığım eleştiri üzerine bir hafta sonra yine Zaman'da tam sayfa bir yazı daha yazdı. Sözüm ona bir önceki yazısını tevil ediyordu. Ancak,
misaliydi.
10 Ocak 2015'te “Şia'da İmamet, Sunni Tasavvuf'ta İnsan-ı Kamil vardır. Şia'da imam mutlak masum, insan-ı kamil ma'sundur” diye yazan Ali Ünal, “Benim derdim sizin çifte standardınız. Dahası 'karşı olduğunuzu' söylediğiniz bir inanışın neredeyse bire bir örtüşen görüş ve inanışlarını savunuyor olmanız” demiştim.
Bütün bu tartışmalar ortadayken ve
Ali Ünal'ın itiraflarında bizim şaşırdığımız ya da yeni öğrendiğimiz pek bir şey yok. Tek bir şey var, Ali Ünal'ın da diğer poker suratlılar gibi, yalancı ve iki yüzlü olduğu…
Ne diyelim,