Mahallemizin camisinden ilk salâ okundu. Sonra da müezzin efendinin şu cümlesini duyduk: “İslâm kuşatma altındadır, Türklük tehlikededir.” Meselenin aslı ve esası işte buydu. Siyasiler 'demokrasi' diyebilir, desinler. Bizim için demokrasi mücadelesi değil, vatan müdafaası.
Millet hayatına kasteden üniformalı teröristlere göre, devletin
itibarı kaybolmuştu ve yeniden kazanılması gerekiyordu. Devamında, okyanus ötesinden gelen talep: “Darbeyi
komisyon araştırsın.” Aynı dili konuşuyorlar.
Gâvur kime denir? Acıma duygusu olmayana. Merhametsiz olana. Bunlar gâvurdan beter çıktı. Duyguları sinelerinde bile kalmamış.
Utanma hissinden ve pişmanlıktan uzaklar. Bütün kötü şeyler kıyafetleri haline gelmiş. Şehit edilen müminlere bir bakalım. Kimi boynundan vurulmuş, kimi göğsünden. Güzel kardeşimiz
, aziz ağabeyimiz
.
'Kardeşliğin tesisi için' masum insanları katlettiler. Sormadan edemiyoruz: Millet ve memleket kimlere emanet edilmiş? Yazmayacaktım ama yazayım:
Milletin ve ümmetin başına bela olan bu karanlık yapının tamamen tasfiye edilmesi şart olmuştur. Her türlü fenalığı yapabilecek tıynette olduklarını gördük. Cinnet hali, karakterleri, ruhları olmuş. Sapkınlık ve ihanet içindeler.
İşgal girişimi sırasında şu ifadeyi çok sık duyduk: “Ordu içinde küçük bir grup.” Küçük veya büyük, bu ayrı bir tartışma konusu. Tartışılmayacak olan, daha doğrusu artık tartışılması gereken şudur: Bu grubun arkasında hangi ülke var?
İçerdeki hainler, “vatandaş tarafından etkisiz hale getirildi” diyelim. Dışarda olanları bulup getirmek ise bu devletin milletine borcudur. Türkiye'nin büyüklüğünü görelim, gösterelim.
Yazmıştık, yine yazalım: Bu toprakların hain kontenjanı her zaman yüksek olmuştur. Kaderimiz ve imtihanımız böyle.
Kalbinde zerre kadar millî ve dinî duygu olan biri, kendi milletini / memleketini bombalar mı?
İşgal girişiminin ayrıntıları netleşiyor. Yeni görüntüler ortaya çıkıyor. Korkunç şeyler. 'Bizim gibi olmayan, düşünmeyen herkes ölebilir' diyen bir canilikle / toplulukla karşı karşıyayız.
Milletten olamamış bazı kimseler, onca cinayeti yok sayıp “bu ülkenin askerine saldıranlara yazıklar olsun” diyor. İki soru: Üniformalı teröristler gerçekten de bu ülkenin askeri midir? Peki, ülkeye saldıranlar ne olacak?
***
Allah'a şükürler olsun, millet kendine geldi. Bir adım daha atalım: Yeniden millet olduk. Vatanı tekrar kurduk. Birbirimize sahip çıktık.
Milletimizin aziz evlatları, kaç gündür hep bunu söylüyor: Gerekirse ölürüz, fakat vatanımızın öldürülmesine müsaade etmeyiz. 'Milli Yürekler' ne kıymetli bir ifade, tanımlama.
Allah izin verirse, cumartesi günü, buradan devam edelim. Türkiye ne demek, onu anlatmaya çalışalım.