|
Açık konuşalım, bu savaş ilanıdır
Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından
Ankara ile Moskova
arasında başlayan
atışma
, aslında dünya genelinde yaşanan büyük hesaplaşmayı
cesur sözlerle tartışmak için bir fırsat
oluşturdu. Artık doğru sözlerle “
aslında ne olduğun
u
" ortaya koyma vakti gelmiştir.

Rusya ile Türkiye arasında aslında nelerin yaşandığını,
Suriye üzerinden coğrafyada nasıl bir cephe şekillendiğini, terör örgütleri üzerinden kimlerin iş yürüttüğünü
, kimlerin nasıl emperyal hırsların peşine düştüğünü, kimlerin Müslüman direncini tasfiye edip bölgeyi yeniden kolonileştirmeye çalıştığını, kimlerin “
İslam iç savaşı
" tezgahladığını ve bunun altyapısını oluşturduğunu, coğrafyayı kasıp kavuran
kimlik savaşları
nın nasıl bir proje olduğunu, Türkiye'den yükselen büyük
meydan okuma
nın çevremizdeki coğrafyayı nasıl dalgalandırdığını
açık, net, cesur sözler
le konuşma zamanıdır.


Moskova ve Tahran Suriye'yi işgal etti

Öyleyse biz de açık konuşalım:

Rusya ve İran Suriye'yi işgal etmiştir.
Bu iki ülke, Suriye rejimine karşı mücadele eden
muhalefet gruplarının tamamını tasfiye edip
haritadan silmek için geniş
kapsamlı bir savaş
başlatmıştır.
Şam rejimini korumak
artık bu aşamadan sonra onlar için de hiçbir
anlam
ifade etmemektedir.

Çünkü
onlara göre artık bir Şam rejimi olmayacaktır
. Onların planladığı savaşın sonuna göre de bir
Esad yönetimi olmayacaktır
. Bu
düpedüz işgaldir
ve işgal sonrası yeni yönetimi kendi önceliklerine göre kuracaklardır. Hesap budur. Dolayısıyla İran ve Rusya'nın Şam rejimini ayakta tutmak için bu ülkeye girdiğini düşünmek
apaçık yanılgı
dır. Tahran ve Moskova, coğrafyanın yeni
haritasına
müdahale etmek için, kendi haritalarını dayatmak için Suriye'yi işgale girişmiştir.


Dünya savaşını davet ediyorlar

IŞİD
'le mücadele hem dünyanın hem de Türkiye'nin gözünü karartmak,
kör etmektir
. IŞİD sadece, bölgesel müdahaleye
ön açmak
için projelendirilmiştir.
Bahane
olmaktan başka hiçbir anlamı olmayacaktır. Artık kimsenin böyle bir hesaba inanması beklenmesin. Suriye'de IŞİD bir
malzemedir
, kullanılıyor,
işe yaramaz hale gelince ancak tasfiye edilecektir.
Oysa şu an Rusya ve İran IŞİD üzerinden, IŞİD gerekçesiyle bir ülkeye el koymaktadır. Başka bir bahane bulmaları mümkün değildir. Çünkü
Esad'ı kurtarma bahanesine kimse prim vermeyecektir.
Dünya böyle bir bahaneye zaten inanmayacak, bunu kabul etmeyecektir.

İşin
Suriye'yi de aşan
boyutları vardır. Burada sadece Suriye değildir hedef olan.
İran ile Akdeniz arasında
ne kadar direnç noktası varsa, Tahran ve Moskova'nın rahatsızlık duyabileceği ne kadar
bölge, kitle, örgüt, askeri ve siyasi güç varsa hepsi hedeftir.
Bu büyük oyunu bozabilecek her ülke hedeftir.
İki ülke, inanılmaz bir hırsla dünya savaşını davet etmektedir.

Rusya ve İran Türkiye'yi vuruyor

Moskova ve Tahran Suriye üzerinden Türkiye'yi vurmaktadır.
Terörle mücadele gerekçesiyle başlatılan işgal harekatı doğrudan
Türkiye'nin çıkar alanlarına
yöneltilmiştir.
Tahran, Rusya'nın silahıyla Türkiye'yi vurmaktadır
ve Ankara'nın destek verdiği ılımlı muhalefeti yok etmeye çalışmaktadır. Ama savaş alanı her ne kadar Suriye toprakları olsa da, iki ülke Türkiye'nin sınırlarını vurarak, onu
nefes alamaz hale
getirmeye çalışmakta, Türkiye'nin
güney sınırlarını
kontrol altına almaktadır.

Bu görüntüye, bu müdahaleye hiçbir ülke
Türkiye kadar sabırla
tahammül edemezdi. Doğrudan kendini hedef alan bir saldırıya hiçbir ülke bu kadar
temkinli
bakamazdı. Eğer olanları doğru okursanız,
iki ülkenin de aslında Türkiye'ye savaş ilan ettiğini
göreceksiniz. Bütün bu gelişmelerin başka bir okuması mümkün değildir. Savaş açıktan ilan edilmemiştir ama savaş yürütülmektedir.

Tam bir çıldırmışlık hali

İşte
uçak krizi tam da bu
sırada
meydana gelmiştir. Türkiye sınırlarını, hava sahasını zorlayan
tacizler
, Türkiye'nin
gururunu
hırpalayan bir boyuta ulaşmıştır. İki ülke adeta Türkiye'yi yok saymış, ona
yok
hükmünde muamele
de bulunmuş, onu
o
yun dışına
itmeye çalışmış, “
kafanı kaldırırsan seni de vururuz
" demiştir. Bu tam bir
çıldırmış
lık hali
dir.

Nitekim uçak krizinden hemen sonra
PKK ve Suriye'deki uzantısı YPG ile iki ülke arasındaki ortaklık harekete geçmiş, Kuzey Suriye Koridoru
için bu örgütler kara gücü olarak sahaya sürülmüştür. Rusya ve İran, sınırın hemen güney tarafında
PKK unsurlarından bir duvar örmeye
başlamıştır.

Türkiye'yi
IŞİD ve PKK ile meşgul edecekler
, kendileri de harita çalışmalarına devam edeceklerdir. IŞİD ile YPG'nin ortak misyonu üzerinde derinlemesine bir sorgulama yapılması gerekmektedir. 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra başlatılan
PKK'nın şehir işgalleri projesi de bu büyük hesabın bir parçasıdır.

Cerablus-Azez savaş sebebi

Bu yüzden
Cerablus
ile
Azez
arasında kalan ve
Akdeniz
projesini bir yerde durduran o alan kesinlikle Türkiye'nin denetimi altında kalmalıdır.
Bu alan bir savaş sebebidir. Çünkü bu alanı da kaybederse Türkiye'nin coğrafya ile hiçbir bağlantısı kalmayacaktır.
Rus uçağının düşürülmesi bir meşru müdafaadır.

Ama daha da önemlisi bir
kriz sebebi değil, derin bir krizin sadece bir sonucudur.
Bu olay,
Türkiye'ye yönelen savaş için dünyanın dikkatinin çekilmesidir.
Dünyanın artık, Suriye üzerinden Türkiye'ye yönelik ortak bir savaş yürütüldüğünü,
ülkemizin hedef alındığını
, bu savaşın bölgesel bir felaketle sonuçlanabileceğini görme ve düşünme vakti gelmiştir.

Türkiye'nin
Arap/Müslüman
coğrafya ile bütün bağlarını
rehin almayı
amaçlayan bu durum, eğer başarılı olursa, Türkiye için
ölümcül sonuçlar
doğuracaktır.


Rusya Sünni dünyayı kaybetti

Ama unutulmasın, bütün bu gelişmeler Türkiye'yi
Müslüman dünyanın tek temsilcisi, öncüsü, sözcüsü haline
getirmektedir. Çok geniş bir coğrafi
güç, etkinlik, Türkiye'nin arkasında
toplanmaktadır. Coğrafyanın
sinir sistemi
harekete geçebilir ve bu Rusya için ağır sonuçlar doğurabilir.

Rusya'nın son
on yıldır Müslüman dünya ile yakınlaşma projeleri çökmüştür.
Putin, Türkiye ile köprüleri atarak, onu
güneyden vurma
ya girişerek kendini
İran'ın jeopolitik hesaplarına
mahkum etmiş ve Sünni dünyayı tamamen karşısına almıştır. Onlar açısından
Rusya işgalci, İran gizli yayılmacı
devletler olarak, hırslı ülkeler olarak, tehdit olarak algılanacaktır.

Biz bütün bunlara rağmen
soğukkanlılığın
bir yerde devreye gireceğine, bu
çılgınlığa bir nokta
konulacağına inanıyoruz. Bu inancı korumakla beraber iki ülkenin doğrudan Türkiye'yi hedef aldığının iyi okunduğunun, anlaşıldığının bilinmesi gerektiğini söylüyoruz. Rus uçağının düşürülmesi bir krizin başlangıcı değildir. Kriz çoktan başlamış, kriz olmanın ötesinde T
ürkiye'ye karşı açık savaş
a dönüşmüştür. Uçak meselesi başlatılan bir savaşın sonucudur.

Oldukça
açık konuştuk
sanırım.
#rus savaş uçağı
#ortadoğu
#savaş ilanı
8 yıl önce
Açık konuşalım, bu savaş ilanıdır
Piyasa dinamizmi için teşvikler seçici dağıtılmalı
Bir büyük insanın ardından
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti