|
Açın kapıları, milyonlar Avrupa’ya aksın!
Açın kapıları,
yüzbinler Avrupa sınırlarını zorlasın.

Akdeniz
kıyılarından,
Anadolu
'dan
büyük Avrupa yürüyüşü
nü başlatsın. Bu
dalga
, Atlantik kıyılarına kadar devam etsin.

Onları Anadolu'da durdurmayın,
geçişlerini kolaylaştırın, yollarını açın, yol erzaklarını verin
.. Sadece
insan tacirlerini
engelleyin ama Türkiye onlar için kolay ve
güvenli geçiş
güzergahı olsun.

Afganistan
'dan,
Suriye
'den,
Kuzey Afrika
'dan, Akdeniz çevresinden,
Mezopotamya
'dan
milyonlarca insan Avrupa başkentlerine dayansın.

Asya'dan, Afrika'dan
insan seli
olup kıtanın her köşesine ulaşsın.

Korkmayın, Avrupa'yı işgal etmeyeceğiz..

Ulaşsın da bu insan selinin, bu
“sadece insan”
olmayla sınırlı
“büyük akın”
ın durdurulamayacağını,
sadece “Avrupalı” olarak güvende kalmanın mümkün olamayacağını, “zenginliklerinin ve silahlarının” onları koruyamayacağını,
dünyanın sadece Avrupa değerlerinden ibaret olmadığını görsünler.

Onlar bizim
topraklarımıza, ülkelerimize, şehirlerimize, dağlarımıza silahlarıyla gelirken
sorun olmuyor da, biz oralara silahsız, sadece insan olarak gidince neden
panikliyorlar!

Biz, dünyanın ezici çoğunluğu, oralara
silahla, öfkeyle
gitmiyoruz. Kötü niyetle gitmiyoruz, şehirleri yağmalamaya gitmiyoruz. Çete savaşları için,
etnik kavgalar
başlatmak için, örtülü operasyonlar yapmak için, her türlü suikast yöntemlerini kullanmak için, insanları birbirine kırdırmak için gitmiyoruz.

Biz, dünyanın geri kalanı,
milyarlar, bir istila planlamıyoruz.
İç savaş, sömürge için gitmiyoruz. Sadece insan olarak, onların
insanlığını test
etmek için gidiyoruz. Korkmasınlar, Avrupa'yı
işgale
gitmiyoruz.

O karar ve sahile vuran cesetler..

Onlar bizim şehirlerimizi bombalarken, onlar bizi birbirimize
boğazlatırken,
onlar kendi elleriyle bu büyük göç dalgasına ortam hazırlarken biz yine de
sırtımızda bir çanta, ekmeksiz ve susuz
olarak gidiyoruz.

Kendimizi savunacak hiçbir şeyimiz yok. Onlar için
tehdit
oluşturacak hiçbir şeyimiz yok.

Ama bu halde bile
korkuyorlar,
bu halde bile kapıları kapatmaya çalışıyorlar, bu
dalgayı durdurmak için utanç verici kararlar
alıyorlar, sınırlara
tel örgüler
çekiyorlar.

Sivil insanları,
kadınları, çocukları
durdurmak için zirve üstüne zirve yapıyorlar. Bu zirvelerle
“mülteci teknelerini batırmak”
dahil her türlü
gayri insani
kararları alabiliyorlar.
Onlar karar aldıkça tekneler batırılıyor, onların kararlarından sonra Akdeniz sahillerine cesetler vuruyor.
Sıkılmadan, vicdansızca bir de bu çocuk bedenler üzerinden insani söylemler üretiyorlar.

Bir çocuk bedeni sizi ele verdi

Büyük göç harekatı
iki yüzyıldır dünyanın bütün köşelerini yağmalayan, bütün değerlerini ayaklar altına alan, bütün çatışma biçimlerini servis edenlerin kötü niyetlerini ortaya koydu, içlerindekini dışarı taşırdı.

İkiyüzlülükleri ortaya serildi. Sahte insan hakları söylemleri, değerleri test edildi. Hepsi sınıfta kaldı.
Avrupa Birliği dediğimiz, dünyaya bir model olarak sunulan, elli yıldır insani değer ihraç eden yapı birkaç çocuk bedenine yenildi, pes etti.

Oysa bu coğrafyada
biz her gün ölüyoruz.
Çocuk bedenlerimiz sıra sıra her gün gözlerimizin önüne geliyor. Şehirlerimize
duvarlar
örülüyor, mahallelerimiz birbirinden ayrılıyor,
bin yıldır birlikte yaşayan insanlar birbirini kırıyor.
Bunların hepsinde
onların parmak izleri
var.

Bütün örgütlerin arkasında onların izi var. İşgallerin, iç savaşların, etnik kavgaların, bu kavgaları büyütmek için kurulan örgütlerin, cinayetlerin arkasında izleri var.


Hiçbir duvar bu dalgayı kıramaz

Yeryüzünde
hiçbir güvenlik planının bu insan akınını durduramayacağını
göreceksiniz.
Hiçbir duvarın, hiçbir dikenli telin, hiçbir zirvenin
Asya'dan, Afrika'dan kopup gelen
dalgayı kıramayacağını
göreceksiniz.

Evet, doğru,
siz de esmerleşeceksiniz.
Siz de dünyanın geri kalanında neler yaşandığını öğreneceksiniz. Siz de fakirliğin, yoksunluğun,
kimsesiz bırakılmanın, evsiz ve vatansız kalmanın ne olduğunu
bu insanlardan öğreneceksiniz.

Sizin
kibriniz,
küçümsemeniz,
nefretiniz
dünyayı bu hale getirdi. İki yüz yıldır bu coğrafyada, insan ırkının yapabileceği her kötülüğü yaptınız.

Bizim şehirlerimiz harabeye dönerken sizin şehirlerinizin de
konforu
bozulacak. Bizim insanlarımız
bomba sesleri
altında korku ile sabahın olmasını beklerken siz
rahat uyku
uyuyamayacaksınız.


İslam medeniyeti ile yüz yıldır savaşan kim?


“Hristiyan medeniyetimiz tehdit altında”
diyor biri.
Bu topraklar iki yüzyıldır sizin tehdidiniz altında.
Bugün bile gazetecileriniz, istihbarat örgütleriniz Kandil'e kadar gidip operasyon yapıyor, terörü silahlandırıyor, onlarla birlikte oyun kuruyor, bu ülkeyi hedef alıyor. Bizim
“İslam medeniyetimiz”
dimdik ayakta ve biz hala korkmuyoruz. Siz
“Haçlı Savaşları”
ifadesini en yetkili ağızdan dile getiriyorsunuz, biz yine de paniklemiyoruz.

Bugün bile
sokak terörü üzerinden bu ülkede Başbakan öldürmeye kalkanların arkasındasınız.
İçeride
darbe
planlayanların arkasındasınız. Şehirlerimize silah yığınağının arkasındasınız.


Artık mültecilerle savaşıyorsunuz..

Siz silahla geliyorsunuz, biz sadece insan olarak,
tamamen savunmasız geliyoruz. Yine siz
paniktesiniz,
yine siz korkudasınız. Bu yüzden siz silahsız sivillere karşı örtülü bir savaş başlattınız. Bizimle, ülkelerimizde savaştınız yetmedi, artık
mültecilerle savaşır oldunuz.

Hristiyan kimliği üzerinden ötekileştirme ve ırkçı kimlikler üzerinden ayrıştırma
üzerine bir
güvenlik paranoyası
kapladı sizi. Bu iki kimlik dışında herkes, her şey tehdit. Bu tehdidi daha Avrupa'ya yaklaşmadan, bizim sınırlarımızda yok etmek istiyorsunuz.
Balkan ülkelerini kalkan yapıyor,
dalganın Avrupa içlerine sızmasını engellemeye çalışıyorsunuz.

Bu yüzden
olağanüstü hal yasalarını
değiştirdiniz.
Göçmen yasalarını, vatandaşlık yasalarını
değiştirdiniz.
Irkçı,
insan haklarını bir kenara atan düzenlemeler getirdiniz.
İç savaş çıkarmaya ayarlı teröre
karşı var gücüyle mücadele eden Türkiye'ye saldırı üstüne saldırı yaparken siz oralarda
silahsız kadın ve çocuklara
savaş ilan ettiniz.


Sınırları açın, göç dalgasını büyütün

Siz o kararları aldıktan sonra
sahilleri kaç çocuk bedeni vurdu
hesabını yaptınız mı?
Türkiye, Asya ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri, sınırlarınızı açın, göç dalgasının Avrupa içlerine kadar girmesine destek verin.
Dünyanın yarısına müdahale edenlerin bu mesele ile baş edemeyeceğini göreceksiniz.

Avrupa için tarihin en büyük “güvenlik tehdidi”, silahlarla değil, insani değerler üzerinden geliyor. Bu bir insanlık testi.
Bırakın milyonlar o topraklara aksın. Hem insan kimliklerini sınayalım, hem de bu topraklarla uğraşacak vakitleri kalmasın!
Ellerini bizim üzerimizden çeksinler…
#göçmenlik
#mülteciler
#avrup
#a
9 yıl önce
Açın kapıları, milyonlar Avrupa’ya aksın!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?