|
Ne yaparsanız yapın; bu milleti teslim alamaz, bu bileği bükemezsiniz
Kaç tane
15 Temmuz
denerseniz deneyin; bu milletin yürüyüşünü
durduramazsınız
.
Milletlerin, ülkelerin kaderi
ni değiştiremezsiniz. 21. Yüzyıla dönük
büyük değişim
i engelleyemezsiniz. Türkiye'yi
teslim alamazsınız, korkutup sindiremezsiniz
.


Kaç örgüt daha

sahaya sürerseniz sürün; Anadolu insanının dirayetini zayıflatamazsınız.

İnancını yok edip, azmini ve direncini kıramazsınız

.

PKK

'yı,

PYD

'yi,

DEAŞ

'ı,

DHKP-C

'yi kullandığınız gibi, Türkiye'ye karşı

kitlesel kıyımlar için hazırladığınız

diğer örgütleri de sahaya sürseniz amacınıza yine de

ulaşamazsınız

.



Milletin ana omurgası size asla teslim olmaz


Ne tür terör saldırıları yaparsanız yapın

, ne tür sivil katliamlar planlarsanız planlayın,

ne tür suikastler

hazırlarsanız hazırlayın, öldürmekle bu milleti

korkutamazsınız

,

köşeye sıkıştıramazsınız

. Askere, polise, vatandaşa, gencine ve yaşlısına,

ülkenin omurgasına

yönelik kanlı saldırılarla

hiçbir yere varamazsınız

, varamayacaksınız.



Bu ülkede

yılgınlık

da,

kaos

da üretemezsiniz.

Toplumsal psikoloji

yi çökertip

kitleleri devlete karşı kışkırtamaz

, harekete geçiremezsiniz. Bir

isyan

çıkaramaz, Türkiye'yi

parçalama

senaryolarını uygulama şansı bulamazsınız, bulamayacaksınız.



Siz, tarih bilmezler, siz, Anadolu'yu tanımazlar..


Siz tarih bilmezler

,

siz bu milleti tanımazlar, siz Anadolu'yu hiç bilmezler

, siz coğrafyanın siyasi

genetiğinden

habersizler! Elinizin altında ne

kadar kripto FETÖ'cü, ne kadar PKK/PYD lobicisi, holding karargahlarınızda ne kadar DHKP-C'li

, ne kadar eli kanlı ve geçmişi kirli adamınız varsa sahaya sürseniz

sokakları, mahalleleri, şehirleri

bölemezsiniz, ayrıştıramazsınız.



Bu ülkeyi

Suriyeleştiremezsiniz

. Bu ülkeyi ABD'nin, Almanya'nın, İngilizlerin harita taslaklarına kurban edemezsiniz. Bu ülkeyi Suriye'den vuramazsınız. Suriye üzerinden gelip

şehirlerimizi teslim alamazsınız

. Bırakın şehirlerimizi, bırakın sınırlarımızı

nereden geliyorsanız orada vurulursunuz, bekleyin

, vurulacaksınız..



Siz, Batı başkentleri, bu ülkenin bileğini bükemezsiniz


Ne kadar

etnik kimlik kavgası

pazarlasanız, ne kadar

mezhep

kimliği çatışması servis etseniz,

hangi Avrupa başkentinden operasyon yönetseniz

,

ABD'nin bilmem hangi derin yapısıyla iş tutsanız

, bilmem hangi istihbarat servisinden

ihale

alsanız bu ülkenin

bileğini

bükemezsiniz.



Biz şu anda

bize saldıran ülkelerin çoğundan daha güçlüyüz

. Bir hedefimiz, bir gelecek planımız, bir mücadele azmimiz var.

Çok öfkeliyiz, bir o kadar da kararlıyız

. Biz,

tarih sahnesine yüz yıl sonra yeniden çıkmanın coşkusu

nu yaşıyoruz.



Kavgamız

var, yüzlerce yıldır yürüdüğümüz o büyük yürüyüş var.

Bir büyük hesap var

. Sizler asla bu hesabı bozamazsınız, bozamayacaksınız.

Tereddütsüz ve korkusuzca

inanıyoruz. Bu yol yürünecek, o hedefe varılacak.

Bu kadar büyüdüğümüz için, bu kadar güçlendiğimiz için

, yüz yıl boyunca bizi

vesayet

altında tutanların önüne geçtiğimiz için hedef oluyoruz, bunu biliyoruz.



Yumrukları sıkın, 'Acımasız Direniş' hattını güçlendirin


Gün gelecek

o örgütler, o bombalar, o kurşunlar sizin şehirlerinize, sizin başkentlerinize, sizin insanlarınıza yönelecek

, onu da biliyoruz. Bizim topraklarımızda denediğiniz

her senaryo

, beslediğiniz, silah verdiğiniz, hedeflerini bile ellerine tutuşturduğunuz

o örgütler

tarafından size yöneltilecek, onu da biliyoruz.



Yumruklarımızı sıkalım

, öfkemizi büyütelim ama bu öfke, bu

hınç

bizim daha da

kenetlenmemiz

için olsun. Ülkemize, milletimize, komşularımıza, sokakta beraber yürüdüğümüz insanlara sahip çıkmak için olsun.

Omuz omuza yürümek için, göğüs göğüse mücadele için olsun. “Acımasız Direniş” hatlarımızı daha da güçlendirmek için olsun

.



Terörle aynı dalga boyu
konuşanlar, yayın yapanlar, moral bozanlar, umutsuzluk yayanlar

terörle ortaktır, o büyük planın 'sivil' ayaklarıdır. Terör saldırılarını

perdeleyerek

alttan altta sokakları kışkırtanlar,

yeni bir 15 Temmuz

senaryosuna hazırlanmaktadır, bilginiz olsun. O isimlere, o merkezlere, o çevrelere dikkat edin, her adımını izleyin, her sözünü irdeleyin.



Farklı örgütler saldırıyor, aynı patron emir veriyor


Çünkü

Türkiye'miz Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en ağır saldırılarla karşı karşıya

. O zaman bir

imparatorluğu

çökertmişlerdi, şimdi

yeniden yükselişi durdurmaya

, bizi

bir yüz yıl daha rehin almaya

, esir almaya çalışıyorlar. Bunun dışında hiçbir senaryoya,

makul gibi görünen telkinlere

inanmayın.

Bu telkinler, Batı başkentlerinde pişirilip ülke içinde servis ediliyor

. Çünkü bu telkinler terör kararı verilen, örgütlerin yönetildiği merkezler tarafından belirleniyor.



Beşiktaş

saldırısı,

Kayseri

saldırısı,

Rus elçi

nin öldürülmesi,

Reina

'daki derin ve son derece kafa karıştırıcı saldırı ve son olarak

İzmir

saldırısı.

Hepsinde ayrı örgütler kullanıldı. Hepsinde tetikçilerin ve örgütlerin arkasında istihbarat teşkilatları var

.

Biz örgütlerle savaşmıyoruz, devletlerle savaşıyoruz

.



Müttefiklerimizle savaşıyoruz. İnsanlarımızı, ülkemizi, şehirlerimizi, topraklarımızı onlara karşı koruyoruz. Bütün bu örgütler o büyük hesaplaşmayı yürütenler tarafından yönetiliyor.

Biz onların silahlarıyla, onların bombalarıyla ölüyoruz

.



Yok böyle bir şey, olmadı, olmayacak..


Tarihimizin hiçbir döneminde

bu tür saldırılara

yenilmedik, geri çekilmedik, pes etmedik, teslim olmadık

. Teröre mi yenileceğiz?

PKK'ya mı, PYD'ye mi, DEAŞ'a mı yenileceğiz

? Onların arkasındaki

Batı başkentlerine, istihbarat örgütlerine mi

yenileceğiz?



Tarihimizin hiçbir döneminde

korkuyla karar veren

bir millet hiç olmadık. Şimdi mi olacağız?

Haçlı Savaşları

'ndan beri Anadolu'da kan veren, can veren, bedel ödeyen ama asla geri adım atmayan milletimiz,

şimdi mi geri adım atacak?



Yok böyle bir şey, hiç olmadı, hiç olmayacak

..



Savaşı sınırların dışına taşıyalım


Tehdit içeride değil, dışarıda.

Sınırlarımızın ötesinde

. O tehdidi içeride yok etmeye çalışırsak, sınırlarımızda durdurmaya çalışırsak başaramayız. Daha da büyür,

daha sık, daha güçlü, daha kanlı gelir

. Tehditleri, o örgütlerin

yuvasını dağıtarak

yok edebiliriz.

Sınırlarımızın çok ötesine vararak, çok ötelerini vurarak, oralara yerleşerek

durdurabiliriz.



Madem bu savaşı içeride başlattılar, maden bu savaşı yaşayacağız o zaman sınırlarımızın ötesinde savaşalım. Bize

nereden saldırı geliyorsa orası hedef olmalıdır. O örgütler nerede yuvalanıyorsa orası vurulmalıdır.

Türkiye mücadelesini kendi şehirlerinde değil oralarda vermelidir.



Kandil'den Afrin'e kadar savaş alanı


Suriye sınırı,

Irak'tan Akdeniz'e kadar

, Türkiye karşıtı cephe olarak planlanmış, ülkemize yönelik

yıkım ve işgal

girişimlerinin buradan başlatılması hedeflenmiştir. Saldırılar, terör buradan gelmektedir.

Bu hattın Irak tarafı da aynı

şekilde Türkiye'ye saldırı cephesidir. Artık

müttefik oyalamalarını

bir kenara bırakalım.



Bu kuşakta,

Suriye'de bir devlet otoritesi yoksa, Irak tarafından korunamıyorsa, boydan boya Türkiye'nin denetimi olmalıdır.

Kandil'den Afrin'e kadar bütün bu kuşak artık bizim için savaş alanıdır

, bedeli ne olursa olsun temizlenmelidir.



Türkiye,

hiçbir ülkenin itirazını ciddiye almadan

, bu kuşağa müdahalede bulunmalıdır.

Başka hiçbir seçenek kalmamıştır

. Türkiye'nin bu

öz savunma

sını engelleyen, içeride ne kadar çevre varsa

ihanet

içindedir. Dışarıdakiler zaten Türkiye ile hesaplaşmaktadır.



O askeri üsler kapatılmalı,
o vakıflar incelemeye alınmalı


Suriye savaşını çıkarıp, Türkiye'nin kucağına atıp sonra sahneden çekilenler şimdi Türkiye'ye saldırmaktadır

. Türkiye'deki

askeri üslerden örgüt yönetenler

, oralarda

toplantılar

yapıp terör planlayanlar durdurulmalı, bu üslerden çıkarılmalıdır.



Türkiye içinde yabancı istihbarat ağları

na geniş operasyonlar yapılmalı, hareket alanları

daraltılmalı

,

ülkelerinin derin devleti tarafından kurulup örtülü ödeneği ile beslenen yabancı vakıf ve kuruluşlar derhal incelemeye alınmalıdır

. Bu yapıların, o üslerin, o istihbarat ağlarının hemen her gün bir terör saldırısı şeklinde kendini gösteren

sistematik

saldırılarla birebir bağlantısı vardır.



Biz

FETÖ

ile uğraşırken,

PKK/PYD

ile uğraşırken,

DEA

Ş'la uğraşırken onlar

bu ağlar üzerinden, bu askeri üslerden, bu STK'lar elinden Türkiye'ye karşı operasyonlar yapmaktadır

, söz konusu örgütler bu adresler tarafından beslenip yönetilmektedir.



Bu ülkenin, milletin elleri tetiğe alışkındır!


Saldırılar durmayacak, biliyoruz. Bir süre sonra

ikinci dalga

saldırılar gelecek, biliyoruz.

Toplumsal infial

uyandırmak isteyecekler, sokakları isyan için

provoke

edecekler,

devlet otoritesini çalışamaz hale getirmeyi

deneyecekler, biliyoruz. Hepsinden önemlisi,

15 Temmuz öncesine benzer bir yapılanma, organizasyon, hazırlık

olduğu izlenimi ediniyoruz. Yeni cepheler, ortaklıklar kuruluyor, izliyoruz.



Ama bu sefer 15 Temmuz'da olduğu gibi;

Şehitler Köprüsü

'nde,

Çengelköy

'de,

Kazan

'da olduğu gibi

sadece ölmekle yetinmez bu millet

.

Bu ülkenin, milletin elleri tetiğe alışkındır

, bunu da biliyoruz.



Peki ne yapacağız?


Tekrar edeyim:

“Acımasız Direniş” hatlarını güçlendirmekte, siyasi aklı ve liderliği savunup korumakta, devlet otoritesini ayakta tutmakta, sokakları vatan ekseninde birleştirmekte, toplumsal psikolojiyi güçlendirmekte tereddütsüz bir dayanışma

gerekiyor.



Tehdit de, saldırılar da, planlar da tanımlanmıştır.

Tanımlanmış her düşman zayıftır

. Bize düşen

vatan

savunmasıdır.

Bin yıldır

yaptıklarımızı bir kez daha yapacağız. Buna gücümüz de, imkanımız da, inancımız da hazırdır.



Herkes

Son İstiklal Savaşı

'nda yerini almalıdır! Mesele budur!




#İstiklal Savaşı
#15 Temmuz
#Terör örgütleri
#DEAŞ
#PKK
7 yıl önce
Ne yaparsanız yapın; bu milleti teslim alamaz, bu bileği bükemezsiniz
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset