Söylemin kaynağı biz değil Batı idi. Bizler bunu
sandık ama söylemin bu kadar güçlü biçimde tartışmaya açılmasının,
olduğunu geç anladık. Bir süre sonra bu söylemle biz bile
olduk.
Soğuk Savaş'ı kazanan,
'yı devre dışı bırakan Batı,
, muhtemel bir güç yapılanmasının kendisi için oluşturacağı
boşa çıkarıyordu. Bizlere işin
kalmıştı ve süreci sadece
olarak izleyebildik.
Bir zamanlar
yapan
böylece bertaraf edilmiş oldu. 21. yüzyılın
başlamadan bitirildi. Ekonomik ve siyasi güçsüzlüğüne rağmen Türkiye'nin Batı için yeni bir tehdit olabileceğine dair
bu dönemde başladı.
nden hemen sonra
Batı'yı paniğe sevketti.
uzanan, yeryüzünün ana eksenini oluşturan,
, en önemlisi de
besleyen İslam kuşağı harekete geçmişti.
Müthiş bir açlıkla,
kitleleri harekete geçiriyor, Batı'nın
sallanıyordu.
, Batı ile hesaplaşma yönünde güç kazanıyordu.
kadar olağanüstü bir
harekete geçiyor,
yaygınlaşıyordu. İşte tam bu dönemde
eşleştirmesi icad edildi ve bu, küresel bir siyasi doktrine dönüştürüldü.
ABD ve Avrupa'nın
bu yeni tehdide göre topyekün
. Batı'nın Sovyetler'i yendiği gibi
dair Avrupalı liderler
yapmaya başladı. Müslüman ülkelerde
kuruldu. Daha sonra da terör gerekçesiyle
başlatıldı. Müslüman dünyadaki her arayış terör olarak tanımlanıp mahkum edildi,
edildi.
eden Batı, ondan çok daha büyük İslam tehlikesine karşı dünya genelinde bir tür
başlattı. Müslüman coğrafyanın yakınlaşmasına, kendine gelmesine,
arayışına karşı büyük bir tasfiyeye girişildi.
oldu. Adriyatik'ten Çin Seddi'ne söylemi Türk dünyasının yakınlaşmasını sabote ederken
oldu.
korkusuyla şekillenmiş Batılı
, Türkiye'nin vesayetten kurtulma çabalarını hissetmiş, bir şeylerin geldiğini anlamıştı.
Osmanlı sonrası Türkiye'nin
hamleleriydi bunlar. Başaramamıştı ama bir hamle yapmış, bir hareket kazanmış, kendine ve çevresine yeni bir bakış geliştirmeye başlamıştı.
Türk kuşağından sonra
, dış politikadan iç toplumsal söyleme kadar yeni bir dil geliştirdiğine bu dönemde tanık oluyoruz.
Türkiye İslamlaştıkça İslam kuşağındaki hareketlerin
. Bu yüzden
dalgasının en büyük destekçisi oldu. Özellikle
'daki devrimin baş destekçisi olmaktan hiç çekinmedi.
Türkiye,
tehdit olarak tanımlanır oldu. Arap Baharı'nın en büyük motivasyonuydu ama asıl içeride bir
yaşanıyordu.
Bu devrimin başarılı olması halinde nasıl bir
şekilleneceğini kimse tahmin edemezdi.
kadar bütün
değişecekti, Türkiye'nin
kurtulması birçok ülkeyi de vesayetten kurtaracaktı. Oysa Batı, coğrafyamızı
. Türkiye'nin Müslüman kitlelerin gücünü harekete geçirmesi bütün harita çalışmalarını sıfırlayacak, dünyaya yeni bir siyasi ve güç haritası dayatacaktı.
Batı için tehlike çok büyüktü.
sabote edildi, özgürlük arayışları eskisinden daha beter bir
ya da iç savaşlara dönüştürüldü.
bütün coğrafyayı rehin aldı. Artık
savaşıyordu. Etnik ve mezhep öncelikli olmak üzere bütün
savaş aracı haline getirildi. Yeni
olağanüstü bir
dönüşüyordu. Belki yüzyıllık savaşlara kapı aralanıyordu.
Belki Arap Baharı ile bir
dalgası başlayacaktı ama başlamadan durduruldu. Böylece,
de sabote edildi.
Tam bu dönemde, İslam iç savaşı için
. Batı'nın
bir kenara bırakıldı ve Müslüman dünyanın
a ayrılması için
. Sadece Suriye'de değil, Kızıldeniz'den Basra Körfezi'ne ve Akdeniz'e kadar
inşa edildi. Tahran bu yüzyıllık savaşta
.
Ancak
olarak belirlendi.
. Yani Türkiye,
sıkıştırılır oldu.
“Türk tehlikesi" söz konusu olduğunda Batı Türkiye'yi
, yönetmeyi, tehdidi boşa çıkarmayı bildi. Ama
anlaşıldı. Çünkü Türkiye hem kendini dönüştürüyor, hem de İslam kuşağıyla çok güçlü temeller atıyor,
. Geriye tek bir seçenek kalmıştı,
İşte bu yüzden bugün içinde bulunduğumuz şey, açık savaş dönemidir. Bu yüzden içinde bulunduğumuz
bir anlam ifade etmemektedir. Bu yüzden
yer almaktadır. Bu yüzden
.
Türkiye,
geçiriyor. İçeride ve çevrede devrimci adımlar atıyor ve
hazırlanıyor.
, yani Türklerin yakınlaştırılması sabote edildi ama Türkiye ciddi hasar almadı.
, yani Müslümanların yakınlaştırılması çok daha büyük sarsıntıya yol açtı. Şimdi bu dalganın merkezinde yer almanın bedelini ödetiyorlar. Dolayısıyla bütün çatışma görüntüleri
ayarlıdır. Son üç yılda üç darbe girişimi bu yüzdendir.
Nereden bakarsanız bakın,
ve hesaplaşma çok büyüktür. Çok çetin bir mücadele yaşanmaktadır.
Bütün mesele budur. Türkiye ikinci büyük dalganın öncüsü oldu ve bu yüzden ana hedef haline geldi.
rolümüz paniğe neden oldu.
Artık Batı için bir
vardır ve bu Osmanlı tehlikesi ile eşanlamlı kullanılmaktadır. Tezler, güvenlik stratejileri, coğrafyaya yönelik müdahaleler bu korku ile biçimlendirilmektedir.
İlk bakışta kötü gibi görünen bu manzara biraz
vermektedir. Bu
geçileceğinden, Türkiye'yi çevreleme ve sıkıştırma projelerinin başarısız olacağından eminiz.
Türkiye doğru yoldadır ve
yatırım yapmaktadır. Zor bir süreç yaşanacak ama bu kritik eşik geçildikten sonra bir daha geri dönüş olmayacaktır.