|

Güzel kar yağdı. Gönlümüz şenlendi. Gözlerimiz temizlendi. Kış bilgimizi tazeledik. Gökten beyaz haber geldi, uslu insanlara dönüştük. Sakinlik iyidir.



Memleketin birçok yerinden kar fotoğrafları, kış manzaraları yağıyor. Gördüğüm: Kar, dağlarda ve tenhalarda daha rahat ediyor. Beyaz bir sessizliğe dönüşüyor. Kimse onunla uğraşmıyor.



Şimdi şehirdeyiz. Şikâyet makamında oturanların yoğunlukta olduğu yerdeyiz. Alemi sadece kendisinden ibaret sananların içindeyiz. Böyle kimseler dünyadan hak iddia ederler.

İsterler ki dünyada olup da kendisinde olmayan hiçbir şey kalmasın.

Emek verirsin, verirler ziyan. Şikâyet makamında oturanlar hem yağmura, hem kuraklığa karşıdır. Nasıl olacak bu?



Kış, yalnız insana gelmez. Kar bize mahsus yağmaz. Tabiat, sokak hayvanlarından ve insanlara yakın kuşlardan oluşmaz. Kış olunca kurtlar ve tilkiler niye köylere, kasabalara iner? Hiç görmediğimiz kuş türlerini neden görmeye başlarız? Mesela bir ağacın neler yaşadığını bilebilir miyiz? Bazen kışı çıkaramaz, kuruyup gider.



Zor şartlar altında kendini gösteren, boy veren çiçekleri daha bir severim. Çiğdem, kardelen gibi. Hiç kuşkusuz, böyle insanları da. Onlar ayrıca kıymetlidir.


Kar, zorlukla beraber gelen güzelliktir. Zahmetin içindeki rahmettir.



Güzelliği herkes anlayamaz. Hatta ona hasımlık eden, çirkinlik yapan olur. Hayat.


Ataullah İskenderî “bir eşyadan başka bir eşyaya seyahat edip durma” diye nasihat eder. Eşyaya beyaz, kışa kara diyen insanlarız.



Kış kelimesinden başka ne anlarız? Soğuktan sonra soğukluk olabilir mi? Gaziantep yöresinden derlenen bir atalar sözü:

Asık çehre yuvaya kış getirir.


Yuva bahsi mühim. Konut, daire, ev, rezidans, home ofis, yaşam alanı gibi onlarca tanımın karşısında yuva kavramı bir başına duruyor. Bir derinlik olarak.



Kışın, evler yuvaya dönüşür. Önemi artar. Bütün gün evde oturan biriyim. Bazen eve gitmeyi özlüyorum. O derece.



Pazartesi on dakikalık bir iş için Beyazıt'ta bulunmam gerekiyordu. Gitmesem de olurdu ama gittim. Eve dönüş dört saat sürdü. Yıllardır bu kadar yürümemiştim. Kendimden memnun kaldım. Çünkü hiçbir şikâyet belirtisi veya pişmanlık hissi duymadım. Buna karşılık eve yaklaştıkça mutluluğum arttı.



Güzellikten anladığımız nedir? Berrak. Duru. Sade. Temiz. Yürürken karda bunları gördüm.



Yazmıştık, yine yazalım:

Birinin 'bereket' dediğine diğeri 'felaket' diyebiliyor. Böyle bir dünyada yaşıyoruz.

#Kar
#Ataullah İskenderî
#Tabiat
7 yıl önce
Kar
Kara dinlilerle milletin savaşı
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…