Herkes Erdoğan'ın vereceği kararları bekliyor. 16 Nisan'daki referandumdan sonra düşeceği söylenen gerilim, ortaya çıkacağı düşünülen yol haritası ve AK Parti'nin bundan sonra izleyeceği politikalar, gelip Erdoğan'ın vereceği kararlara dayandı.
Herkes, bugün AK Parti'ye üye olan ve siyasi tarihte yeni bir sayfa açan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bundan sonra atacağı adıma kilitlenmiş durumda.
Geçen hafta birkaç Anadolu şehrini dolaştım. Batı şehirlerindeki durumu biliyordum, bir de Anadolu şehirlerindeki teşkilatın durumunu görme fırsatı buldum.
Bir zafer kazanmış gibi değil de, milletten uyarı almış bir partinin teşkilatı olarak, yeniden bir yol haritasına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar. 2002 ruhunun kaybolmasına, heyecanın azalmasına, samimiyet ve dayanışmanın azalmasına neden olan şeyleri anlamaya çalışıyorlar.
Teşkilatlara sirayet etmiş “benim adamım” hastalığını, ideallerden ve büyük hayallerden kopup, küçük çıkarların hesabını yapanların el üstünde tutulmasını, AK Parti medyasındaki itici ve ayrıştırıcı dili sorguluyorlar, özeleştiri yapıyorlar, bekliyorlar.
Ve AK Parti teşkilatları Erdoğan'ı bekliyor.
Referandumla birlikte büyük bir sarsıntının yaşandığı siyaset dünyası da Erdoğan'ın kararını bekliyor. Siyaset doğurgan günlerine girdi. Sağda, solda ve merkezde muhalefet yeni bir şeylere ihtiyaç olduğunu tartışırken, Erdoğan'ın vereceği kararı beklemeye başladılar.
Ve siyaset Erdoğan'ı bekliyor.
Cumhuriyet tarihinin en köklü değişimini yaşayacak bürokrasi. Parlamenter sistem devri kapanacak. Yıllardan beri alışılagelmiş, Başbakanlık kalkacak ve Cumhurbaşkanlığı sistemi hayata geçecek.
Tedirgin, meraklı, heyecanlı ve fırsatçı bir şekilde bekliyorlar. Erdoğan devleti yeniden yapılandırırken, liyakat ve ehliyete göre insan kaynaklarını yeniden dizayn ederse, bu, birçok bürokratın kâbusu olacak.
Ve bürokrasi Erdoğan'ı bekliyor.
28 Şubat döneminde en ağır darbeyi alan, saygınlığını ve güvenirliliğini kaybeden medya, benzer bir krizin içine girdi. Tetikçiler, kifayetsiz muhterisler, menfaatperestlerin hüküm sürdüğü bir medya düzeni, belki de referandumda AK Parti'ye en büyük zararı verdi. Herkes bundan şikayetçi.
İnsanları ekranlardan tehdit eden, parmak sallayan, hakaret eden, herkesi 'hain' ilan etmeye hazır bazı şizofren tiplerin hükümranlığı devam edecek mi, etmeyecek mi? Bunun için Erdoğan'ın kararını bekleyecek herkes.
Ve medya Erdoğan'ı bekliyor.
Önce doğu seferleri, sonra Putin ve Trump ile görüşme… tüm bunların sonucunda önemli kararlar çıkacak beklentisinde batı. İş dünyası, medya, siyaset, sivil toplum bunu bekliyor. Avrupa ile gerilen ilişkiler, dengesi şaşan ticari münasebetler ve sarsılan müttefiklik…
Batı, Türkiye'ye yönelik hasmane tutumunu sürdürecek mi, yoksa yeni bir sayfa mı açacak? Türkiye'nin dış politikası nasıl şekillenecek, hangi aktörler şekillendirecek?
Ve Avrupa Erdoğan'ı bekliyor.
İş dünyası, ekonominin aktörleri Erdoğan'ı bekliyor.
Tasfiye edileceği iddia edilen dindarlar, muhafazakarlar Erdoğan'ı bekliyor.
Verdiği oylarla referandumun seyrini değiştiren Kürtler Erdoğan'ı bekliyor.
Artık darbeden, gerilimden, seçimden, tartışmadan yorulan vatandaş Erdoğan'ı bekliyor.
Siyasette ağırlığı artan gençler Erdoğan'ı bekliyor.
Hangi bakanı öne çıkartacak, hangisini geri çekecek?
Hangi siyasetçiyi partide vitrine çıkartacak, hangisini dinlendirecek?
Eski yol arkadaşlarını yeniden iş başına getirecek mi, getirmeyecek mi?
Tüm bunlar, yakın zamanda belli olacak.
Erdoğan, insanları şaşırtmasını sever.
Belki de yumurtalarını tek sepete koymayacak, paylaştıracak.
Bilemiyorum. Zor ve hayati kararlar. Allah yardımcısı olsun.