Kütüphanemde Kürtleri ilgilendiren kitapların hangisini elime alsam, hepsi önce kısa bir tarih girizgahı ile başlıyor. Kürt isyanlarının nasıl başladığını, nasıl bastırıldığını ve nasıl kıyıma uğradığını anlatıyor tüm kitaplar.
Bence daha acı olanı, isyan eden Kürtlerin, aslında başka devletler tarafından nasıl kandırıldığının ve kullanıldığının sonradan ortaya çıkmasıdır.
Kürtlerin yakın dönem “Asrı Saadeti” Osmanlı döneminde olmuştur. Tüm milletler gibi, Kürtler de Osmanlı İmparatorluğu'nda kendi dilleri, dinleri ve kültürlerini özgürce yaşamıştır.
Osmanlı'nın zayıflamaya başlamasıyla birlikte, Rusya üç bölgede yoğun ayrılıkçı hareketleri desteklemiş ve Osmanlı'yı yıpratmak istemiştir. Balkanlar'da Slavları, Kafkasya ve Doğu'da Ermenileri, Doğu ve Güneydoğu'da Kürtleri tahrik etmiş, Osmanlı'ya karşı ayaklandırmaya çalışmıştır.
İlk Kürt isyanı 1806'da Abdurrahman Paşa ayaklanmasıyla ile başlar. 1912'ye kadar 12 farklı isyan yaşanır ve tümü sert biçimde bastırılır.
Rus Çarı, Balkanlar'da Sırplara verdiği bağımsız etnik devlet sözünü Kürtlere de verir.
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'yı parçalamak için yapılan planlarda yine Kürtler kullanılır. Bu kez kullanan İngilizlerdir. Sevr Antlaşması'nda (62 ve 64. Madde) Kürtlere bağımsız bir Kürt devleti vaat edilir.
Şeyh Mahmut Berzenci, 1922'de Süleymaniye şehrinde bu maddeye dayanarak kendini “Kürdistan Hükümdarı” ilan eder, para ve pul bastırır. İngilizler, artık kendi mandası olan Irak'taki bu bağımsızlık ilanını, Süleymaniye'yi bombalayarak bastırır.
Eş zamanlı isyanlar Türkiye'de de başlar. 1924-1940 yılları arasında 25 Kürt isyan olur. Cumhuriyet, Takriri Sükun Kanunu ve İstiklal Mahkemeleri'ni kullanarak sert biçimde bu isyanları bastırır. Kürtler, kimlik ve kültür olarak da inkar edilir ve yıllarca sürecek büyük tartışma o zaman başlar.
İngiltere, el altından tahrik ve teşvik ettiği bu isyanların, kendi mandası olan Irak'ta olmasını asla izin vermez. İngilizler Barzani ailesi başta, petrol bölgesine yaklaşan tüm Kürtleri katleder. Kürtler, İngiliz uçaklarından düşen bombaları görünce, Sevr'in bir aldatmaca olduğunu anlar ama geç kalırlar.
Kürtlerin, ilk ve son kurdukları devletin adı Mahabat'tır. İran topraklarında, 1946'da kurulan bu devletin ömrü 11 aydır.
İngiltere ve Rusya, İran'ı işgal etmek için, yine bağımsız Kürt devleti vaadiyle Kürtleri kandırır. Rusya, işgal ettiği İran'ın kuzeydoğusunu koparmak için Kürt devletini tehdit aracı olarak kullanır.
1960'larda Irak'ta askeri darbeler sonrası başlayan istikrarsızlıklar sonrası, Kürtler yeniden özerklik ve bağımsızlık için hareketlenir. Bu kez isyana teşvik ve tahrik eden Amerika'dır. Mustafa Barzani, hiçbir sözünde durmayan Rusya ile ittifakı bitirip, ABD ile anlaşır. Rusya da Kürtlere karşı Saddam ile el sıkışır.
ABD, Baas rejimine karşı, İran Şah'ı üzerinden, Kürtlere her türlü silah ve mühimmat yardımı yapar. Kürtler 120 bin kişilik ordusuyla artık bağımsızlık elde edeceklerine kesin inanır.
İran, Irak'a karşı bir yandan Kürtlere silah verirken, bir yandan da Saddam rejimiyle gizli görüşmeler yapıyordu. Aracı olan da Türkiye'ydi. İran Şahı İhsan Sabri Çağlayangil'e, Irak Şattül Arap konusunda ısrar etmezse, Kürtlere desteğini çekeceğini söyler. Irak zorda olduğu için İran'ın isteğini kabul eder.
Bir anda, İran Kürtlere yardımı keser. Barzani, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'e kendilerini ortada bırakmaması için dramatik mektuplar yazar. Ancak durum değişmez.
1970'lerde Barzani'nin teslim olmasıyla Kürt hareketi bölünür. Irak'ta Talabani, Türkiye'de de Abdullah Öcalan sahneye çıkar.
O tarihten sonra, kimin ne amaçla bölünmüş halde olan Kürtleri kullandığı artık takip edilemez oldu. Almanya, Fransa, İsrail, İran, Irak, Suriye, ABD, Rusya, Çin... her dönemde Kürtleri farklı bir amaçları için kullandı ve ortada bıraktı.
Şimdi Rusya ve ABD yine sahnede ve yine Rojava'da bağımsız bir Kürt devleti ile kandırıyor Kürtleri. Yarın da bunun detaylarını konuşalım. Yerimiz bitti.