|
Terörün taşlaştırdığı kalpler

Nice'de dehşet saçan TIR! Kaçışan insanlar, ezilenler, sağa sola darmadağın kanlar içinde yığılanlar. Ne kadar dehşet veren görüntüler, ekran karşısına geçmekten, sosyal medyayı izlemekten başka çaresi olmayan dünya vatandaşları için. Yine onlarca savunmasız, sivil, masum kanlar içinde. Neredeyse her hafta. Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Fransa'da, Belçika'da, Türkiye'de... Bir yerde DAEŞ oluyor failin adı, diğer yerde Boco Haram, Eş Şebab, El Kaide, PKK, YPG, DHKP-C vs.



Bu görüntüler eşliğinde birbirini suçlayan, fitneyi fesadı yayan, içindeki kini öfkeyi dışa vuran belki milyonlarca insan daha! Elimize belki silah almadık ama kelimeler birer mermi boşluğu açıyor hep yüreklerde. Hançer gibi saplanıyor en sevdiklerimize bile. Nasıl da aynasıyız birbirimizin. Başımıza böyle bir terör geliyorsa, içimizden yansıyan da o terör. Biri can alıyor, diğeri usul usul taşlaştırıyor kalbi.



***


IŞİD'e katılmaya giden Fransızların 1700 civarında olduğu söyleniyormuş. Marsilya ve Nice, katılımların en yoğun olduğu bölgelermiş. Bu terör örgütünü ister Batı kendi çıkarları için kurdurmuş olsun, ister Sünni Şiii çatışmasına odun taşımak için, ister elemanlarını son derece küresel taktiklerle devşirmekte olsun.



İstendiğinde yeryüzündeki tüm terör örgütlerine de Işid gibi az çok haklı gerekçeler bulunabilir. Çünkü hepsi direniş, mücadele, ezilmişlik, sömürülme, mağduriyet gibi motivasyonlarla insanları kendilerine çekiyorlar. Tarihi mazlumiyetlerini alet ederek bugünün masumlarını katlediyorlar. Burada asıl olan, bu öfke ve kin moderatörlüğüne alet olmamak. Bugün ise geldiğimiz noktada artık: Hollande'ın telaffuz ettiği gibi çoktan düştük tuzağa. “İslami terör” kavramının nihayet meşrulaştığı gündür bugün.



***



Fransız düşünür Olivier Roy, Fransa'daki Müslüman nüfusu bir İslami cemaat olarak görmemek gerektiğini söylemişti. Sahiden de dünyanın farklı coğrafyalarından gelen, münferit kişilerden oluşan birkaç milyonluk nüfustan bahsediyoruz. Bu dağınık yığınların tanımı ve tasnifi dahi yapılamıyor sosyolojik olarak. Bazen iç içe geçen, bazen ayrışan, farklı hayat tarzlarından, farklı ideoloji ve kimliklerden gelen Müslümanlar: Bugün itibarıyla artık potansiyel İslami terör gruplarının mensubu oldular.



Nitekim IŞİD'den taze paylaşımlar: “Sıra Berlin'de” posterleri! Bu tehditlerin de artmasıyla yakında Avrupa'yı gerek Suriyeli göçmenlerden, gerek daha önceki Müslüman göçmenlerden arındırmak isteyen zihniyet daha da güçlenecek. Hatta DAEŞ'e karşı savaştığı söylenen YPG veya PKK'nın birer kurtarıcı gibi algılanma ihtimalleri daha da artacaktır. Tıpkı Amerika'da olduğu gibi.



***



Fakat şu da var: “Ama onlar da bize şunu bunu yapmıştı!” “Şimdi sıra bizde!” Bu kafa ile direniş örgütü adı altında kurulan ne kadar terör şebekesi varsa, dünyanın bütün mazlumları birleşse, tek bir küresel ağ olsalar, -ki böyle de oluyor- yine zafer kazanamazlar. Terör kazansa bile, terörist hiçbir zaman kazanamaz.



Kısas yapacağım diye savunmasız sivilleri katletmekle kutsal bir savaş veremezsiniz.



Nerede, hangi mücadelede olursanız olun, isterse dünyanın en mazlum, en mağdur kitlesi olun: Haklı olmanın hudutlarını masum kanları dökerek ihlal ettiğinizde önce kendinize yenilirsiniz. İttifaklar, kurumlar, aygıtlar, resmi veya gayrı resmi örgütler olsun; fark etmez!



***



DAEŞ'in her korkunç eyleminden sonra Müslümanları sorumlu tutarak onları mücadeleye çağıran ve kınayanların sayısı artıyor. Pkk gibi örgütlerin ise Erdoğan'ı devirmek gibi misyonları kutsal kabul edildiğinden, onların terör eylemleri sonrası, örneğin sosyalistleri potansiyel canlı bomba olarak görüp sorumluluk yükleyenler neredeyse hiç olmuyor.



Bu terörist ayrımcılığını çok tehlikeli buluyorum. Nelere alet olmaz ki, bu zihniyetle körleşen insan. Bitip tükenmeyen sözleri de cabası: “IŞİD'in uzantısı AKP'dir!” Gerisi: IŞİD gibi bir terör örgütünün AKP yanlılarının verdiği kimyasallarla bomba yaptığını ve Batı'daki pek çok katliamda da bunları kullandığını ima edenlerin kansız terörü! Görün artık; terör kimseyi birbirinden ayırt etmeden can alıyor. Birbirine en zıt görüşteki kişiler aynı bombayla katlediliyor.



***



DAEŞ'in arkasında kimine göre batının üst aklı kimine göre de Müslümanların birikmiş öfkesi var. Sömürülmeye, ırkçılığa, haksızlığa karşı direniş gibi sosyolojik nedenler vs. Fakat şöyle de bir olgu mevcut. DAEŞ adına terör uygulayanların çoğunlukla kağıt üstünde Müslüman oldukları ve Müslümanca bir hayat tarzı sürmedikleri tanıklıklarla sabit. Nice'deki saldırgan için de Fransız komşuları tarafından benzer sözler aktarıldı.



O halde şunu tekrar not edelim: Hiçbir koşulda bu saldırıları yapanlar Müslümanlığı temsil edemez. Müslümanlık bir köken, ideoloji, küresel hüviyet, milliyet, ırk tanımına indirgenemez. Müslüman: Seven ve sevilendir, aşk / irfan ehlinin insanlığa emanetidir. Sevgili'nin seven ve sevilen olmaktan başka bir kimliğe ihtiyacı yoktur. Radikal Müslüman 'kökten aşık' olur, terörist değil.


#DAEŞ
#Terör
#Nice
8 yıl önce
Terörün taşlaştırdığı kalpler
2024 yılı birinci çeyrek dönemde ekonomik büyüme
Toplu sözleşme metnindeki sınavsız alımlara ilişkin acı gerçekler ya da acınası halimiz
Suriye, seçimler, Gazze Herkesin konumunu doğru belirlemesi gereken yerde
Geliyorum diyen tehlike: Arz-ı mev’ud safsatası ve Türkiye’nin parçalanan haritası 
Bir nostalji olarak Gezi