|
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar

Kılıçdaroğlu'nun ağzından geçenlerde “Allah'tan korkmuyoruz” ifadesi çıktığında, pek ciddiye alınmadı.



“Gaf yaptı” dediler.



Herhalde öyledir.



Birkaç gün sonra bir başka CHP'li aynı şekilde konuşunca, işin rengi biraz değişti sanki.



Alışkanlık mıdır, taklit mi bilemedim.



Belki ikisi de değil, itiraf.



Yahut sadece durum tespiti.



*


Yine “skandal ifade” olarak görüp geçelim mi, yoksa üstünde iki dakika düşünsek mi?



Vekil dediğin, Genel Başkanının izinden gider.



CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Meclis'teki konuşmasında şöyle söyledi:



“Sayın Cumhurbaşkanı hukuku göz ardı etmeyi buyurmuş olsa da biz Allah'tan değil hukuktan ve bu ülkenin elden gitmesinden korkuyoruz.”



Bizim bakkala bu konudaki fikrini sordum.



“Öyle olduğunu biliyoruz” dedi, “Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar.”



Özeti bu. Daha fazlası ayrıntıya girer ki hiç lüzum yok.



*


Hukuktan ve ülkenin elden gitmesinden korkuyorlarmış.



O ifadeye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu iki hususta korku taşımadığını da anlayabiliriz.



Satır arasından çıkarılan bir ifade olarak görmeyin.



Alenen söylenen bu.



“Biz Cumhurbaşkanı gibi değiliz, Cumhurbaşkanı da bizim gibi değil.



O sadece Allah'tan korkuyor…”



*


Hukuka kimin daha fazla saygılı davrandığı, bugüne kadarki tavır ve tutumlar karşılaştırılıp tartıldığında net olarak ortaya çıkar.



Her şey gün gün yazıldı.



Kim ne yaptı, ne dedi, hepsi kayıtlı.



Onu tarihçilerden daha iyi takdir edecek olan millettir.



*


Şimdi ben size bir hukuk dışına çıkma hikâyesi anlatayım.



Anadolu'nun güzel bir ilçesinde genç bir kaymakam…



Köylüler gelip yol yapılmasını istiyorlar.



Kaymakam söz veriyor ve yazışmalar başlıyor.



Oraya yazı, buraya çizi…



Sonuç yok.



Prosedür hazretleri bir türlü elvermiyor, mevzuat efendi mani oluyor.



Köylüler “Hani yol yapacaktınız” diye soruyorlar.



Devlet işleri ağır yürür, orası malûm ama bu dediğim, kırk yıl öncesi ve o zamanlar ağırdan daha ağır.



Bir de arada işin önemini kavramayan bürokratlara rastlanırsa…



Yazışmalar sürüyor, telefonlar sürüyor ama yol yapılmıyor.



En sonunda genç kaymakamın kafası atıyor…



Ve Karayolları şantiyesine gidip dozerin birini çalıyor.



Engel olmak isteyen bekçiye “Karşıma çıkma, mani olursan seni de ezerim. O köyün yolu bugün açılacak” diye sesleniyor.



Gidip yolu kendi açıyor.



*


Aynı kaymakamın bir başka hikâyesi var.



Bu defa Doğu Anadolu bölgesinde bir ilçede görevli.



Köy ziyaretlerinin birinde rastladığı bir olay, dış görünüş itibariyle dehşet verici.



Altı yedi yaşında bir çocuk, yemek yerken boğazına bir şey takılmış.



Nefes alamıyor.



Yüzü kızarmış, kıpkırmızı olmuş.



Biraz sonra morarma başlamış.



Sırtına vurmuşlar ama nafile.



Kaymakam Bey, bıçağı kaptığı gibi çocuğun boğazını kesmiş, bir delik açmış.



Çocuk böylece nefes almaya başlamış.



Hemen hastaneye yetiştirmişler.



Doktorlar boğazında açılan delik olmasa, çocuğun iki dakika içinde öleceğini söylemiş ve kim yaptıysa tebrik ederiz demişler annesiyle babasına.



*


Hedef, maksat, iyi niyet, çözüme yönelik olmak…



Bu gibi hususları dikkate alırsanız, ne zaman nereye çıkacağınızı, ne kadar orada kalacağınızı bilirsiniz.



Yoksa grip olur, zatürree olur, gidersiniz.



Hiç kimse vur patlasın, çal oynasın tarzı gidin, kafanıza göre takılın, hiçbir şeyi dikkate almayın demiyor.


#Kılıçdaroğlu
#chp
#Gaf
8 yıl önce
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset