Molotofu çok seviyorlar. Yarım bidon benzin, paçavra ve çakmak…

Çakmağı çak, paçavrayı tutuştur, fırlat gitsin.

Ucuz iş.

Yeni Şafak ve Yeni Akit binalarına

işte bu şekilde yapıldı.

Kamera kayıtlarını gördük.

Molotofu atıp kaçmadan önce birkaç kurşun sıkıyorlar.

*

Aynı saldırıyı gündüz vakti yapsalar, can kaybı olabilirdi.

Düşünceli terörist bunlar.

Bir parça nezaket de var.

Maksat büyük zarar vermek değil, sadece uyarı.

“Yayınlarınızı beğenmiyoruz. Hareketlerinize dikkat edin” mesajı içeriyor.

Altında imza yerine “Bir dost” yazmıyor tabii.

Tam aksine oradaki gizli notta “Bir düşman” ibaresi görülüyor.

*

Biz aldık o mesajı.

Ve bundan sonra daha çok dikkat edeceğimizden emin olabilirsiniz.

Kesinlikle bundan sonra daha sert olacağız.

Yaptığımız işe daha fazla sahip çıkacağız.

Gözü dönmüşlere karşı vatanımızı daha büyük bir hassasiyetle korumak zorunda olduğumuzu bileceğiz.

Bundan emin olabilirsiniz.

*

Eee?

O zaman neye yaradı bu saldırı?

Korkutmadığına göre…

Tam tersine şevkimizi artırdığına göre…

Niyet neydi, akıbet ne oldu diye bir düşünseniz derim.

*

Geçmiş yıllarda daha sık kurşun sıkılırdı bizim binaya.

Günün farklı saatlerinde…

Bazen gece, bazen gündüz.

Yoldan geçenlerin camlara sıktığı kurşunlara o kadar alışmıştık ki, bir müddet sonra şakasını yapar olmuştuk.

Epeydir böyle bir saldırı olmamıştı.

Fakat beklediğimizi kaydedeyim.

Bu hususu yazılarda belirttiğimizi de hatırlayanlar az değildir zannımca.

“Ne zaman saldıracaksınız?” diye sormuştuk, cevap epey geç geldi.

*

Şimdi o yanan kapıyı türbe haline getirmemizi bekleyenler varsa, boşuna bekleyecekler.

Bir takım büyükelçilerin, konsolosların ziyarete gelip incelemelerine de gerek yok.

Olay yeri inceleme ekibi, tam zamanında gelerek layıkıyla yaptı o işi.

Molotof atıp kurşun sıktıktan sonra kaçanlar da yakalanır muhtemelen.

Kimliklerine dair bir işaret yok henüz.

Yakayı ele verirlerse, ortaya çıkar.

Ama akıl yürütmemize de herhangi bir mani olamaz.

*

Mesela, AK Parti Gençlik Kolları mensuplarından şüpheleniyoruz desek, ne cevap alırız?

Gülünmesi için söylemedim, tebessüm bile lüzumsuz.

Sadece akıl yürütmek için.

Böylece, bir kesimi hemen elemiş olduk gördüğünüz gibi.

Geniş bir kesimi hem de.

Bu şekilde birer birer alan daraltarak, bir yere varılabilir.

Fakirin vardığı yerde, çukur kazanlar ve barikat kuranlarla bir irtibat çıkıyor.

Hani, bazılarının “Arkadaşlar” diye hitap ettiği kesim…

Meydanlarda bizim gazeteyi elinde sallayarak hedef gösterenlerin arkadaşları da olabilir.

Aceleci mi davranmış sayılırım?

Ziyanı yok; sonuç belli olduğunda yanıldığımı görürsem, açıkça özür dilemekten çekinmem.

Yeter ki emniyet mensupları, saldıranların geldikleri ve gittikleri yeri iyi tespit etsin.