|
Bir paraleldir tutturdular gidiyor…

İsviçre Alpleri zirvesinde deniz canlılarının fosilleri var. Himalayalar'da olduğu gibi.



Çok uzun zaman önce orası deniz zeminiymiş.



Sonradan katman katman yükselmişler.



Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz derken, kast edilen budur.



Birkaç kişiden oluşan ailenin kurduğu düzen üstüne, farklı yapıda başka bir aile düzeni kurulamazken, koskoca devlet böyle bir şeyi kabul eder mi?



Üstelik devletlerin önceliği, huzur ve mutluluktan önce güvenliktir.



Devlet içinde devlet, kimin kabul edebileceği bir şeydir?



Yok Paralel yapılanma imiş, yok öz yönetimmiş…



*


“Tutturdular bir Paralel'dir gidiyor. Amma abartıldı arkadaş” diyenlerin evlerine gidip birileri çöreklense nasıl karşılayacaklar, çok merak ediyorum.



Yahut kazılan çukurları, kurulan barikatları makul karşılama eğiliminde olanların evlerine birileri barikat kursa…



Bahçesine çukurlar kazsa…



“Biz burada özyönetim ilan etme kararı aldık” dese…



Öz evladının bile özyönetimini kabul eden çıkmaz.



“Burası benim evim, burada benim kurallarım geçer” sözünü bir tekerleme olarak görmemek gerekir.



*


Daltonlar yakalanıp hapse atıldıklarında, üzerlerine kalın çizgili mahkûm kıyafetleri giyerlerdi.



Tercihen değil, mecburen.



Hâlâ o şekilde çizgili kıyafet uygulayan ülkeler vardır belki.



Guantanamo'da kalanlara turuncu renkli kıyafet verdiklerini biliyoruz.



Herkesin kendi keyfine göre, bütçesine göre kıyafet giyebilmesi için, özgür olması şart.



Darbe anayasası söz konusu olduğu zaman, aklıma gelen o mahkûm kıyafetleridir.



İster çizgili olsun, ister turuncu veya mor.



*


Türkiye sivil bir anayasa hazırlamaktan aciz mi?



Kendi ihtiyacına göre bir anayasa yapmak istediğinde çıkarılan engelleri anlamanın akla sığar yanı yok.



Görünüşte herkes istiyor.



Gerçekte ise dolambaçlı yollar üzerinden yokuşa sürmekten başka bir şey değil yapılan.



Yeni kurulan Anayasa Komisyonu çalışmalarını takip edin, tartışmalara yakından bakın, neyi kast ettiğimi görürsünüz.



Ankara'dan İstanbul'a gitmek için, önce Trabzon'a, oradan Hatay'a gitmeyi, sonra da oturup düşünmeyi teklif etmekten farksız tartışmalarla karşılaşacağız yine.



Arada Van'a uğrayalım, sonra bakarız diyecek olanlar var o komisyonda.



“Nasılsa İstanbul hep yerinde duruyor.



Nasılsa hedef belli.



En azından biliyoruz nereye gideceğimizi…”



*


Düzgün bir anayasa hazırlamanın önüne engeller çıkaranların dışarıdan değil de içeriden olması, ayrı bir garabet.



Günün şartlarına ve ülkenin ihtiyaçlarına göre bir anayasa hazırlamak için darbe mi gerekiyor?



Bugün işi yokuşa sürenler var ya, eli silahlı birileri gelip darbe yapsa ve yeni bir anayasa koysa önlerine, gıkları çıkmaz.



Daha önce olduğu gibi.



Gider tıpış tıpış oy bile verirler.



Yine de ümit var.



Onlara rağmen yeni bir anayasa yapılacak.



İstedikleri kadar engel çıkarsınlar.


#İsviçre Alpleri
#Paralel yapılanma
#Guantanamo
8 yıl önce
Bir paraleldir tutturdular gidiyor…
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz